İşlemler hızlı bir şekilde oldu. Ben ise acıdan çığlık atıyordum.

*

Ameliyathanedeydim ve şuan hayatımda çekmediğim acıları çekiyordum. Her tarafımı ağzı kapalı yeşil adamlar sarmıştı.

Elimi tutan Onur'a baktım, o da yeşilliklere bürünmüştü.

"Yeşil yakışmış" dedim, o sırada gelen ağrıyla çığlık atıp elini sıktım. Başımı hafifçe okşuyordu, o sırada ebe itmemi söylüyordu.

"Onur lanet olsun! Hep senin suçun, bir daha bana dokunma. Birlikte falan olmayacağız bir daha! ÇOCUK YOK!" diye çığlığı bastım,

Oradaki insanların kıkırdamasını zor duyuyordum. Başımı geriye yasladım ve bebeği ittirmeye çalıştım.

Zaman kavramı o sırada durmuştu, ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum ama bebek sesini duymamla her şey bitmişti.

Bebeğimi bana göstermişlerdi, yumruk yüzüyle havaya tekme atıyordu. Onur donmuştu adeta, bebeğe tekrardan baktım ve onu almak için ellerimi uzattım.

Ama benden uzaklaştırdılar,

"Hey! Ne ol-" dememle onu temizlediklerini anladım, kucağıma aldığım zaman gözlerim doldu.

Minicikti, parmağımla dokundum ona. Eliyle parmağımı tuttu.

Onur donmuş bir şekilde yanıma geldi ve ağzındakini çıkarıp başımı öptü, "Geçti güzelim" dedi sadece kulağıma fısıldayarak.

Gülümsedim,

"Toprak" dediğimde Onura çevirdim bakkışlarımı, gözlerinden anladığım kadarıyla bebeğin adı Topraktı.

Ağlamaya başladım, hemen kucağımdan aldılar ve dinlenmemi söylediler. O kadar yorgun olduğumun farkında bile değildim.

*

Uyanmamla birlikte gördüğüm insanlar çığlık atmama neden oldu.

Duygu, Almira, Furkan ve çetesi...

Ateşi de görmüştüm, bana burukça gülümsedi. Yanındaki Su'yu görünce onun adına sevindim. Onunla mutlu olacaktı, adım gibi emindim.

Salih ve Sude içeri girdi, onların elinde gördüğüm bebekle çığlık attım, "Fatih ve Toprak can kardeşi olurlar" dedi ve elindeki Fatih'i gösterdi.

O sırada görmek istediğim kişi gelmişti,

Kapıyı açıp içeri girdi. Sarı saçlarını toparlamıştı ve hafif kilo almıştı ama bu hali ona yakışmıştı. Selin bana gülümsedi,

"Özür dilerim" dedi sadece, kollarımı açtım ona, hemen gelip sarıldı.

"YAAAA!!!" diye bir ses geldi, Duygu göz yaşlarını siliyordu.

O sırada kapı tekrar açıldı, yakışıklım telefonla görüşüyordu. "Tamam, yarın geliyorsunuz" bakışları beni buldu.

"Annenler yarın burada olacaklar" dediğinde gülümsedim ona.

Onur bu kadar kalabalığı görünce şaşırdı, "Çıkın lan dışarı! Rahat bir nefes alsın" dediğinde gözlerimizi devirdik.

Odada yanlış başımıza kaldığımızda gelip yanıma oturdu ve beni öptü.

"Sevgilim" dedi, gözleri parlıyordu adeta. Gülümseyip elini tuttum. "Efendim?" dedim. Kaşları aniden çatıldı,

"Bir daha benimle birlikte olmayacaksın ha? Çocuk başka yok ha?" dediğinde dudaklarımı ısırdım.

DİKKAT KATİL VAR!!Where stories live. Discover now