"Tatil dediğiniz bu muydu cidden?"
Havalanı işlemlerini bitirip kendilerini sonunda dışarı atabilen grup etrafına hayran hayran bakmakla meşgulken aradan duyulan Bambam'ın sesi hiçbirinin dikkatini çekemiyordu.
"Kim bir insanı tatil bahanesiyle memleketine getirir ki? Bir de sürpriz olsun dediniz.."
Bambam kenarda hayıflanırken Jackson da gülümsemesini saklamaya çalışarak ellerini onun omuzlarına koydu ve biraz da olsa sakinleştirmeye çalıştı.
"Ama herkes senin Puket'e geleceğimizi duyduğunda sorun çıkarabileceğini biliyordu!" Yugyeom yakın arkadaşını neşelendirmek için garip bir yöntem seçse de zaten işe yaramamış üstüne bir de pot kırmıştı şimdiden.
"Ne yani, hepiniz biliyor muydunuz? Jackson hyung??" Küçük olan sorgular bakışlarını Jackson'a çevirse bile, o çoktan valizini çeke çeke Jaebum'ın yanına kadar gitmiş ona araba kiralama yerinin çok da uzakta olmadığını eliyle işaret ediyordu. Derin bir nefes veren Bambam indiği havalanından aldığı kahveyi içerek diğerlerinin yanından yürümeye devam etti. İçten içe kendisi de memleketini özlediğini kabul etmiyor değildi tabii.
Puket'te turist sayılan grup Youngjae'yi yormamak ve biraz da erkeklik sergilemek için bavulları kendi taşımayı teklif eden ve adeta haşatı çıkmış olan Jaebum ile de olsa, araç kiralama yerine varmıştı. Hepsi birden küçük ofise sığmayacağından aralarında verdikleri kararla en büyük iki kişinin araba kullanmasını uygun bulduklarından Jaebum ve Mark içeri girmişti.
"Youngjae-ah"
Jaebum kapıdan hafifçe sarkarak Youngjae'yi yanına çağırdığında küçük olan bavulunu aceleyle yere bırakarak diğerinin yanına geldi.
"Efendim hyung?"
"Bakmak ister misin?" Jaebum masada duran ve içinde oradan kiralayabilecekleri arabaların listesinin olduğu küçük bir katalogu Youngjae'ye uzattı. "Sen seçebilirsin istersen"
"Gerçekten mi??" Youngjae heyecanla araç kataloguna göz gezdirirken açtığı sayfada gözüne takılan şeyle çoktan kararını vermişti bile.
℘
"Şaka mı bu?"
Görevli onları kiraladıkları iki arabanın yanına getirdiğinde Jinyoung şaşkınlığını bastıramayıp konuşmuştu.
"Hyung çok sevimli bunlar!" Yugyeom bir yandan haykırırken Jungkook'u elinden tutup hemen karşılarında duran iki Mini Cooper'a doğru çekiştirdi.
Jaebum, Youngjae'yi kıramayıp bir beyazı bir de siyahından kiralasa da hala nasıl sığacakları veya rahat edecekleri hakkında çok fazla endişesi vardı. Fakat tutmuşlardı bir kere, buradan sonrasını olumlu düşünerek geçirecekti. Bavulları yerleştirmeden önce Mark ile birlikte diğerlerinin önüne geçti.
"Pekala kim hangi arabada olacak? Ona göre yerleşebiliriz"
Jaebum'ın cümlesini bitirmesine kalmadan Youngjae onun kullanacağını bildiği beyaz arabanın bagajına valizini yerleştirip ön koltuğa atlamıştı bile.
"Yol boyu Jaebum hyungla Youngjae hyungun flörtleşmesini izleyebilecek gücüm yok benim. Biz Mark hyungla gitsek olur mu?" Bambam dönüp Jackson'a sorduğunda diğeri de başıyla onaylayıp çoktan siyah arabanın sürücü koltuğuna geçmiş olan Mark'ın yanına ilerlediler.
"Biz de Jaebum hyunglayız o zaman!" Yugyeom ve Jungkook da bavullarını bagajın önüne, Jaebum'ın yerleştirmesi için bırakıp aracın arka koltuğuna geçtiğinde Jaebum'ın beyaz arabasında eksik olan tek bir kişi kalmıştı. Tabii sadece kendine göre.
