18.bölüm/2

104K 2.3K 508
                                    

Keyifli okumalar :)

Gözlerinizi kapattığınızda her şeyin yok olduğu gibi yok olmak istersiniz çoğu zaman. Adım adım yeni bir hayata giderken hissettiğiniz o korku bedeninizi, duygularınızı esir almışken hiçbir şey düşünmemek ve hiçbir şeyin farkında olmamak istersiniz. Ben de öyle istiyordum şu an. Bacaklarım hareket ediyor, yürümemi sağlıyordu. Atmaktan yorulduğunu hissettiğim kalbim, nefes almakta zorlanan ve pes etmek isteyen ciğerlerim beni mahvediyordu. Gözlerimi kapatıp, yaşların yanaklarımdan aşağı süzülmesine izin verdiğimde derin bir nefes almaya çalıştım ama bu canımı yakmaktan başka bir işe yaramıyordu. Hıçkırıklarımın arasından öksürerek iki büklüm olduğumda bahçe kapısı açıldı ve Ege'nin telaşla harmanlanmış donuk mavi gözleriyle karşılaştım.

"Armin?" diye bağırarak yanıma geldi hemen. "İyi misin? Ne oldu böyle?"

"Bırak beni," diye mırıldandım iç çekişlerimin arasından. "Herkese zarar veriyorum, incitiyorum."

"Bana zarar vermen umurumda bile değil. Hadi gidelim buradan." dediğinde bir kez daha hıçkırıklarımın esiri oldum. Keşke diye geçiriyordum içimden sürekli. Yağız ya da Baran hâlâ bahçede olduğumuzu fark etse ve beni kolumdan tuttuğu gibi içeri soksa... Hiç sesimi çıkarmaz, itiraz etmezdim. Ama tek başıma dakikalar önce mahvettiğim adamın yanına gitmeye gücüm yoktu. Gitmeye karar vermemdeki en büyük etken olan gururum şu an neredeydi? O olsa acı çekmezdim. Kendi kendime sürekli doğru olanı yaptığımı söyler, içimi rahatlatırdım. Neredeydi şimdi? Ya da birbirimize daha kötü geleceğimizi fısıldayan mantığım... Neden şimdi yalnız başıma bırakmıştı beni?

"İyi görünmüyorsun," dedi Ege beni zorla ayağa kaldırırken. "Eve gidelim biraz kendine gel, sonra ne yapmak istersen karşı çıkmayacağım. Söz veriyorum."

"Bana yardım etmek zorunda değilsin," diye mırıldandım kapıdan çıkarken. Arabası hemen karşımda duruyordu. "Gerçekten. Başımın çaresine bakarım hatta belki annemleri ararım ve..."

"Yürü Armin." diyerek beni arabaya doğru çekti. Yine de sesindeki hayal kırıklığını hissediyordum. Neye kızmıştı, kırılmıştı tam olarak? Ağladığım için mi?

Arabaya bindiğimizde başımı cama yaslayarak gözlerimi kapattım. Biri kalbimi ellerinin arasına almıştı sanki ve durmadan sıkıyordu. Ona yalvarmak istiyordum.Yapma demek istiyordum. Sıkma, nefes alamıyorum ve canım yanıyor. Ama ben Yağız'ı dinlememiştim ve şimdi kalbimi sıkan, canımı acıtan o görünmez elin sahibi de beni dinlemiyordu. Olsun diye geçirdim içimden hemen. Dinlemesin. Ben ona acı çektirdim şimdi o eller de bana çektirsin. 

"Armin?" diye seslenen Ege'yi duyduğumda gözlerimi açtım. Arabanın kapısını açmış bana bakıyordu. "Eve geldik, uyan. Hadi in."

"Farkında değildim." dedim suçlulukla. Hissettiğim suçluluk duygusu uyuyakaldığım için değildi aslında. Nefesimi kendi ellerimle yok ettiğim içindi en çok.

Daha fazla bekletmemek için ben de hemen indim ve karşımdaki eve baktım. Biraz ileride Buğra ve Nehir'in evleri de vardı biliyordum ama kafamı çevirmedim bile. Sadece karşıma bakıyordum. Buraya ilk ve son kez partide gelmiştim. Yağız'ın biraz kafanı dağıt projesi yüzünden. Krizlerimden birini burada geçirmiştim ve Yağız'ın kıskançlığını burada iliklerime kadar hissetmiştim. Arabadan inip eve doğru yürüdük. Yardımcı kapıyı açtığında Ege kıza gülümseyerek içeri geçti ve beni beklemeye başladı. Ona doğru adım attığımda halasının sesini duydum.

"Hoş geldiniz çocuklar," diyerek gülümseyen kadını gördüğümde gülümsemeye çalıştım ama oynamayan mimiklerim başarılı olamadığımı gösteriyordu. "Seni gördüğüme çok sevindim Armin."

Güven Bana*Yeniden Yayımda*1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin