ACI VERİYOR

26K 913 13
                                    

Varlığın acı veriyor. Yokluğun acı. Seni sevmek acı veriyor. Sevmemek daha acı. Gitmek zor geliyor. Gitmemek daha zor.

Ne hale getirmişti bu adam beni.? Yıkmış, yakmış kül etmişti. Ne çok acı çektirmişti bana. Bugüne kadar gözünden bir damla yaş akmayan kız bugünlerde gözyaşlarıyla boğuluyordu.

"Sakın arkamdan gelme.! Bitti.! Buraya kadar anladın mı.? Bitti. Seni asla görmek istemiyorum. Sesini bile duymak istemiyorum.! "

Arkamı dönerek koşmaya başladım. Bir saniye bile orada kalmak istemiyordum. Caddeyi donup sokaga ulastim.Bu sefer bitirmişti beni. Kolumdan tutup tekrar durdurdu.

"Bırak.! Dokunma bana.!"

"Yeter Zehra. Bir pislik gibi davranma bana.!"

"Azad ben bittim. Tükendim artık. Görmüyor musun?"

"Allah kahretsin.!! Hepsi benim suçum tamam mı.! Hepsi benim yüzümden.! Şimdi gitmek mi istiyorsun benden? Git o zaman durma. Beni burada öylece bırak ve git. Bu sefer engel olmayacağım sana."

Azad'ın söyledikleri o kadar çok canımı yakıyordu ki sinirle yola fırladım. Karşıdan karşıya geçeceğim sırada bir araba sesi duymuştum. Ardındansa acı bir fren sesi. Ve ben daha ne olduğunu anlamadan kendimi yerde buldum. Birinin beni ittigini anlamıştım. Ama bu kişinin yerde kanlar içinde yatan Azad olduğunu bilmiyordum.

"Azad.!!"

Hızlıca yanına gittim. Her yerinde kan vardı. Beni kurtarmak için kendini feda etmisti. Allahım bu ne büyük bir acıydı böyle. Yavaşça kafasını yerden kaldırıp dizlerime koydum.

"Zehra."

Sesi güç bela çıkıyordu.

"Gitme."

"Azad ben özür dilerim. Söylediklerim için özür dilerim. Ne olur beni bırakma. Azad ne olur ölme. Söz veriyorum hiç bir yere gitmeyeceğim."

Azad'ın gözleri kapanırken ben kendimi kaybetmiştim.

"Yardım edin.!"

"Ne olur yardım edin."

"Azad uyan ne olur.!Uyan.!!"

İç çeke çeke ağlıyordum artık. Hıçkırıklarım birbirine karışmıştı. Ellerimle Azad'ın yüzünü okşadım.

"Sende terk etme beni. Sende bırakma."

Çevredeki insanlar hemen ambulansı aramışlardı. Hastaneye geldiğimizde ise iç kanaması olduğunu söyleyip ameliyata almışlardı. Daha bir hafta önce o beni burada beklerken şimdi ben onu bekliyordum.

Kendimi öylesine büyük bir boşlukta hissediyordum ki tarifi yoktu.

Hemen Azize yi aradım. Başka kimsem yoktu benim.

"Efendim abla."

"Azize ne olur hemen gel. Çok kötü bir şey-"

Aglamaktan konuşamıyordum bile.

"Abla ne oldu.? Neden ağlıyorsun.? "Eniştem mi bir şey yaptı yoksa.? "

"Azize, Azad." diyip daha çok ağlamaya başladım.

"Azad ölüyor.!"

Azize yanıma geldiğinde sıkıca sarılmıştım. Ama bu içimdeki sızı geçmiyordu bir türlü. Ameliyathanenin kapısı açıldığında gözlerim ve kulaklarım oradan gelecek güzel bir haberi bekliyordu. Bayılmadan önceki son hatırladığım şey ise doktorun;

"Üzgünüm. "demesiydi.

 ZEHRAZAD [ TAMAMLANDI ] Where stories live. Discover now