"Sen uyumadın mı daha?" gözlerinden uykulu olduğu belliydi ama bilerek uyanık kalmıştı sanırım. Elindeki kitabı kenara bırakıp hemen toparlandı. Benden daha çok endişeliydi annem konusunda. Usulca gülüp elimde ki bardağı verdim. Anında alıp içmeye başladı. Daha çok güldüm bu haline. İyi bir sorgulama beni bekliyor sanırım. Yanına oturduğumda o sormaya başlamadan ben anlatmaya başladım.

"Annemle konuştum her şeyi. İlk önce onun tarafından dinledim, sonra da ben anlattım. Pek bir tepki vermedi aslında ama ailene karşı büyük bir nefreti yokmuş gibiydi. Asıl kırgınlıkları başka onun." Derince bir iç çektim. En çok kafama takılan nokta buydu. En çok şaşırdığım nokta da buydu aslında. Hala başta anlattıklarına aklım ermiyordu. Kabullenmek istemiyordum bir yandan da.

"Annem Yalçın'a aşıkmış Şule." gözlerinin içine bakarak söyledim. Hafifçe onunda gözleri açılmıştı. O da beklemiyordu sanırım. Omzumu silktim.

"İlk gördüğü an aşık olmuş hem de. Öyle bir anlattı ki Yalçın'ı bana aklım almıyor Şule. Senin annen de anlatmıştı. Benim gördüğüm, tanıdığım adamdan bambaşka şeyler anlatıyorlar. Neden bir kere olsun görmedim o zaman? Gözlerinde en ufak iyi duygulara dair bir şey görmedim. Kendi oğluna ya. Ne kadar istemese bile kendi kanından olana bu kadar mı katı olunur? Kendi arkadaşları kız kardeşini öldürdü diye beni neden cezalandırdı?" son sözümle dilimi ısırdım hemen. Yine ileri gitmiştim. Dilimin kemiği yoktu resmen. Her defasında aynı hatayı nasıl yapıyordum ben acaba? Aptal Ali. Gözlerinin buğulanmasına izin vermeden elini tutup özür dileyecekken kendi benden önce davrandı.

"Hayır açıklama yapmana gerek yok. Haklısın sen. Bu konuda tamamen suçlu olanın ailem olduğunu biliyorum. Senden bunun içinde özür dilemek istiyordum zaten. Her şey annemin yüzünden oldu. Annemin hırsı yüzünden bu hayatı yaşamak zorunda kaldın. Sen masumdun. Babandan darbe almamalıydın. Annenden kopmamalıydın. Her şey annemin yüzünden. Özür dilerim." Hızlıca çekip kollarımın arasına aldım. Bu kadını sevmekten biran olsun vazgeçmeyecektim. Ne olursa olsun, hayat karşımıza ne çıkarırsa çıkarsın asla vazgeçmeyecektim ondan. Sanırım çektiklerimin en büyük ödülüydü o. Başka hiçbir şeye de gerek yoktu bu saatten sonra.

"Eğer bunlar yaşanmasaydı senle ben olamazdık. Senin kalbini hissedemezdim. Her şeyimle sana ait olamazdım. Seninle dolu olamazdım. Bunlar var olduğu için onlara kızmıyorum. Seni doğurdu o kadın, seni büyüttü ve bana getirdi. Ortada asla kin, öfke yok o yüzden." Kollarını belimde hissettiğimde sonunda aramızda buzların tamamen çözüldüğünü de anlamıştım. Artık o da kendini tutmayı bırakmıştı. Yine sadece benim Şule'm olacaktı.

Daha çok sıktım kollarımı ve ayların acısını çıkarırcasına kokusunu solumaya başladım. Canını sevdiğim kadın. Biran uzaklaşsa kalbim soğuyordu benim. Bundan sonra hata yapmak yoktu. Bir daha ondan uzaklaşmaya dayanamazdım ben.

"Ali!" bir de Ali'm demeye başlasa çok güzel olacaktı ama o da olacaktı illa.

"Efendim Şule'm?"

"Nasıl kokusu? Annenin yani." Öylesine bir burnum sızlamıştı ki şimdi aylarca Şule'nin neden korktuğunu daha iyi anlayabiliyordum. Yaralarımız bir olsa bile ben annemi hiç görmemiştim, kokusunu hiç almamıştım. Ama şimdi. Şimdi başkaydı işte. Neden sorduğunu, ne düşünerek sorduğunu daha iyi anlıyordum. Çenesini tutup gözlerini gözlerime çevirdim. Çok yaralıydı Şule. Güçlü olsa bile yaralarla doluydu gözleri. Bence bu havanın biran önce dağılması gerekti. O yüzden alayla gülmeye başladım. Ağlamasını istemiyordum.

"Günlerce ağladığın kadar da yokmuş hani." O da anlamıştı ne yapmak istediğimi. Burukça gülüp kabullendi o yüzden sözlerimi. Onunla şimdi bu konuları konuşamazdım. Ailesini affetmemişken üstelik hiç anlatamazdım. Kafasında dolanıp duracaktı bu sefer. Ve daha beteri hep içine atacaktı. İçinde biriktirip, kocaman dert yapacaktı kendine. Biraz daha yanıma çekerken bir elimi de karnına koydum. Öylesine şişmişlerdi ki korkmaya başlamıştım aslında. Üçüzlerdi diye böyleydi biliyordum ama Şule'nin ne denli zorlandığını da biliyordum. Oturduğu yerde nefes alırken bile zorluk çekiyordu. Şimdi ben nasıl bu halde bırakıp gidecektim?

DÜRÜST YALANCI: KISADIR AŞKIN BOYUWhere stories live. Discover now