2• bekle beni kış olimpiyatları

616 69 54
                                    

"Hyung biz çıkıyoruz"

Youngjae kapı eşiğinden kendisine seslenen Yugyeom'a gülümseyip el salladı, sonrasında kapı ikilinin ardından kapandı.

Spor merkezine kaydını yaptıralı henüz 2 gün geçmişti ki Youngjae ne ona verdikleri broşüre dokunmuştu ne de oraya gitmek gibi bir harekette bulunmuştu. Geçen iki gün boyunca sürekli evi toparlayıp yerleşerek, tozunu aldığı yerlerin üzerini tekrar geçerek, kendine gereksiz meşgaleler bularak geçirmişti zamanını. Ama bugün artık yapacak hiçbir işi olmadığını, kaçacak bir deliğinin kalmadığını biliyordu.

Çekmecelerin birinden ona verilen broşürü çıkartıp inceledi. Merkez hayli büyük bir binaydı. En üst katında 2 büyük havuz bulunuyordu. Giriş katı beylere, üst katı ise bayanlara ayrılmış spor salonuydu. En alt katında ise dans salonları vardı. Havuz fikri Youngjae'ye biraz cazip gelmiş olsa da 1-2 saat koşar, şınav çeker gelirim diye geçiştirip avucunun içinde kırıştırdığı broşürü çöp kutusuna attı.

Odasına gidip gardırobunda kendine sportif sayılabilecek bir kıyafet aradı. Sonuç tabi ki başarısızdı, çünkü daha önce sporla hiç ilgilenmemişti, zaten sportif şeyleri de sevmezdi, gereksiz hareket etmekten çekinirdi. Şimdiyse en büyük kabusu olan spora gidecek doğru düzgün bir kıyafeti bile yoktu.

Bir kot pantolon ve tişört kapıp hızlıca üzerini giyindi. Komidindeki anahtarı aldığı gibi kendini karşı dairelerinin kapısında buldu. Birkaç dakika sonra alacağı risk için derin bir nefes aldı önce, sonraysa Mark'ın evinin kapısını çaldı. Belki ilk haftadan bu biraz ağır kaçacaktı ama bu evde uzun süre kalmak istiyorlarsa Youngjae ev arkadaşlarının yapacağı her türlü haylazlığa tedbir olarak bunu yapmalı, ev sahipleriyle yakınlaşmalıydı.

"Youngjae, hoşgeldin"

Henüz sabah erken bir saat olmasına rağmen kapıyı gülen bir yüzle açan ev sahipleri Youngjae'yi her seferinde minnettar bırakıyordu kendine.

"Günaydın hyung. Ben alışverişe gidiyordum da Coco'yu yürüyüşe çıkarabilir miyim diyecektim. İstiyorsan sende gel"

"Ah, biraz beklersen olabilir. İçeri gelmek ister misin?"

Youngjae başını hafifçe sallayıp içeri girdiğinde Mark Coco'yu kucaklayıp odasına, giyinmeye gitmişti. Kendi düzensiz, dağınık ve hala kolileri açılmamış -çünkü Bambam hala kıyafetlerini kolilerin içinden giyiyordu- evlerine nazaran mükemmel olan eve göz gezdirdi. Kitaplıklar çok düzenliydi, evin çoğu yerinde küçük ve estetik, camdan biblolar vardı. Yugyeom'u asla bu eve getirmemeyi, yoksa büyük borca gireceklerini aklının bir köşesine kazıdı.

Mark salona geri geldiğinde kendisini farketmeden, onun çocukluk fotoğraflarına gülmekle meşgul olan çocuğa kıkırdadı.

"Çocukluğum o kadar komik mi cidden?"

Sarışın olan kendisine gülümseyerek bakan adamın suratına dönmeden önce yerinde korkuyla sıçradı.

"H-Hyung ben karıştırmıyordum ö-özür dilerim!" Kafasını aşağı eğip kızaran yüzünü gizlemeye çalışsa da bu sadece kızıl saçlının kahkaha atmasına yol atmıştı.

"Sorun değil, sonraki gelişinde fotoğraf albümünü de gösteririm. Emin ol onda çok daha komik şeyler var"

Youngjae'nin sol omzunu pat patlayıp gülümseyerek kapıya yürüdü.

Ne kadar bunun bir yürüyüş olması planlandıysa da sarışın oğlan Coco'yu kucağında, kendini de Mark'ın arabasında bulmuştu. Hem seksi, hemde arabası var. Bu adamı bizimkilerden korumam lazım

Dance Dance • 2jaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin