Üçüncü Perde - 6.Bölüm : Ben Neredeyim?

Start from the beginning
                                    

"Oğlum... Gel, otur! Gel şöyle!" Rıza Amca Onur'u balkondaki koltuklarımızdan birine oturtmaya çalışırken Onur kollarını çekti.

"Ben..." dedi bir kez daha, "Dışarı çıkmam lazım. Tek başıma kalmam lazım. Nefes almam lazım."

Onur balkonun kapısına yöneldiği sırada biz korkuyla masanın altına girdiğimizde Rıza Amca Onur'un kolunu tuttu.

"Bu halde tek başına bir yere gitmene izin vermeyeceğimi biliyorsun!" dedi sert ama anlayışlı bir sesle.

"Gitmek zorundayım."

"Nereye gideceksin oğlum Allah aşkına! Ender'i bulmaya mı! Sana söz veriyorum her şey benim kontrolüm altında, her şeyi ben halledeceğim, bana bırakmak zorundasın. Senden tek istediğim huzurlu bir şekilde beklemen... Tek istediğim bu. Seni tehlikeye atamam."

"Yürü be Rıza Amca!" Elimi korkuyla Burak'ın ağzına götürdüm.

"Şşş!"

"Sus abi kapının dibindeler!"

"Pardon."

Onur derin ve titrek bir nefes aldı. Gözlerini birkaç saniye kapalı tuttuktan sonra başını sallayarak gözlerini açtı. Burnunu çekip kendine gelmeye çalıştıktan sonra konuşmaya başladı.

"Sadece dışarı çıkıp tek başıma yürümek istiyorum. Hiç kimseyi bulmaya çalışmayacağım, başımı belaya sokmayacağım. Sadece çıkıp tek başıma hava alıp kendime gelmeye ihtiyacım var. Seni bir baba olarak kabullendiğim için değil sadece beni umursadığın için söz veriyorum, geri döneceğim..."

Onur Rıza Amca'ya tek kelime daha ettirmeden kolunu çekip balkondan içeri girdiğinde masanın altında gizlenmiş öylece onun gidişini izliyorduk. Böyle bir anda sürpriz yumurtadan çıkar gibi masanın altından sürünerek çıkıp onun gidişini durduramazdık. O odadan çıkar çıkmaz biz telaşla masanın altından çıktık.

"Ne yapalım, ne yapacağız şimdi abi!" Burak korkuyla söylenirken anında balkonun kapısını açıp Rıza Amca'nın karşısına çıktım. O an onunla göz göze geldik... Bana öylesine korkmuş ve yorulmuş bakıyordu ki elimi uzatıp Rıza Amca'nın kolunu tuttum... Destek olduğumu göstermek istiyordum.

"Siz elinizden geleni yapmışsınız..." diye mırıldandım, "Ve ister inanın ister inanmayın ben Onur'u biraz olsun tanıyorsam size güveniyor. Şaşkın ama içi rahat şu an... Hiçbir şey yapmayacak, kendini tehlikeye atmayacak... Söz verdiği gibi, size ve bize geri dönecek."

"Sağ ol kızım... Onun bana güvenmesi için her şeyi yaparım..."

"Her şeyi yapıyorsunuz zaten." diyerek konuşmaya atladı Mert.

"İyi ki geldiniz." Burak da içten bir cevap verdiği anda Rıza Amca'nın yüzünde garip bir gurur gördüm.

"Sağ olun çocuklar..." dedi gururla, "Asıl siz iyi ki gelmişsiniz oğlumun hayatına. Siz olmasaymışsınız... Şu an belki de tüm yaşadıklarını kaldıramamış bir şekilde kendi yaşamına son vermiş bir oğlum olacaktı. Ona güç veren sizsiniz. Kendini tehlikeye atmayacaksa bunu sizin için yapacak... Az önce geri döneceğine dair söz verdiği insan ben değildim, sizdiniz... Bizi dinlediğinizi biliyordu. Şimdi izninizle, ben gideyim. Yarın haberleşiriz, olur mu?"

"Tabi. İyi geceler... Ve çok memnun olduk..." diye mırıldandığım sırada Burak küçük bir çocuk duygusallığıyla söze girdi,

"Tahmin edemeyeceğiniz kadar memnun olduk Rıza Amca." Rıza Amca bize birkaç saniye baktıktan sonra gülümsedi.

"Ben de çocuklar, ben de... İyi geceler."

Rıza Amca'yı kapıya kadar geçirdikten sonra annemi korkutmamak için Burak ve Mert'le birlikte yürüyüşe çıkacağımızı söyleyerek evden ayrıldık. Sokakta yürüdüğümüz sırada içten içe Onur'un nerede olduğunu bildiğimi hissediyordum. Ve hatta, bildiğime emindim...

Karantina SerisiWhere stories live. Discover now