63.Bölüm

17.5K 1.3K 13
                                    

1hafta sonra
Yeliz kocasına sarılarak uyandığın da aklına ablasının son günü olduğu gelince adamın kollarından çıkmak için kıpırdandı .
Ekrem yine karabasan gibi kızın üzerine uzanmıştı Yeliz bütün gücü ile adamı üzerinden itti.
"Off kaç kilo adamsın ezildim ezildik "diye söylenerek yataktan kendini zorlukla kurtardı .
Fidan da uyanmış tavana bakarak düşünüyordu.
Ne tuhaf şeyler yaşamışlardı  aklının ucundan bile geçmezdi böylesine aşık olmak .
Bir adam için değil şehir değiştirmek ülke değiştirmek asla yapamayacağı bir şey olarak düşünürdü  oysa şimdi yıllarca okuduğu mesleği bile ikinci hatta üçüncü planda kalıyordu.
Ölüm acısını ayrılılık acısını yaşadıktan sonra artık daha iyi biliyordu sevdiğinle birlikte olduktan sonra nerede olduğunun hiç bir önemi yoktu.
Yatakta gerilirken Yeliz heyecanla odasına girdi.
"Günaydın ablaların en pamuk prensesi"
"Günaydın kardeşlerin en tatlı cadısı"
"Bakıyorum yine çok enerjiksin "
"Hiç sorma güne üzerimde doksan kiloluk kara kule ile uyandım birde onu itmek için gücümü yarısını kullandım ona rağmen böyleyim yoksa bomba olurdum "
"Bu halin bile bana fazla Yeliz sen hiç yaşlanmazsın eminim "
"Kesinlikle siz böyle ecüş bücüş yaşlı  kadınlar olurken ben genç kalıp dünya nüfusuna katkı da bulunacağım"
deyince Fidan kahkahalarla güldü.
"Üçüzler yetmedi beşiz doğur Yeliz"
deyip kardeşi ile dalga geçti.
"Sen beni bırakta anlat bakalım taze annecik ?" ablasının yanağını sıkıp yanına oturdu.
"Yeliz hamile falan değilim bir kere başım döndü diye olacak iş mi ?"
"Bende hamile değilim abla bak şurda  üç dört ay sonra  beni şişiren şey de zaten bebeklerim değil ödem"dedi.
"Ya bir test yapsan ölür müsün nasıl doktor adayısın sen "
"Neden imkansız deyip durmak yerine Türk hekimlerine başvurmuyorsun ?"
"Ay tamam Yeliz getir şu saçma testi yapalım bitsin sende rahatla bende "deyip en sonunda pesetti.
Yeliz odaya gidip ablası için aldığı testleri getirdi .
"Yeliz az almışsın kardeşim  daha yok muydu ?"
"3 farklı marka aldım abla masraftan kaçınmadım yeğenim için "
"Emin olalım hadi git yap gel "deyip kendini yatağa bıraktı.
Fidan işini halledip odaya gelince üç testi de yan yana dizdiler .
"Ay bu dakikalar niye geçmiyor öleceğim meraktan"derken ilkinde iki kırmızı çizgi oluşunca Fidan şaşkınlıkla kardeşine bakmaya başladı .
İkinci üçüncü testte sıra ile iki çizgi olunca Yeliz şaşkınlıktan ağzı aşık kalan ablasına sarıldı.
"Anne oluyorsun teyze oluyorum "
"Abla "
"Kendine gel artık "
"Hamileyim Yeliz inanamıyorum"
"İnan güzel ablam "deyip iki kardeş birbirine sarılıp zıplamaya başladı.
Daha sonra ikisi de kendine gelip birbirlerinin karnına dokundular.
"Dikkat et hamilesin "
"Sende dikkat etmelisin artık "deyince kahkahalarla güldüler.
Bütün ev ikisinin sesi ile uyanmış iki manyak kardeşin neye bu kadar sevindiğini merak ediyorlardı.
Yeliz dışarıdan gelen seslerle hemen testleri cebine soktu.
Fidan kardeşine minnetkar bir şekilde baktı.
"Kız bu ne ses senin kocan yok mu kızım niye bağırıyorsun deli gibi sabah sabah kocanın yanına gitsene "
"Anne ablam bu gün gidiyor İstanbul'a değil ha Almanya'ya gidiyor "
"Bırak az vakit geçirelim "
"Yoksa bizi kıskandın mı ?"
"Gel kız Kezban hanım seni de aramamıza alalım "deyip ablasına göz kırptı.
İki kız annelerine sıkı sıkı sarılıp etraflarında zıplamadan dönmeye başladılar .
Kezban hanımda  onlara katılmış kıkırdıyordu.

Ekrem karısının ilk andan beri çıkardığı seslerle uyanmıştı  .
Yataktan kalkıp banyoda işini halletti geçerken açık kapıdan anne ve kızlarına bakıp gülümsedi.
Gözleri karısına takılınca film izler gibi kızın gülüşünü mimiklerini izlemeye başladı.
Yeliz üzerindeki bakışları hissedince adama sevgi dolu  baktı .
Annesinin ablasının kolundan çıkıp kocasına doğru yürüdü.
Adamın kara gözlerinden gözlerini  bir an bile ayırmadan sımsıkı sarıldı.
"Günaydın "
"Günaydın bu gün güneş fazla enerjik doğmuş sanki"deyip parmaklarını kızın yüzünde gezdirdi.
"İyisin değil mi ?"
"İyiyim Yeliz daha da iyi olacağım sen yanımdasın ya bunu da atlatırım "deyip saçlarını öptü.
Kezban hanım ve Fidan  kollarından çıkıp kocasına giden kıza hayretle baktılar.
Kezban hanım kızının haline gülsede yalancı kıskançlıkla konuştu.
"Birde ablam bugün gidecek diyordu kocasını görünce bizi yine unuttu"
"Bak hiç duyuyor mu ?"
"Seni duyuyorum Kezban hanım ama kocamın da bana ihtiyacı var "
"Ona da enerji vereyim geleceğim "diyerek uykulu uykulu konuştu.
Ekrem kollarında uyuya kalan karısını kucağına alıp odaya taşıdı .
Yatağa yatırdıktan sonra Kezban hanım ve Fidan'ın yanına geldi.
"Yine mi uyudu ?"
"Küçük cadı artık enerjisi yetmiyor ama kabul etmiyor bunu "
"Doktor normal olduğunu söyledi anne endişelenme hamilelik belirtileri daha fazla yaşayabilirmiş"
"Biz yanındayız oğlum gözün arkada kalmasın orada burda uyumasına izin vermeyiz "dedi.
"Ekrem sende benim bir evladımsın bir derdin bir sıkıntın olunca anlat bana  olur mu ?"
"Elimden geleni yaparım "deyip elini tuttu.
Bilirdi Kezban kadın damadı belli etmese de üzülürdü kimsesiz kalmıştı Fatma hanım yoğum bakımdan hala çıkmamıştı doktorlar kalbinin yaşasa bile çok fazla dayanamayacağını söylemişti.
Ekrem hem babasız hem annesiz hemde kim olduğunu bilmeden adeta boşlukta asılı kalmıştı.
"Hepinize teşekkür ederim anne ben şanslıyım Yeliz sayesinde bir ailem oldu"
"Şu yaşadıklarımı tek başıma yaşasaydım o zaman ne yapardım bilmiyorum ama şimdi siz varsınız "deyip yaşlı kadına sarıldı.
"Gerçek aileni bulmak istersen ben sana yardım ederim oğlum herkesi bilir tanırım küçük yer "
"Bulmak istiyor muyum emin değilim "
"Bulsam ne diyeceğim ki gidip sarılamam neden verdiniz diyemem vardır bir sebepleri ki ben bebekken hastaymışım"
"Annem anlatırdı başımda bekler nefes alıyor muyum diye uykudan kalkıp bakarmış "
"Belki de hastayım diye verdiler Rüstem ağa gibi zengin bir adam üç çocuğunu vermiş ben neyi sorgulayabilirim ki "deyip iç çekti.
Telefonunun çalması ile başını kadının dizlerinden kaldırdı.
"Alo "
"Benim beyim Hakkı "
"Fatma hanım uyandı ama durumu pek iyi değil "
"Seninle konuşmak istiyor gelir misin "dedi.
Ekrem hemen ayağa kalktı .
"Annem uyanmış benim gitmem lazım"deyip hızla salondan çıktı.
Ayakkabılarını giyerken Fidan adamın peşinden yürümeye başladı.
"Fidan bir şey mi oldu ?"
"Poyraz'ın annesi ile bir kez konuşmaya hakkı var Ekrem nolur o da konuşsun sesini duysun "
"Fidan bu Poyraz'ı tehlikeye atar "
"Hayatı boyunca bu yüzden kendini suçlamasından iyidir lütfen "deyip adamın elini tuttu.
"En azından oğlunu buldum anne de ve söylediklerini kaydet olmaz mı ?"
"Olur haklısın Poyraz'ın buna hayatı boyunca ihtiyacı olacaktır"
"Teşekkür ederim eğer akşama görüşemezsek hakkını helal et Ekrem sana çok şey borçluyum "
"Geçmişte ne yaşanırsa yaşansın iyi ki hayatımıza girdin"
" sen ve belaların olmasaydı ben hiç bir şey yaşamadan ölebilirdim" deyince adam da güldü.
"Mutlu ol Fidan hakediyorsun ve bende sana borçluyum iyi ki yolumuz kesişti bana bir aile bir güneş verdin "deyip kıza sarıldı.
"Kardeşim sana emanet "
"Benim kardeşimde sana emanet "deyip ayrıldılar .
Fidan giden adamın arkasından bakarken akan gözyaşlarını  sildi.
Neden ağladığını bilmiyordu .
Poyraz'ın da annesinin elini tutmasını istediği için mi gideceği için mi yoksa kardeşim gibi hormonlar duygularımı ele mi geçirdi diye söylenerek ağlamaya devam etti.

Ekrem hastanenin önüne gelince derin bir nefes aldı.
Arabasını parkedip ağır adımlarla içeri girdi.
Annesinin bir haftadır kaldığı yoğum bakım odasının önüne geldi.
Emine hanım ve Hakkı bey yaşlı kadının   hala başında bekliyorlardı.
"Hoşgeldin oğlum nasılsın ?"
"Nasılım bilmiyorum Emine teyze"deyip doktorla konuştuktan sonra annesinin yanına odaya  girdi .
Yaşlı kadının yanına gidip elini tutunca Fatma hanım ağlamaya başladı.
"Geldin bana geldin "
" çok şükür seni son kez görmeden ölmedim "
"Anne iyi olacaksın yorma kendini "deyince kadın zorlukla yutkunup iç çekti.
"Hiç bir zaman yalan söylemeyi beceremedin iyi olmayacağım sende biliyorsun "
"Hep kalbinde iyilik vardı bunu ne baban ne abin ne de ben öldürebildik "
"Affet beni kalbimdeki iyiliği öldürmelerine izin verdim sevgi dolu bir anne olamadım ama seni canımdan bile çok sevdim "
"Yorma kendini anne dinlen zorlama "
"Bırak içimde kalmasın konuşayım son kez "
"O kız sana iyi gelecek mutlu olacaksınız bunu biliyorum kabul de ettim "
"Senden tek isteğim mutluluğunu benim yaşayamadığım o evde yaşa "
"O konağa sinen ölüm kokusunu acı sesleri çocuklarınla ailen ile sil "
"Benim yerime benim kuramadığım aileyi sen kur "
"Olur mu Ekrem senden tek isteğim bu"
Ekrem hiç bir şey demeden annesinin elini tuttu.

"Anne gerçek  oğlunla konuşmak ister misin ?"
Kadın   Ekrem'e bakıp ağlamaya başladı.
"Sende benim gerçek öz oğlumsun "deyince adam başını eğdi annesinin elini öptü.
"Adı ne peki ?"
"Senin kadar yakışıklı mı kardeşin ?"
"İyi kalpli mi iyi birimi ?"
Kadına söyleyecek sözü yoktu sadece başını salladı konuşacak gücü de kalmamıştı .
"Ara hadi sesini duyayım ilk ve son kez" deyip iç çekti.

Ekrem Poyraz'ı aramadan Fidan'dan gelen mesaja baktı.
"Senden arama bekliyor çok heyecanlandı nolur bir yolunu bul görüntülü ara "

Ekrem etrafa bakıp Poyraz'ı aradı.
Telefonun ekranını annesine çevirdi.
Annesi hiç tanımadığı bilmediği adama içi acıyarak
"Oğlum"diye seslenince  Ekrem de ağlamaya başladı.
"Sen benim oğlumsun öyle mi çok yakışıklısın "
"Tıpkı Ekrem gibi "
"Ben özür dilerim oğlum seni koruyamadım ben bilmiyordum yaşadığını bilmiyordum "
"Bilseydim bir an bırakmazdım yemin ederim "deyip sessiz sessiz ağladı.
Poyraz ise karşısındaki kadını göreceğini duyduğundan beri ağlıyordu.
" sana kızgın değilim sende masumsun"
"Sizi seviyorum "deyip yaşlı kadın gözlerini kapattı.
Bağlı olduğu makinalardan sesler gelmeye başlayınca Ekrem  telefonu unuttu annesinin elini tutup öptü doktorlar odaya gelince  onların zoruyla çıktı.
Poyraz'a baktı iki adam da  ağlayarak konuştu .
"O nasıl Ekrem ne oldu ?"
"O gitti kardeşim annemiz gitti "deyip gözyaşlarını sildi .

Bahtımın Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin