PATLAMA

16.3K 645 25
                                    

Fırat Azize'yi de alıp, gitmişti. Azad ile baş başa kalınca konuşmaya başladık.

"Neden Azad.? Neden sürekli bizimle uğraşıyor bu kadın.?"

"Fırat annesinin seni vurduğunu öğrenince arasına mesafe koymuş, görüşmüyormuş. Üzerine bizim şirketten hisse alıp, İstanbul'a yerleşince hırs yapmış. Fırat'ı ondan uzaklaştırıldığımı düşünüyor."

"Eğer çocuklarıma bir şey olsaydı onu kimse elimden alamazdı Azad. Babanın karısı olabilir ama gerçekten benim canımı çok yaktı."

"Artık babamın karısı değil. Boşanacaklar. Babamda istemiyor. Bize yaptıklarını öğrenince çok kötü oldu Zehra. En son annem öldüğünde böyle olmuştu."

"Nasıl buldunuz peki.? Onun olduğunu nasıl anladınız.?"

"Hatırlıyor musun kavga ederken bana Azad Aĝa diye seslendiler. Bende Diyarbakır ile bir bağlantısı olacağını düşündüm. Sonra notta yazanlar ile parçalar birleşti."

"Bundan sonraki süreç nasıl olacak peki.? Ceza alacak değil mi.?"

"Yarın mahkemeye çıkacak. Büyük ihtimalle tutuklanır. Artık bize zarar veremeyecek."

"Sonunda ait olduğu yere gidecek."

"Babam tekrardan konağa dönmemizi istiyor. Fıratlarla beraber."

Nasıl yani.? Yeniden Diyarbakıra mı gidecektik.? Anlamayan gözlerle ona baktım. Orada hiç de güzel anılarım yoktu.

"Diyarbakıra mı yerleşeceğiz.?"

"Öyle gözüküyor. Biliyorsun babam çok yaşlandı. Ağalığı tekrardan bana verecek. Torunlarıyla birlikte olmak istiyor. Ama sen istemezsen başka bir çaresine bakarız." diyerek elimi tuttu.

Azad'ın babası için endişeli olduğunu görüyordum. Aralarının da iyi olmasını istiyordum. Ama oraya gitmek nasıl hissettirecekti bilmiyordum. Aslında bende çocuklarımın büyük bir ailede büyümesini isterdim. Hem Azizelerle birlikte yaşamak güzel olabilirdi. 

"İşler ne olacak peki.?"

"Oradan da yürütebiliriz. Olmazsa arada bir gelir, hallederiz."

Ayağa kalktığımda bana bakıyordu. Tam salondan çıkacakken seslendi.

"Nereye.?"

"Bavullarımızı toplamaya."

Gülümsediğini görmüştüm. Sevdiğim adam için bırak Diyarbakırı fizana bile giderdim. 

3 Ay Sonra

Azize oğlunu kucağına almıştı. Fırat yapacağını yapmış oğullarının ismini Azad Arvas koymuştu. Bunu yapacağını gerçekten ben bile tahmin etmiyordum. Azad'ın babası biz geldiğimizden beri daha iyiydi. Neredeyse her gün torunlarıyla vakit geçiriyordu.

Biz mi.? Biz çok iyiydik. Kocaman bir aile olmuştuk. Asaf, Ayaz, Asya günden güne büyüyordu. Bir de Arvasımız vardı tabi. Fırat, Azize doğum yaparken dışarıda kırk doğurmuştu. O halleri aklıma geldikçe gülüyordum. İkisi de çok mutluydu. Buraya geldiğimiz hafta Mahmut vefat etmişti. Geriye sadece annem, Baran, Dicle ve kızları Buke kalmıştı. Aramız eskisi kadar kötü değildi. Hatta çok çok iyiydi. Geçmişi bir kenara bırakıp, hayatımıza devam ediyorduk. 

Diyarbakıra gelmeden önce Mehmet Amcayla konuşup, onu da bizimle gelmesi için ikna etmiştim. Artık o da ailendi. Benim ikinci babamdı. Ha bu arada annemle bakışlarını da kaçırmıyordum. Mehmet amca iyi bir adamdı. Mahmuttan kat be kat iyi. Hayatı boyunca hiç evlenmemişti. Ama kalbi herkesi sevecek kadar büyüktü. Onların da mutlu olmasını isterdim. Bakalım zaman bize ne gösterecekti.

 ZEHRAZAD [ TAMAMLANDI ] Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon