1• senin civciv kolların var

971 78 44
                                    


"Yugyeom!!!"

"Hyung ya geliyorum neden bağırıyorsun"

Youngjae elindeki koliyle kaç dakikadır yeni evlerinin kapısında beklediğini bilmiyordu ama şu an normal halinin aksine tam bir sinir küpüydü. Kollarında ne daha fazla koliyi 4.kata çıkartacak ne de kendini içeri itecek güç vardı.

"Gelip yardım et o zaman taşıyamıyorum!"

Yugyeom terden ıpıslak olmuş beyaz bir tişörtle söylene söylene doğrudan Youngjae'ye yürüdü ve elindeki koliyi kolaylıkla kavradı. Aferin Youngjae, biraz salak olsalar da dostlarını güzel seçtin

"Hyung afedersin de ben sizin atınız falan mıyım? Sen 3 koli taşıyıp ne hale geldin, Bambam desen zaten babası Tayland prensiymiş gibi bi' köşede oturuyor"

Bütün evi sırtında taşıdığını iddaa eden -ki haklıydı- konuşmalara devam ederek sırtını dönüp elinde ki koliyle birlikte uzaklaştı. Youngjae ise ellerini dizlerine dayayıp bir süre soluklandı. Gerçekten bu kadar zaman da sadece 3 koli mi taşımıştı...

Nefesini düzenleyip 4 kat aşağıya, bozuk olan asansöre içinden terbiyesi el vermeyen şeyler söyleyerek inmişti ki apartman boşluğunda en az 10 koli daha olduğunu görüp gözlerini bir iç çekişle kapattı, onları hayata da kapatmayı diledi..

Yapabilirsin Youngjae, sadece sakin ol. Başarabilirsin.

Kenarından leopar desenli tülümsü garip şeyler sarkan koliyi hemen tanımıştı. Umarım bunları fantazileri için falan kullanmıyordur. Aman biri görür rezil oluruz apartmana deyip ilk onun yanına koştu. Kıyafet sonuçta ne kadar ağır olabilir ki

İşte bu düşünce her zaman ki gibi Youngjae'yi yanıltıp Bambam'a asla güvenmemesi gerektiğini bir kez daha gösterdi. Önce narin poposu sonra kendisi kapaklandı yere. Bu sırada koli de düşüş etkisiyle yere çakılmış ve içindeki kıyafetlerden birazı etrafa saçılmıştı. Youngjae gözler önüne serilmiş pembe, parlak bir çift ayakkabıya, kendinin ancak kollarının sığabileceği darlıkta bir kaç daracık tişörte, çiçek işlemeli ceketlere ve daha nicelerine neredeyse gözünde yaşlarla baktı bir süre. Neyse ki bu rezilliğimizi kimse görmüyor

Derin bir nefes alacakken kader onu bu noktada bir kere daha yanılttı. Apartman kapısının açılmasıyla içeri süzülen afete kocaman açtığı gözleriyle, aralanmış ağzıyla baktı. Bir de yutkunma sesi geldi ki onunda duyduğuna emindi. Birazcık, sadece birazcık daha yaklaş. Hadi atla üzerime!



"Coco, çocuğu rahat bırakır mısın?"

Youngjae kolları arasında ki kesinlikle gitmesini istemediği köpeği daha da sıkıştırırken kafasını kaldırıp sahibinin de orada olduğunu farkedince yüzünü düşürecekti ki onun sadece köpeğin sahibi olmadığını farketti.

"Oh M-Mark hyung şey.. ben üzgünüm buraları dağıtmak istemedik yeni yerleşiyorduk ve niyetim köpeğinizi sıkıştırmak değildi.."

Youngjae yerin ikiye yarılmasını ve ev arkadaşları da dahil her birinin o dibe düşmesi için dualar etmeye başladı. Utançtan yüzü kızarak çocuğa sempatik bakmaya çalışan Mark'ın yüz ifadesi başını sağa çevirip yerde uzanan tuhaf kıyafetleri görmesiyle kayboldu.

"Youngjae değil mi? Şu dün telefonda konuştuğum. Bu kadar çabuk yerleşmenizi beklemiyordum"

Youngjae için görünüş konusunda Coco'nun güzelliğinden pek aşağı kalmayan ev sahibi onlara pek iş çıkartacak birisi gibi durmuyordu ama yinede Youngjae ona bir gün kendisi yokken Yugyeom'un yemek yapmak isteyip mutfağa girdiğini ve ellerinin bir kısmını ha bir de mutfağı yaktığını bu yüzden de eski ev sahiplerinin onları tekme tokat dışarı attığını söylemeye niyeti yoktu.

Dance Dance • 2jaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin