"Kârlı bir iş olacak galiba," dedi sahte bir dalgınlıkla. Yorumun muhatabı olduğunu bilen Derya soğuk bir ses tonuyla cevap verdi.

"İş konuşmuyorduk. Her zamanki nezaket kuralları ve tebrik mesajları..." Nehir yavaşça gülümsedi ve kasten elini Timuçin'in elinin üzerine koydu. Abisi niyetinin ciddi olduğunu artık anlamalıydı.

"Öyle mi? Umarım kendisi iyidir az önceki neşesi yerinde değil gibi duruyor. Bende senin onu uyardığını düşünmüştüm." Abisinin gerginleştiğini elini yumruk yapıp sıktığını gördü. Karşısında gevrekçe sırıtmayı çok istese bile yapmadı. Onun yerine uslu bir kız rolü oynamak daha münasipti. Abisinin küçük masadaki su bardağını alıp içmesini izledi.

"Galiba Timuçin hızlı yükselen kariyerini anlatıyordu size." Derya da kendi kozunu kullanmaktan geri kalmayacaktı. Bazı sırların ortaya çıkması için belki uygun bir anı kollayabilirdi.

"Siz tanışıyor musunuz?" dedi Deniz abisine bakarak.

"Çok yakından," dedi Derya, Timuçin'i sindirmeye çalışarak ama Timuçin'de işe yarıyor görünmüyordu. Aksine genç adam sadece gülümsedi.

"Açıkçası ben Nehir'in anlattığı kadarıyla sizi tanıyorum."

"Yakında tanırsın... Yakında biz de seni çok yakından tanırız. İzninizle..." dedi ve kasten Timuçin'in yanından geçti. Deniz her iki adamdaki bariz erkek egosunu fark etmişti. Abisinin sadece küçük kardeşini korumaya çalıştığını düşünmüştü hep ama başka bir şeyler daha olmalıydı. Vals müziğini duyunca düşüncelerine bir son vererek eşi ile dans etmek için bir adım attı. Nihal klasik şeylere bayılıyordu ki vals de bunlardan biriydi.

"Benimle dans eder misin?" Nehir küçük çaplı zaferini içinde kutlarken Timuçin'in sesini duyunca ona doğru döndü.

"Tabii..." dedi içten gülümseyerek. Yıllardır bu şekilde birçok davete katılmıştı ama dans etmek için hiç bu kadar heyecanlandığını hatırlamıyordu. Piste geldiklerinde Timuçin tam karşısında durup eğilip selam verince büyük bir şaşkınlık yaşadı. Vals yapmayı biliyor diye düşünürken o da selamına karşılık verdi. İnanamıyordu, sadece Deniz abisi ile bu dansı yapmıştı. Elleri buluştuğunda ise heyecanını saklayamadı.

"Vals biliyorsun!" dedi coşkuyla. Göründüğünden daha zarifti ve adımları gayet iyi biliyordu.

"Lise mezuniyeti, annemin aşırı zorlaması..." Timuçin gülümserken Nehir'i döndürdü ve Nehir tüm mutluluğunu dışa vurarak güldü. Etrafındaki insanların ona nasıl baktıklarını görüyordu ve aşırı mutluydu bu halinden. Sonunda bir davette hoşlandığı adamla dans ederken ilk defa eğlendiğini hissediyordu. Öyle ki sonraki tüm müziklerde de durmaksızın onunla dans etti.

Timuçin saatine baktığında artık gitme vaktinin geldiğini görüp üzüldü. Keşke biraz daha kalabilseydi ama işi gereği bunu yapamazdı.

"Üzgünüm, gitmem gerek." Saatine baktığı Nehir'in gözünden kaçmamıştı.

"Külkedisine mi dönüşeceksin yoksa?" diyerek takıldı Nehir.

"Sabah erkenden çene ameliyatım var. Uykusuz olunca huysuz, tahammül edemeyen bir adama dönüşüyorum."

"Peki..." Nehir onu anlayışla karşıladı ve birlikte çıkış kapısına doğru yürümeye başladılar.

"Yarın öğlen istersen yemek yiyebiliriz." Timuçin onu daha fazla bekletmek istemiyordu.

"Tamam, aynı yerde o halde ama bu defa hiçbir bahane geçerli olmaz." Timuçin güldü ve ona sarıldı yavaşça. Dışarısı soğuktu ve Nehir'in kollarının üşümeye başladığını anladı dokunduğunda. Hemen elleriyle ısıtmak istercesine okşadı kollarını.

DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)Where stories live. Discover now