12.bölüm/2

111K 2.1K 269
                                    

Keyifli okumalar :)

"Sence babam, Yağız için kendini ya da adamlarını tehlikeye atacak kadar salak mı?" diye sesini yükselttiğinde donakaldım. Çenesi gerilmiş ve kaşları çatılmış bana bakıyordu. Hiçbir duygu barındırmayan gözleri ne düşündüğümü anlamak ister gibi beni inceliyordu. Bense ellerimi yumruk yapıp tırnaklarımı avucumun içine batırıyordum. Gözlerime hücum eden yaşları durdurmanın tek yolu buydu.

"Tepki ver," dedi Ege duygusuz sesiyle. Bir insan nasıl bu kadar değişirdi hem de birkaç dakika içerisinde? Biraz önceki yardıma muhtaç ve pişman çocuk şimdi nasıl karşımda acımasızca dikilebilirdi? Canımı mı yakmak istiyordu? Eğer isteği buysa onu tebrik etmeliydim çünkü başarıyordu. Neresinin sızladığını bilmiyordum ama nefesimi kesecek kadar büyük bir acı dalga dalga yayılıyordu vücuduma. "Tepki ver Armin!"

"Yalan söylüyorsun," diye mırıldandım başımı iki yana sallayarak. "Beni üzmek için yalan söylüyorsun!"

"Gerçekten bu söylediğine inanıyor musun?" diye sordu acımasızca gülerek. "Seni kandırdığımı mı düşünüyorsun?"

"Bana doğruyu söyle!" diye bağırarak gördüğüm ilk yastığı ona fırlattım. "Bana hemen gerçekleri anlat!"

"Gerçekler bunlar!" dediğinde bile ona inanmıyordum. İnanamazdım ki. İnanmak demek Yağız'ın gidişini kabul etmek demekti. Bir daha geri dönemeyeceğini de...

"O geri dönecek!" diyerek neredeyse çığlık attığımda Ege şaşkınlıkla bana doğru bir adım attı. Benim yaptığım tek şey geriye kaçarak bağırıp çağırmaktı. "Bana bildiğin her şeyi anlat. Çabuk!"

"Armin sessiz ol. Herkesi başımıza toplayacaksın." dediğinde derin bir nefes aldım. Kimsenin gelmesini istemiyordum. Ege'nin bana anlatacağı şeyler vardı.

"Çocuklar her şey yolunda mı?" diye merdivenlerden seslenen Hakan Beyi görünce panikle Ege'ye baktım.

"Sorun yok Hakan amca. Biraz tartıştık hepsi bu." dediğinde Hakan Bey benden onay ister gibi yüzüme baktı. Zorla durdurabildiğim yaşlı gözlerimin arasından gülümsemeye çalıştım.

"Kusura bakmayın. Biraz tartıştık." diyerek Ege'yi tekrar ettim. Hakan Bey ise cevabımdan tatmin olmuşa benzemiyordu ve merdivenler aşağı inerek Ege'ye doğru yürüdü.

"Armin birkaç günlüğüne bizim misafirimiz ve bizzat bana emanet Ege." dedi uyarıcı ses tonunu gizlemeye çalışmadan.

"Elbette," diyerek başını salladı Ege. "Ufak bir tartışma. Hepsi bu."

"Pekâlâ." diyerek bana döndüğünde daha fazla uzatmaması için içimden dua ediyordum. "Yukarıdayım Armin. Bir şeye ihtiyacın olursa haber ver lütfen."

"Teşekkür ederim." diye mırıldanmamdan sonra başka bir şey demeden merdivenlere yöneldi.

"Dinliyorum," dedim Ege'ye dönerek. "Bildiğin her şeyi anlat."

Ege ne diyeceğini bilmez şekilde yüzüme bakıyordu. Vereceği cevaptan hem korkuyordum hem de bir an önce cevap alıp kötü bir şey olmasını engellemek istiyordum. Gerçi nasıl engelleyebilirdim? Hakan Bey bana yardım eder miydi? Kaya Özsoy'dan yardım istediğini söylemişti. Bu muydu yardımı?

"Armin... Bana kızma lütfen. Nefret de etme sadece..." 

 "Anlat." dedim bir kez daha.

"Babam Yağız'a ve Hakan amcaya yardım edeceğine dair söz vermiş. Ediyor da zaten. Ama yardımı mallarını alana kadar sürecek ve sonrasında Yağız'ı yalnız bırakacak. Ortalık karıştığında sadece Yağız ve adamları kalacak yani."

Güven Bana*Yeniden Yayımda*1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin