KISKANÇ

34.9K 1.1K 64
                                    

Üzerimde kırmızı uzun bir elbise vardı. Elbisenin bir bacağı boydan boya dekolteydi. Azad'a hakkaten inme inmişti galiba. Uzun zamandır bana bakıyordu ama henüz sesini çıkarmamıştı.

"Zeh-ra"

Kekeledi mi o.? Hemen kendini toparladı ve açık kalan ağzını kapattı. Baştan aşağı beni süzdükten sonra kaşlarını çattı.

"Bu ne böyle. !?"

"Elbise..?"

"Ne elbisesi kızım bu.?! Git çıkar şunu. Sen bırak düğüne gitmeyi bu halde bu odadan dışarı bile çıkamazsın."

"Nedenmiş acaba.? Ben her zaman böyle giyinirim."

"İyi bu saatten sonra giyinemezsin artık."

"Saçmalama Azad. Ne giyeceğime de karışacak değilsin herhalde.! Ne istersem onu giyerim. "

"Kızım sen beni katil mi etmek istiyorsun.? Ben seni böyle dışarı çıkarırsam sana-"

"Sen beni mi kıskanıyorsun yoksa. ?"

"Ben namusumu kıskanıyorum Zehra. Sen bana özelsin. Seni bu halde kimsenin görmesine izin vermem."

"Başka kıyafet mi var sanki.?"

Azad hırsla dolabi açtı.

"Bunlar va-"

Cümlesini tamamlayamadan boş dolaba baktı. Salak mıyım ben onları orada tutuyum. Hepsini atmıştım çoktan.

"Daha sabah bir dolu elbise vardı bu dolapta.! Onlar nerde.?"

"Geç kalıyoruz bence kavga etmek yerine yola çıkmalıyız. Çünkü ben onların hepsini attım."

Azad sinirle bir sağa baktı bir sola. Düğün Azad'ın çocukluk arkadaşının düğünüydü ve biraz daha geç kalırsa düğünü kaçıracaktı.

"Tamam dur önce ben bir çıkayım sonra sen gel. Yol üstünde bir yer bulup doğru düzgün bir şey alırız artık."

Azad odadan çıktıktan sonra küçük bir kahkaha attım. Sen dur daha dur. Saat sekizi geçmişti ve burdaki mağazalar erkenden kapatıyordu.

Bende Azad'ın arkasından çıktıktan sonra merdivenlerden indim. Azad korumalarıyla bir şey konuşuyordu. Beni görünce hepsini gönderdi. Hepsi de yemin etmiş gibi bir kere kafalarını kaldırıp bakmamışlardı.

Arabaya bindiğimizde Azad'ın gözü açılan bacağımdaydı.Yerinde kıpırdanıp arka koltuktan ceketini alıp bana fırlattı.

"Ört şunu."

Nihahahah. Vallahi git gide keyif alıyordum ben bu işten. Dedigim gibi açık bir mağaza bulamayınca mecburen düğüne öyle gitmek zorunda kalmıştık.

"Bana bak. Kimseyle konuşma. Oturduğun yerden asla kalkma."

"Olur niye geldim ben düğüne o zaman evde otursaydım."

"Zehraa. "

Söyle davarcığım söyle.

"Ne.?"

"Şu lafımı ikiletme. "

.....

Salona girdiğimizde herkesin gözü bizim üzerimizdeydi. Azad elimi kavramış insanların arasından hızlıca geçip beni masaya oturtmuştu çoktan. Elinden gelse herkesin gözünü oyacaktı. Bir ara telefonu çalmış ve salondan çıkmıştı. Birinin omzuma dokunmasıyla arkamı döndüm.

"Merhaba yalnızsınız galiba.? Eşlik edebilir miyim.?"

"Tabi buyrun oturun."

"Sizi daha önce hiç görmemiştim buralarda."

"Evet pek dışarı çıkmaya fırsatım olmuyor."

Azad öküzü dışarı mı çıkarıyor sanki diyeceğim ama olmayacak. Azad'ın Kapıdan girdigini gördüğüm de hemen kafayı eğdim.

Azad yanımıza gelince adamı yaka paça dışarı çıkarmıştı. Bende Hemen arkalarından koşmuştum.

Azad adama vururken bir yandan da bağırıyordu.

"Sen benim karımla konuşma cesaretini nerden buluyorsun lan.? Nasıl karımın karşısına geçip oturabiliyorsun. !"

"Ağam. Ben bilmiyorum vallahi bilmiyordum."

"Azad yeter bırak adamı öldüreceksin. !"

Sesimle Azad da altındaki adam da bana bakmıştı. Azad adamın bana baktığını görünce bir yumruk daha geçirdi.

"Bak hala bakıyor ulan.!"

"Azad. Yeter.!"

Azad adamın yakasını bırakıp Hemen yanıma geldi. Kolumdan tuttuğu gibi arabaya bindirdi.

"Nasıl oturdu lan o masaya.?! Ne dedi sana.!"

"Ya bırak şunu. Yok çok güzelmişim. Cennetten mi düşmüşü-"

"Benim karıma ha benim karıma güzel dedi.!"

"Sen ne dedin vermedin mi cevabını. ?"

"Vermez olur muyum hiç. Kalk git bak benim kocam Azad KARADAĞ. Seni yaşatmaz dedim."

"Aferin benim karıma."

Ne yani yalan mı şimdi.? Güzelim kızım. Maşallah.Valla daha çok delirteceğim seni Azad Ağa. Buna alışsan iyi olur.

 ZEHRAZAD [ TAMAMLANDI ] Where stories live. Discover now