24. BÖLÜM

15K 1K 111
                                    


Nöbetimin bittiğinde dair belgeyi imzaladıktan sonra esneyerek hastaneden çıktım. İki gün izin almanın cezasını çektiriyordu başhekim bana. Bir gün arayla iki kere iki gün üst üste nöbet tutmuştum. Şimdi ise gerçekten bitik haldeydim.

"Şule!" ismimi duymamla bakışlarımı otoparka çevirdim.

"Hocam." Esnememeye dikkat ederek saygıyla başımı eğdim. Biraz acımasız olsa da harika biriydi gerçekten.

"Nöbetin bitti anlaşılan." Yorgunca gülümsedim.

"İkinci günüm hocam." Tek kaşını kaydırıp ellerini cebine koydu. Dışarısı felaket soğuktu.

"Doktor olmak kolay değil küçük hanım. Daha öğreneceğin o kadar çok şey varken hem de! Git iyice dinlen bugün. Sabah erkenden hastanede olacaksın." Kafamı olumlu anlamda salladığımda başka birinden ismimi duymuştum. Hocamla birlikte seslenen kişiye dönerken şaşkınlıkla baka kaldım. Ali neden bu saatte beni almaya gelmişti ki?

"Ali?" diye ismi sorarcasına çıkmıştı ağzımdan. Cemal dışında etrafta adamları yoktu.

"Günaydın." Diyerek alnımın köşesinden öptü ve hocama döndü. Yaptığı hareketten dolayı utanarak bende kafamı öne eğmiştim. Hocamın önünde beni öpmesi gerekmiyordu! Kimsenin yanında öpmesi gerekmiyordu. Başka zamanda öpmesin hatta. Niye öpüyor ki beni canım?

"Merhaba. Ben Ali Yalman." Elini uzattığını göz ucuyla görmüştüm. Sesim tamamen kesilmiş, öylece kollarının arasında pısmıştım.

"Merhaba. Ben de Hakan Haki. Şule erkek arkadaşın mı?" bana yöneltilen soruyla mecburen bakışlarımı hocama çevirdim. Artık bu gerçekten kaçacak değildim.

"Hayır hocam. Eşim." Ali sözlerimle kolumu daha çok sıkmıştı sanki. Ona bakmadan şaşkınca bana bakan hocama bakmaya devam ettim.

"Evliliğimiz biraz ani oldu. Düğün falan da olmadığı için pek kimse bilmiyor." Kafasını ağırca salladıktan sonra üstünde ki şaşkınlığı atmıştı. Bu evliliğin bu kadar yayılması bence hiç normal değildi. Bir iki aylık bir şey için herkes evli bir kadın olduğumu öğrenmişti. Sonunda herkese nasıl bir açıklama yapacaktım acaba?

"Hayırlı olsun o zaman. Haberimiz olmaması kötü olmuş ama. Nikâhın da bulunmak isterdim." Gülmek istesem de kendimi zorla da olsa tuttum. Ben nikâhımda değildim siz nasıl olacaktınız acaba?

"Yıldırım nikâhı oldu bizimkisi. Benim ailem bile katılamadı."

"Anlıyorum da bu aceleniz neydi? Bir aceleniz mi vardı Şule?" şüpheyle gözlerime baktı. Bir süre sorusunu düşünsem de ettiği ima ile daha çok utanmaya başlamıştım. Hamile sanmıştı beni. Lanet olsun. Rezil olmuştum. Resmen rezil olmuştum.

"Hayır hocam hayır. Yok öyle bir şey. Sadece... Sadece..." Ali benim konuşamadığımı fark ettiğinde belimde ki eliyle uyararak sıktı ve kendisi konuşmaya başladı.

"Şule'nin ailesini kaybetmesiyle daha fazla onunla ayrı kalmak istemediğimden biran önce nikâhı kıydık. Başka hiçbir şey yok." Yanaklarım cayır cayır yanmaya başlamıştı. Kötü bir konuma düşmüştüm hocamın gözünde. Uzun zamandır yanındaydım ve böyle bir şekilde karşısına çıkmak çok utanç vericiydi. Gerçek evli bile değilken üstelik.

"Neyse ben sizi daha fazla tutmayayım o zaman. Tekrardan hayırlı olsun çocuklar. Umarım bir ömür boyu mutlu olursunuz."

"Teşekkür ederim hocam." Fısıltı halinde çıkmıştı sesim. Ali ise her zaman ki özgüveniyle elini uzatmıştı.

DÜRÜST YALANCI: KISADIR AŞKIN BOYUOnde as histórias ganham vida. Descobre agora