~BÖLÜM 5~

131 39 10
                                    

Multimedia; Yongguk - Wendy- Sunggyu

....11.04.18....

-Yongguk -

Wendy nutku tutulmuş bir şekilde okul kapısında bakıyordu. Gece vakti burada ne aradığını merak ediyordum. Koşarak yanına gidince ağladığını fark ettim.

"Wendy? Ne oldu?" dedim. Sormam gereken çok soru olsada şuan sırası değildi.

"Gelmedi." dedi. Kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Kim gelmedi? Neyden bahsediyorsun sen?" Korku dolu gözlerle bana baktı.

"Hakyeon, burda bekle dedi ama gelmedi." Tam anlamsamda sessizliğimi korudum. Ayak seslerini duyduğumda arkama baktım. Sunggyu, koşarak bize geliyordu.

Yanımıza vardığında "Wendy, iyi misin?" diye sordu nefes nefese.

"Hakyeon gitti. Oda kayboldu." dedi. Wendy.

"Tamam, sakin ol. Ben şimdi gidip ba-"

"Hayır!" Wendy hızla ayağa kalkıp Sunggyu'nun önünde dikilip korkuyla bağırdı.

"Hayır! Ya sende kaybolursan?" Sunggyu'yu kolundan tutarken bu sefer bana döndü.

"Kimse bir yere gitmiyor. Duydunuzmu beni!"

"Tamam, tamam Wendy. Burdayız." Onu sakinleştirmek adına konuştuğumda bakışlarım Sunggyu'yu buldu. Bir kaç dakika bakıştığımızda düşündüklerimi anlamıştı.

Wendy'i buradan götürmeliydik.

"Hadi gidelim." Sunggyu Wendy'i kolundan tutup çıkışa yönelttiğinde arkamı dönüp okula baktım. Son günlerde gözüme korkutucu gelmeye başlamıştı.

*   *   *   *

.....12.04.18....

"Bence okula bugün gitmesek daha iyi." dedi Wendy okul bakçesinde okula bakarken. Dün geceden beri korkuyordu. Gerçi, bu çok normaldı.

"Sıraya bakmamız lazım. Kim bilir nasıl bir resim var bu sefer" dedi Sunggyu. Zorlada olsa Wendy ikna edip okula girdik.

Etraf fazla kalabalıktı. Yanımızdan geçen Jimin'i durdurup neler olduğunu sordum.

"Pek birşey yok. Okul dolabı devrilmiş. Öğrenciler ona bakıyor. Ah! Bir de yanında okul çantası var. Neydi ismi?... Cha Hak'lı Huk'lu birşeydi. Kısacası önemsiz. Sınıfa geçin direk." dedi ve yanımızdan ayrıldı.

Koşar adımlarla dolabın bulunduğu yere gittik. Hoca falan yoktu etrafta.

"Hadi millet dağılın!" diye bağırdım. İlginç bir şekilde beni dinlediler.

Wendy hemen eğilip çantayı karıştırmaya başladı. İpucu falan arıyor olamaz değil mi?

"Ya! Bu benim resmim mi?" Kaşlarını çatarken ayağa kalktı Wendy. Fotoğrafı elime alıp baktım.

"Sana benziyor."

Sunggyu hızla resmi elimden çekti ve arkasını döndürdü. Okuduğu şeyle kaşları çatılınca merakla okuduğu şeyi bizede söylemesini bekledik.

"Ne yazıyor?" Wendy endişeyle sorarken Sunggyu'nun suratı kıpkırmızı oldu. Resmi elinde sinirle buruşturdu.

"Önemsiz birşey." Sinirden kızaran suratını başka tarafa çevirdiğinde Wendy eline doğru uzandı.

"Yah! Sunggyu ne yazıyor? Söylesene!" Kağıdı elinden almaya çalışınca Sunggyu hızla elini itti.

"Önemsiz dedim, Wendy!"

Bağırması karşısında kaşlarımı çattım. Wendy hayal kırıklığı ve sinir dolu gözleriyle geri çekilince olaya el atmam gerektiğini anladım.

" Tamam. Sakin olun. " Yerdeki çantayı elime alıp "Hadi sınıfa gidelim, ders başlayacak." dedim.

Wendy bizi beklemeden hızla ilerlerken Sunggyu'nun yanına gidip elimle omzuna vurdum. Sıkıntıyla bana baktığında hafifçe gülümseyip Wendy takip ettim.

Sınıfa girdiğimizde Wendy Hakyeon'un sırasının önünde dikiliyordu. Ters birşey olduğu belliydi.

Hızla yanına ilerleyip sırayı görmek için Wendy'i kenara ittim. Gördüğüm şeyle bembeyaz olurken Sunggyu'nun sesi kulaklarıma doldu.

"Hakyeon'un seninle ne alakası var Wendy?"

Wendy'le beraber Sunggyu'a bakarken ikimizinde aklında aynı soru vardı.

Çünkü sıranın üzerinde Son SeungWan yazıyordu.

DON'T HUMAN ✓Where stories live. Discover now