16.PERDE

509 22 9
                                    



"Bu kadarı yeter bence,"dedi Batuhan genç kızın elindeki siyah,neredeyse dibine kadar içilmiş şarap şişesini alırken.Hepsini Bihter'in içmesine izin vermemişti elbette,sıra sıra,sokaklarda gezinirken içmişlerdi şarabı.Kızın bu gece sarhoş olmasını hiç mi hiç istemiyordu.Eğer Bihter sarhoş olursa bu güzel geceden pek bir şey hatırlamayacaktı ve sevgilisi bu geceyi unutursa çok yazık olurdu.Genç kız onun ne düşündüğünü anlamıştı,şişeyi sevgilisinin güçlü ellerine teslim etti.

Birlikte sabaha nazaran boş olan,çeşit çeşit her biri bir sanat eseri olan köprülerden geçmişler,gecenin çökmesiyle siyaha çalan sulara ev sahipliği yapan kanalların kıyısında yürümüşlerdi.Venedik gece bir başka güzeldi.Şimdi bir başka kanala bakan,küçük bir sokaktaydılar.Siyah,zarif sokak lambaları kanala paralel sokağı aydınlatıyordu,lambaların ışığı kanalın sularında ay ışığıyla birlikte oynaşırken hoş bir görüntü çıkarıyordu ortaya.

Hemen yanı başlarında beyaz mermerden yapılmış,kenarlarından pembe,kırmızı çiçeklerin sarktığı bir köprü bulundukları sokağı karşısındaki sokağa bağlıyordu.Sokakta bir onlar birde biraz ötelerinde gondol kiralayan genç bir adam vardı.Burasının şehrin en ünlü yerlerinden eksik kalır yönü olmamasına rağmen bu denli boş olması hem ilginçti hem de güzel...Burada kelimenin tam anlamıyla baş başaydılar.

Batuhan genç kızın elini tutarak gondol kiralayan adamın yanına sürüklediğinde gülümsedi Bihter.Gondol kiralayacaklardı demek.Bihter bütün gün bunu beklemişti sonuçta gondol kiralamadan yapılan bir Venedik gezisi tam anlamıyla yapılmış olmazdı. Sonuçta suyun üstünde süzülürcesine ilerlemek, sokakta yürümekten çok farklıydı.Ama vakit gece yarısına yaklaşmıştı, bu saatte gondol kiralayabilecekler miydi gerçekten?Kanalda yüzen hiç gondol yoktu.Döndü,adamla konuşan sevgilisine kulak verdi. "On beş dakikkada geri döneriz ama,"diyordu adam İngilizcesinde ağır bir İtalyan aksanı vardı. Bihter hafifçe gülümsedi.İtalyanların ve Rusların İngilizce konuşurken ki aksanlarını çok seviyordu, kulağına çok hoş geliyordu bu aksanlar.

"Biz sadece ikimiz kanalda gezmek istiyoruz,"dedi Batuhan.Onun İngilizcesi adamın yoğun aksanlı konuşmasına karşın kusursuzdu.Konuşması anadili İngilizce olan birisinden farksızdı. "En azından bir kaç saatliğine."

"Bu imkansız,"dedi adam hayır anlamında başını iki yanında sallayarak."Eve gitmem gerekiyor artık. Dönene kadar sizi bekleyemem."

Bunun üzerine Batuhan cebinden bir tomar euro çıkardı,Bihter orada ne kadar para olduğunu bilmiyordu ama değil bir godol kiralamak onu satın bile alabilecek miktara yakın görünüyordu Batuhan'ın elindeki para.Adam gözleri parlayarak paralara baktı,bunca parayı bir kaç haftada bile zor kazanırdı,gondolları kiraladığı bu yer diğer yerlere nazaran çok köşede kalmıştı.Diğer gondolculara göre fazla müşterisi olduğu söylenemezdi."Bizi burada beklemene gerek yok.Da Vinci Hotel'inde kalıyoruz.Sabah oradan alabilirsin gondolunu."

Kaldıkları hotel oldukça lükstü,adı burada yaşayan herkesçe bilindiğinden hotelin tam adresini vermelerine gerek yoktu.Büyük kanala sıfır bir hotel olduğundan oraya gondollarla da gidebiliyordu .Gondollar hotele ait müşteri araçlarından birisiydi ve hemen önündeki iskelemsi yere bırakılıyordu bu süslü tekneler.Bu gondolu hotelin önündeki iskelelere bırakmaları,oraya verdikleri onca paradan sonra hiç sorun olmazdı.Adam derin bir iç çekerek parayı aldı.İkisinin ona teklif ettikleri paraya bakılırsa gerçekten de orada kalıyor olmalıydılar,kalmasalar gondolunu geri alamasa bile sorun değildi.Eline aldığı parayla rahat rahat yeni bir gondol alabilir,zararını anında karşılayabilirdi."Tamam,"dedi adam.Taş,hafiften yosun bağlamış basamaklardan kanala indi,gondolu önündeki direğe bağlayan ipleri ustalıkla çözdü,gondolun ahşap küreklerinizde hazırladıktan sonra gondola binebilmeleri için geri çekildi.Bihter merdivenleri kaplayan yeşil,kadifemsi bitkilere baktı.Bu ayakkabılarla oraya inebilmesi imkansızdı.Onları çıkarmak üzere eğildiğinde onu bir çift kol kavradı,Batuhan'ın bir kolu dizlerinin diğer kolu boynunun arkasındaydı Bihter'in.Bihter gülümserken uzanıp onun boynunu tuttu,Batuhan'ın elindeki şarap şişesini aldı,onu daha fazla zorlamak istemiyordu.

SAHNE ARKASI(TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now