m'

1.1K 106 93
                                    

Shawn Mendes♡ ft. Julia Michaels ~ Like to be you

*"I don't know what it's like to be you. I don't know what it's like but I'm dying to."

*Senin gibi olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum ama bilmeye can atıyorum.

Yankı: Dünden beri yazmıyorsun.

Yankı: Özür dilerim. Biraz sert konuştum sanırım.

Yankı: Ağladın mı?

Yankı: Ah, kesin ağladın. Kendimi dövmek istiyorum şu an.

Yankı: Seni kırmak istemedim, sadece doğruların reddedilmesi beni sinirlendiriyor.

Hırkalı Kız: *kendi doğrularının

Hırkalı Kız: Ben beddua etmeyi lafın gelişi söylemiştim ama sen anlamadın.

Hırkalı Kız: Ben seni melek gibi görmüyorum. Ben seni hatalarınla, doğrularınla seviyorum. 'İnsan sevdiğini kusursuz görür.' görüşüne inanmıyorum. İnsan sevdiğinin kusursuz olmasını ister, sonra bu isteği gerçek yapmak ister ve kendini kandırmış olur.

Hırkalı Kız: Demek istediğim, sen düşüncelisin. Empati kurabiliyorsun veya hatalarını telafi etmek için uğraşıyorsun, diğer çoğu insana farkla.

Hırkalı Kız: Birini üzsen bile -ki empati kurduğun için bu oldukça az olur- telafi ettiğin için neredeyse hiç üzmemiş gibi olursun.

Hırkalı Kız: 'Dışarıdan birisin, içimi bilemezsin.' gibi şeyler deme. Evet, içini tam olarak bilemem ama nasıl biri olduğunu biliyorum.

Hırkalı Kız: Nasıl biri olduğunu bilmeden yüzünü beğenebilirim veya gülümsemeni. Ama nasıl biri olduğunu bilmeden kalbini nasıl sevebilirdim?

Hırkalı Kız: Hislerimi hafife alma, lütfen.

Hırkalı Kız: Hem istihbaratım bu konuda bana bilgi getiriyor, sadece hisle söylemiyorum bunları.

Yankı: O istihbaratı var ya...

Hırkalı Kız: Şşşşt.

Hırkalı Kız: Hatalı olan bazen sen olabilirsin ama hep üzülmek, vicdan azabı çekmek istiyorsan bu doğru değil. Hata kimde olursa olsun sonunda hep senin üzülmen doğru değil. Bunu sen de biliyorsun.

Yankı: Biliyorum.

Yankı: Bu konuyu kapatalım mı?

Yankı: Kaçmıyorum, sadece bunlardan bahsederken bile birini üzüyorum. Seni.

Hırkalı Kız: Beni bahane ediyorsun şu an.

Yankı: Hayır, etmiyorum.

Hırkalı Kız: Tamam.

Yankı: Geziye geliyor musun?

Hırkalı Kız: Ne gezisi?

Yankı: Karşıya gidecekmişiz, boğaz turundan sonra tarihi yerleri gezecekmişiz.

Hırkalı Kız: Belki gelirim, bilmiyorum. Ne zaman?

Yankı: Çarşamba günü.

Hırkalı Kız: Beni bulmak için gelmemi istiyorsun ama hiç boşuna ümitlenme, beni bulamazsın.

Yankı: Büyük konuşuyorsun.

Hırkalı Kız: Göreceğiz.

Yankı: Yani geliyorsun.

Hırkalı Kız: Şimdilik belli değil.

Yankı: Hava soğuk olur mu?

Hırkalı Kız: Ne bileyim, bana niye soruyorsun?

Yankı: Ona göre hırkayı giyeceğim.

Hırkalı Kız: Beni kandırmaya çalışma.

Yankı: Şşşt anlamamış gibi yapsana.

Hırkalı Kız: Yo.

Yankı: O benim repliğim.

Hırkalı Kız: Yo.

Yankı: Kötü kız.

Hırkalı Kız: Ağla.

Yankı: Mutlu musun şimdi?

Hırkalı Kız: Çok.

Yankı: Ben ağlarken sen hep gülersin, biliyoruz.

Hırkalı Kız: Sırrımı ortaya dökme.

Yankı: İyi, bekliyorum geziye. Belki bir anda yan yana geliriz, belli mi olur?

Hırkalı Kız: Sanmam.

Yankı: Büyük konuştuğunu söylemiş miydim?

Hırkalı Kız: Büyük konuşmuyorum, sen baya sallıyorsun asıl.

Yankı: Sallayıp sallamadığımı göreceğiz.


burn without fireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin