21|Ben mi, Lacy mi?

1K 120 59
                                    

Fedor yavaş adımlarla sarayın kapısının önüne geldi. Girişte bekleyen şövalyeler kapıyı aralarken kendini zorlayarak adım atmaya devam etti. Her adımında bedenine büyük bir yük biniyordu sanki. Her adımında bir yıl eskiyor gibi hissediyordu. Odasına çıkabilmek için merdivenlere yöneldiğinde derin bir nefes verdi. Gözünün önünden Lacy'nin o hali bir türlü gitmiyordu.

Sesiyle, elleriyle, bedeniyle her şeye hükmeden kızıl Lacy...

Asidin nasıl yok olduğu gözünün önüne geldikçe midesi bulanıyordu. Asit gözünün önünde kendi kendini eritmişti. Lacy'yi yok etmek için havuza konmuş olan asit, Lacy tarafından imkansız bir şekilde yok olmuştu. Büyük bir alanı kaplayan toprak, Lacy'nin tek el hareketiyle çökmüştü. Lacy yerin altındaki mezarından güçlenerek çıkmıştı ve kesinlikle Lacy'nin güçlü tarafı kesinlikle iyimser değildi.

Odasına ilerlemeden önce kralın odasının kapısına takıldı gözü. Kralın her şeyden habersiz odasında oturması onu birden sinirlendirmişti. Üç çocuğu da ölümden dönerken o odasında, tahtında keyifle oturuyordu. Derin bir nefes aldı, nefes alırken bile canı yanıyorken krala hesap sormak istedi. Çocukları ölümle burun burunayken o neyle meşguldü, başka ne önemli işi vardı? Adımları hızlanırken kapının önünde durdu.

''Kralım, Prenses Lacy'nin bulunduğu odanın çöktüğü haberini aldık fakat içeride Prens Ares ve Prens Fedor da mahsur kalmış. Durumlarının ne olduğunu bilmiyoruz.''

Kapıdaki şövalyelerden biri kapıyı açacağı sırada ''Geri çekil.'' diyerek onu uyardı Fedor. İçeride birinin olayları krala bildirmesini dinledikten sonra kralın ne cevap vereceğini merak ediyordu. Muhtemelen sinirlenecek ve Lacy'yi olmasa bile oğullarını kurtarmalarını emredecekti. Hatta o kişi prensleri kurtarmayıp buraya geldiği için ölümle cezalandırılacaktı.

Kısa bir sessizlikten sonra kralın sesi duyuldu. ''Prens Ares'i oradan çıkarın.''

''Peki, Prens Fedor'a ne yapacağız kralım? O da asidin içinde mahsur kaldı.''

''Size sadece Prens Ares'in adını verdim!'' diye bağırdı kral hiddetle. ''Daha bir kızı bile kılıçta yenemeyen bir erkek prens olamaz! Fedor benim oğlum olamaz! Tüm kasabalıya hem kendini hem beni rezil etti.'' Birkaç tıkırtı duyulurken kral sözlerini devam ettirdi.

"Ares ve Fedor taht için savaşacaklardır. Ares yine 'ağabeylik' yapıp tahtı o beceriksize bırakırsa krallık yok olur. Zaten Ares'e karşı başka hiçbir türlü kazanamaz."

Kapıdaki şövalyeler kralın sözlerini işittikten sonra birbirlerine döndüler. Prense dönecekleri sırada Fedor aniden kapıdan içeri girmişti. İfadesiz bakışlarını krala çevirdi. Babasına, örnek aldığı tek insana...

Küçüklüğünden beri tek istediği onunla ilgilenmesi, biraz başını okşaması iken babası onun oğlu olduğunu reddediyordu. Babası uğruna kız kardeşinin canına kıymaya defalarca kalkışmış olan çocuk, kalbine baskı yapıyor, ağlaması için diretiyordu. Lacy yüzünden... Eğer o gün ağabeyinin yerine geçmeseydi babam böyle düşünmeyecekti. Ared müsabakayı berabere bitirirdi ama Lacy hep kazanmak istiyor.

Fedor kulaklarını kapatıp onu susturmak istiyordu. Lacy'yi değil, çocukluğunu öldürmek istiyordu. Aslında o küçük çocuk artık Fedor'un kalp kırıklığı olmak istemediği için gözyaşı olarak bu bedenden ayrılmak istiyordu. O da artık yük olduğunun farkındaydı ama şimdiki Fedor da geçmişteki Fedor da birbirlerinden kurtulamadıkları için birbirlerine acı çektiriyorlardı.

''Yaşıyorum.'' dedi sessizce. Kral, Fedor'a dönerken önündeki adama eliyle gitmesini emretti. Adam selam verip yanlarından ayrılırken koca odada sadece Fedor ve kral kalmıştı.

''Ares yaşıyor mu?'' dedi kral açılan kapının kapanmasını beklemeden.

''Kral Ares yaşıyor.'' dedi aynı sakinliğiyle. Babasının taht için kimi seçtiği belliydi. Kralın bakışları kısılırken Fedor'u daha dikkatli inceledi. Asit üzerlerine dökülmesine rağmen iyi görünüyordu. ''Lacy yaşıyor mu?''

''Prenses Lacy öldü.'' Kral gülümsemesini saklamazken Fedor iğrenerek kaşlarını çattı. Bu ailenin bir ferdi olmaktansa ölmeyi diledi. Babası çocuklarını, çocukları ise kimseyi sevmiyordu. Bu sevgisizlik zinciri yıllar boyu devam edecek miydi? Fedor bir an kendi kuracakları aileyi düşündü. O da babası gibi mi olacaktı? Ya Lacy, o da nefret ettiği annesi gibi mi davranacaktı? Ares nasıl bir eşti?

Krala birkaç adım daha yaklaşırken ellerini havaya kaldırdı. ''Tebrik ederim, tüm soylular bir araya geldiniz ve verebileceğiniz en kötü kararı verdiniz.'' dedi alkış tutarak. Sırıtırken kralın gözlerinin en içine baktı. Aralarında mesafe olsa bile o gözlere ezici bir tavırla bakmak istiyordu. Kralın yüzündeki iğrenç gülüşün solmasını nefretle izledi. ''Cadı tarafını daha çok güçlendirdiniz. Neden bu gelişmeyi saraydaki bir akşam yemeğiyle kutlamıyoruz?''

''Ne demek istiyorsun?''

''Yeter diyorum!'' dedi Fedor. Ağlamamak için kendini sıkıyordu fakat gözleri kızarmıştı. ''Yaşadığım, yaşadığımız, yaşattığınız bunca acıya yeter diyorum. Çünkü biri bunu artık size söylemeli. Prensesi cadı olduğu düşündüğünüz için öldürülmesini emrettiniz ama öldürdüğünüz sadece Lacy'nin prenses tarafı oldu. Ben değil, siz bu sarayı rezil edeceksiniz!'' 

Kral oturduğu yerde geriye yaslandı. Kollarını iki yana yerleştirip Fedor'un bu haline güldü. ''Ölmek mi istiyorsun?'' dedi gülmeye devam ederken. Aniden yumruğunu masaya vurup ''Sen ne hakla benim kararlarımı sorguluyorsun?!!!''

''Ben senin oğlunum!!'' diye bağırdı aynı şiddetle Fedor, sol gözünden bir yaş ondan izinsiz akarken. ''Sen kabul etsen de etmesen de Lacy senin kızın; Ares, Fedor ve Pedro senin oğlun! Aileni reddedemezsin, onlardan bu kadar kolay vazgeçemezsin. Bu bir kral yeminidir!''

''Çık dışarı.'' dedi kral onu umursamayarak. 

Fedor nefes nefese kalırken daha çok ağlamak istedi. Hiçbir şekilde -bırakın kralın sevgisini- ilgisini bile çekemiyordu. ''Beni niye sevmiyorsun?'' dedi titreyen sesiyle. Üç kelime, tek cümleyi söylemek kalbini o kadar acıtmıştı ki... Artık bu soruyu aklında bir yük olarak tutmak istemiyordu. Kral tekrar onu umursamazken bağırdı. ''Beni niye sevmiyorsun baba?!!! Lacy'yi cadı olarak gördüğün için sevmiyorsun ama ben ne yaptım sana? Senin hiçbir sözünden çıkmadım ben.''

''Sen sadece fazlalıksın. Ne Lacy gibi olabiliyorsun ne de Ares gibi... Pedro bile senden daha iyi ilerliyor.'' Fedor bu sözlerden sonra kralın karşısında kendini savunmasız hissetti. ''İyi bir kral olamıyorum diye mi istemiyorsunuz beni? İyi bir evlat olamadım mı? Beni kabul etmeniz için ne yapmam gerekiyor?'' dedi sesi titreyerek. Bu cümleler ağzından bir anda çıkmıştı. Hesap sormak isterken içindeki ses ona engel olmuştu. 

''Benim saygımı kazanmak istiyorsan yapacağın tek bir şey var. Bunu sen de çok iyi biliyorsun Fedor. Senden Lacy'nin kalan son cadı tarafını öldürmeni istiyorum. Kendini kanıtlamak için bunu yapabilir misin? Kimi seçeceksin: Beni mi, Lacy'yi mi?''

Bölüm Sonu

Bu bölümü hızlıca yazıp paylaşmak istedim, bu yüzden bu kadar kısa fakat şunu söyleyebilirim ki diğer bölüm efsane iyi olacak ve uzun zamandır beklediğiniz bir şey olacak 

Lacy ~ Masalsı Gerçekler SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin