Looking For My Prince With White Horse

69 6 2
                                    

Kızlara biraz daha oturduk ve sohbet ettik. Daha sonra bir alışveriş merkezine gittik ve bir mağazaya girdik.

Herkes tarzına göre bir şeyler aldı. Ben de bir tişört ve kot şort aldım.

Diğer kızları göremeyince mağazanın arka taraflarına bakmaya başladım. Tam kabinlerin yanından geçerken ilk kabinden Gigi'nin çıktığını gördüm.

"Gigi, diğerleri nerede?" diye seslendim.

"Kylie yandaki kabinde elbise deniyor ama Taylor ve Demi nerde bilmiyorum."

"Of yaaa... Kesin Demi deri ceketlerin olduğu yerdedir. Taylor da ayakkabı deniyor olabilir."

Tüm mağazayı dolaştık sanırım. Deri ceket reyonuna geldiğimizde bir baktık ki Demi deri ceket reyonunun oralarda yoktu.

Demi'nin en sevdiği şeylerden birisiydi deri ceketler. Ama buralarda yoktu Demi.

Taylor'u da güneş gözlükleri için ayrılan bölümde bulduk. Demi'nin yeni koleksiyonunu deniyordu.

Yazar Notu: Bu hikayede Demi ve Taylor çok sıkı arkadaş gibi düşünüyoruz, tamam mı?

"Ay bunlar çok güzelmiş gerçekten. Demi iyi iş çıkarmış. Alıyorum ben bunları."

Taylor'u güneş gözlükleriyle baş başa bıraktık ve yeniden Demi'yi aramaya başladık. Yer yarılmıştı da içine girmişti sanki kız.

"Selena..."
"Efendim Gigi?"
"Her yere baktık."
"Evet?"
"Tek bir yer kaldı..."
"Neresi?"
"Abiyelerin olduğu bölüm."
"Saçmalama Gigi. Demi'nin orda işi ne?"
"Bilmem, ama tek orası kaldı."

Demi orada da yoktu.

Demi'yi sonunda bulduk. Kabinlerden birinde mini bir elbise deniyordu. Ben şüphelendim.

Tamam, Demi ne kadar sportif giyinse de mini elbise de giyiyordu. Ama bu... Bir erkekle akşam yemeğine çıktığında giyebileceği bir elbiseydi Demi'nin.

Kylie yanımıza geldi. Bir Demi'ye, bir elbisesine, bir de yüz ifadelerimize baktı ve hemen "Oooooo..." yapmaya başladı.

Demi Kylie'ye boğacak gibi bakıyordu.

Gigi de hemen "Kim?" diye sormaya başladı.

Demi, derin bir nefes alıp "Nick" dedi.

Kylie yeniden "Oooo..." yapmaya başlamıştı ki ona bir dirsek attım. Hemen sustu.

Yazar Notu: Tabii ben her zaman Nick ile Demi'yi shiplediğim için. :D Acaba Wilmer mi yapsaydım?

Taylor da yanımıza geldi. Ve Gigi'ye "Ne oluyor?" gibisinden bir bakış attı. Gigi de herşeyi anlattı.

"Demi, bu nasıl oldu?" diye sordum.

"Bilmiyorum... Yani aslında herşey bir anda olup bitti. Nick'le sadece arkadaştık ama bana çıkma teklifi etti. Bu akşam dışarıya çıkalım mı, diye sordu. Ben de kabul ettim."

Demi'yi kızlar (özellikle de Kylie) soru yağmuruna tuttu.

Neyse ki Demi "Yeterrrrr!" diye bağırınca sustular.

Demi tam 11 poşetlik alışveriş yapmıştı ve çok mutluydu.

Anlıyordum. Nick'e ve bize belli etmese de Nick'ten hoşlanıyordu ve Nick'in de ondan hoşlandığını öğrenince havalara uçmuştu.

Ben de bir gün beyaz atlı prensimi bulabilecek miydim?

Alışveriş merkezini biraz daha gezdik ve başka mağazalardan birkaç şey daha aldık.

Birkaç saat sonra Gigi, "Üzgünüm kızlar, bugün Vogue dergisi için çekimlerim var. Sonra görüşürüz." dedi.

Onla vedalaştık.

Kylie, "Saat kaç?" diye sordu.

"16.30" dedim.

Yazar Notu: Onlarda öğleden sonra 13, 14 yok ama ben 4.30 p.m. diye yazmayacağım.

Taylor, "Eyvah! Benim stüdyoya gitmem gerek!" dedi ve ikimizi de öptü.

Kylie ile tek başımıza kalmıştık. İkimiz de çok yorgunduk. Vedalaştık ve o gitti. Ben de bir milkshake alıp arabama doğru yürüdüm.

Back To You | Bir Aşk Hikayesi (Jelena) (Ara Verildi)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora