s'

1.3K 103 331
                                    

Heva: Nisa, bu çocuğa ne yaptım ben? Niye böyle davranıyor?

Nisalak: Bilmiyorum, yemin ederim bilmiyorum. Bilsem söylerim, sen de biliyorsun.

Heva: Mehmet çok sinirliydi, bir şey yapmamış ama değil mi?

Nisalak: Yani görünüşe bakılırsa herhangi bir hasar yoktu.

Heva: Kafayı yiyeceğim, yok böyle olmaz. Onunla konuşacağım.

Nisalak: Emin misin konuşmak istediğinden?

Heva: Değilim aslında ama başka çözüm de yok. Yani bende yok, senin bir fikrin var mı?

Nisalak: Hayır, Mehmet de hiçbir şey söylemiyor. Sinir oldum ona da.

Heva: Gitme çocuğun üstüne, bir bildiği vardır.

Heva: Her zaman buluştuğunuz kafeye çağır Selim'i yarın, orada konuşacağım.

Nisalak: Ya gelmezse?

Heva: Gelmeli, hatta gelmek zorunda.

Nisalak: Tamam, çağırıyorum. Sanki biz buluşacağız sanacak. Ama sonra bir bakacak, Heva karşısında.

Heva: Adamsın Nisa.

Nisalak: ; )

Nisalak: Ben de geleyim mi? Yalnız kalmanı istemiyorum.

Heva: Gel ama yanımızda durma, uzağa bir yere otur.

Nisalak: Ay çok heyecanlı!

Heva: Jdpdjdpdndpsösğsş

Nisalak: Biraz şüphelendi gibi ama kabul etti.

Heva: Oh iyi iyi, ne zaman peki?

Nisalak: Yarın saat iki, uygun mu?

Heva: Uygun uygun.

Mehmet'in fotoğraf gönderdiğini görünce şaşırmıştım, fotoğrafı görünce ise daha çok şaşırmıştım.

Heva: Niye sarıldın?

Nisalak: Ne?

Heva: Yankı'ya niye sarıldın?

Nisalak: Ne sarılması ya?

Heva: Fotoğrafta hani.

Nisalak: Ha, o mu?

Heva: Ben Mehmet'e sarılıyor muyum?

Nisalak: Hayır.

Heva: Sen niye Yankı'ya sarılıyorsun?

Nisalak: Kanka vallahi Yankı dünya ahiret eniştem. O benim arkadaşım.

Nisalak: Hem Mehmet daha yakışıklı, ne yapayım ben Yankı'yı?

Heva: BENİ ORAYA GETİRME, TERLİK ATTIRMA BANA.

Heva: DAHA YAKIŞIKLIYMIŞMIŞ.

Heva: BİR DAHA SARILMAYACAKSIN KIZIM, DÖVERİM SENİ.

Heva: NEDİR SENDEN ÇEKTİĞİM, YETER BIKTIM ARTIK. ANLADIN MI?

Heva: Y E T E R

burn without fireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin