36.PERDE

649 29 51
                                    

Sabah olduğundan hastane şimdi çok daha hareketliydi,herkes bir yerlere koşuşturuyor,personeller işini yapmak için acele ederken ziyaretçilerde meraklı ve sabırsız bir şekilde yakınlarının odasına gidiyorlardı.Bazı insanlar cam duvarın orada bir bebeğe büyülenmiş gibi bakan kadına bakmak için duraksıyorlardı,bir zamanlar herkesin dilinde olan Bihter Onat oradaydı işte,yıllar geçmesine ve birçok şey yaşamasına karşın hala ayaktaydı.Bihter bebeğe bakmaya devam etti,Donna'nın yanına birkaç saat önce gitmişti ancak kadının kendi ailesi gelince dışarıya çıkmıştı,içeride kalabalık yapmasına gerek yoktu."Bihter."

Genç kadın,bebekten gözlerini ayırıp o tanıdık sese,babasının sesine döndü.Gelmişlerdi demek,sonunda buraya varmışlardı.Yanında annesi vardı,ağabeyi ise hemen arkalarındaydı,koridorda karşılaşmış olmalılardı.Babası görmeyeli epey yaşlanmış gibiydi,saçları daha çok kırlaşmış,yüzü daha çok kırışmıştı.Yaşı itibariyle böyle olması normaldi ancak bir anda bu kadar çok yaşlanması da biraz onunla alakalı olmalıydı,bunu sezebiliyordu."Baba,"dedi ona,narin,küçük bir kız gibi.Babası ona hiç bir şey söylemedi,sadece kollarını iki yana açtı,Bihter küçüklüğündeki gibi ona doğru koştu,onun kollarına atıldı."Özür dilerim,"dedi bu sefer içten bir şekilde.Çok gecikmiş bir özür olsa da aklı ancak şimdi başına gelmişti,babasını onu yaşatmak istediği için suçlamak kalpsizlikti.Hala hayatını seviyor değildi,Bihter ama şimdi diğer insanları da anlayabiliyordu."Bütün yaptıklarım için yani..."

Babası onun saçlarını öptü."Önemli değil,konuşmayalım artık bunları,"dedi ona.Uzun zaman sonra ilk defa kızına sarılabilmişti,ilk defa gerçekten tanıdığı o küçücük kızla konuşabilmişti.Az önce biraz olsun kendisi olan o Bihter'in yansımasını görmüş,bu sarılmayla ve özürle hepten umutlanmıştı."Kapatalım o defteri,"dedi ona.Kızının yanağına elini koydu,ona bakmak için onu kendisinden biraz uzaklaştırdı."Ama bilmek istiyorum,Bihter,sen buna hazır mısın?"

Annesinin koluna dokunduğunu hissetti,genç kadın babasında olan bakışlarını ona çevirdi,o da tıpkı babası gibi çökmüştü biraz,hayatı boyunca onu sevmekten başka hiçbir şey yapmayan insanları mahvetmişti Bihter.Şu hayatta bir anne ve babaya en büyük cezayı gerçekten çocukları verebiliyordu,onların çocuklarına verdiği ceza solda sıfır kalırdı.Çocukların yaptığı her şey daha çok acıtıyordu."Eğer değilsen bu sefer bırak sana yardım edelim,Bihter,"dedi ona."Yine dışlama bizi."

Bihter uzun uzun ona baktı,üçününde merakla onu dinlediğini güzel bir cevap almak için beklediğini biliyordu.Bihter bir saniyeliğine başını arkasına çevirdi,ikinci sıraya en sola baktı,yüzünde ışıldayan bir gülümseme belirdi,gerçek bir gülümsemeydi bu.

Dediğini yapacağım,Alec.

"Dışlamayacağım,"dedi,tekrar annesine bakarak."Sahip olduğum tek aileyi de kaybetmeyeceğim."Kadının gözleri ışıldadı,babası ise onu bıraktı,o anda annesi sarılıverdi ona."Neye ihtiyacın varsa yapmaya hazırız,Bihter,hep hazırdık,"dedi ona.O da doya doya öptü kızını,Bihter ona izin verdi,o da ona sıkıca sarılıyordu.Birkaç saniye düşündü genç kadın,çok şeye ihtiyacı olduğu aşikardı.Eğer düzelmek istiyorsa çok fazla şey yapmalıydı ancak önce buradan gitmeliydi,biraz olsun bu şehirden her yere Alec'in ruhu sinmiş bu yerden gitmeli,zihnini rahatlatmalıydı.Her köşede onu görürken rahatlayamayacaktı,biraz zamana ihtiyacı vardı."Belki...belki sizinle İstanbul'a gelebilirim,"dedi ona."Bir süreliğine..."

Annesi onu tekrar öptü,kızını yanında görmekten daha fazla isteyeceği bir şey yoktu."Ne iyi olur,buna hepimiz çok seviniriz,"dedi onun saçlarını okşayarak.

*

Ocağın o soğuk içine işleyen havası genç kadını sarmalıyordu,buna karşın Boğaz'ın kıyısında oturmaya devam etti Bihter.Her çarşamba olduğu gibi psikologtan çıkmıştı,bir zamanlar bölümü hakkında ona bilgi verebileceğini söyleyen,annesinin yakın arkadaşının kızıyla yıllar sonra biraz olsun ayaklarının üstüne kalkabilmek için tanışmıştı.Nilay,psikoloğu gerçektende iyiydi,Bihter'e hakikaten rahatlatıyor,ona yardımcı oluyordu,her seanstan sonra biraz daha iyileşiyordu genç kadın.Çünkü bunu istiyordu,Alec'in dediğini yapabilmek için elinden geleni yapacaktı.Onun mektubunda yazdığı gibi bir hayat sürebileceğini sanmıyordu Bihter,başka bir adamla evlenebileceğini ondan çocukları olabileceğini düşünmüyordu çünkü Alec'ten başkasını istemiyordu ancak mutluluğu başka şekilde yakalayabilirdi,bir kadının mutlu olmak için illa ki evlenmesi ve çocukları olması gerektiğine inanmıyordu,artık zaman değişmişti,mutluluk pekçok farklı şekilde gelebilirdi insana.Şimdi,bunları düşünebiliyor olması bile iyileşme yolunda emin adımlarla yürüdüğünün çok büyük bir kanıtıydı.

SAHNE ARKASI(TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now