29.Bölüm

22.7K 1.5K 20
                                    

Yeliz eve girince eşyalarını hazırlamaya başladı.
Tedirgin olmuştu annesi eski Kezban kadın değildi ama Rüstem ağa hala kötü bir adamdı.
Elbette kendini adama ezdirecek değildi ama başları ağrıyacak Ekrem ile canları sıkılacak belki araları bozulacaktı.
Berat 'ın anlattıkları bile adamı korkutmuş olmalıydı ama Yeliz Ekrem'e hiç bir zaman masum yumuşak başlı kız olduğunu söylememiş öyle davranmamıştı ki adam küçük cadı olarak tanıyıp sevmişti .
Yine de korkuyordu onu sevmekten vazgeçerse diye içi titriyordu çünkü çok mutluydu bozulsun istemedi.
Üzerini değiştirip aynada düzeltirken yeni bir karar verdi.
Ekrem'i üzmeyecek cadılıklar yapmayacaktı .
Onu ve aşkını kaybetmemek için değişebilirdi evet yapabilirim diyerek kendine gaz verdi.
Ekrem ise karısı ile ilgili duyduklarından sonra emin olmuştu bu kız onun için biçilmiş kaftandı.
Neşeli ,deli dolu inatçı ve kolay kolay vazgeçmeyecek biriydi.
Berat'a yaptığı şeyler aklına geldikçe gülmek istiyordu .
Seviyordu işte her şeyiyle seviyordu dahası ötesi yoktu ki .
Odaya karısının yanına girince kızın sakinliği yüzündeki ifadeyi görünce   şaşırdı.
"Bir şey mi oldu güzelim "
"Yok olmadı hazırım ben seni bekliyordum"
"İyi misin sen neden orada öylece oturuyorsun niye moralin bozuk ?"
"İyi iyiyim "deyip ayağa kalkıp adamın yanına gitti.
"Yeliz eğer yaşayacağımız sorunlar babam annem seni korkutuyorsa başka bir evde yaşayabiliriz güneşim"
"Zelal abla ve çocuklar onlarda bizimle gelir mi?"
"Babam onları konaktan çıkarmaz güzelim "
"O zaman bizde orada yaşayalım yalnız kalmasınlar Ekrem dayanırım ben"
"Hem ne kadar kötü olabilir ki sen yanımdasın " deyip kocasına sarıldı .
"Ekrem ben daha yumuşak başlı bir kadın olurum "
"Seni üzmez sözünü de dinlerim "dedi.
Adam duydukları ile şaşırsa da hoşuna gitmişti.
Onu değişecek kadar çok seviyordu.
Kızın yüzünü avuçları arasına aldı .
"Bu nereden çıktı ?"
"Berat abiye abime yaptıklarımı sana yapmam "
Ekrem kızın ne demek istediğini anlayınca gülümsedi.
"Ben seni çok seviyorum umudum"
"Gülüşünü,dobralığını ,sinirini her şeyini seviyorum"
"Hatta en çok cadılığını seviyorum senin sayende güler oldu bu adamın yüzü"
"Benim için sakın değişme güzelim "dedi.
Yeliz gözyaşların içinde adama sarıldı.
"Benden bıkarsan sevmekten vazgeçersen diye çok korktum"

Adam gülerek karısına sarıldı .
Bahsettikleri Yeliz aşık Yeliz değildi ama kollarındaki kız sevdiğini kaybetmekten korkup değişmek isteyecek kadar seven küçük kadınıydı.
Kolları ile karısını daha çok sardı kulağına doğru eğilip fısıldadı.
"Benim için değişme seni her halinle seviyorum güneşim"
"İlle benim için bir şey yapacaksan öp beni "deyip sırıttı.
Yeliz adamın sözleri ile kızardı .
Başını göğsünden kaldırmadan gülümsedi.
"Sen gerçekten sapıksın terbiyesizsin Ekrem "
"Doyamıyorum sana kokuna tenine hasretim "deyip kızın çenesini yukarı kaldırdı.
Tam eğilip öpeceği sırada kapı çaldı.
"Hadı lan ağaç olduk "
"Ne yapıyorsunuz bu kadar saattir"diye Miran söylenince Ekrem sinirle söylendi.
"Elinin körü "deyip homurdanarak karısının elinden tutup çıktı.

Hacer hanıma ne kadar ısrar etseler de gelmek konusunda ikna edemediler .
"Düğün olacağı zaman adamlardan birini gönder gelirim "deyip torununa sarıldı .
Yeliz'e sarılırken kulağına fısıldadı.
"Ne yaşarsanız yaşa kocanın elini bırakma güzel kızım "
"Bu deli oğlanı zaptetmek sana düşüyor"deyip kızdan ayrıldı.
Ekrem ve Yeliz kendi arabalarına Miran ve Berat da geldikleri arabaya binip yola çıktılar.

Ekrem arada bir terdirgin olan karısına bakıyor eline dokunuyordu .
Yeliz de bakışlarını kocasından ayırmıyordu.
"Yeliz sakin ol güzelim babamlara gitmiyoruz elbet gideceğiz ama Dila teyzeye gidiyoruz"
"Tabi sen annene önce gitmek istersen"deyip sustu.
Kız annesi aklına gelince derin bir iç çekti.
Başını cama dayayıp bir süre cevap vermeden düşündü.
Affetmişti annesini kızgın bile değildi ama hatırladıkça kalbindeki acı geçmiyordu.
Aklına gelen ile başını kaldırıp kocasına baktı.
"Beni Murat kurtarmıştı o ona ne oldu Ekrem "deyince adam arabayı durdurup sağa çekti .
"Öldü mü ?"
"Sakin ol güzelim ölmedi ama "
"Hala komada yaşasa bile doktorlar pek umutlu değil"
Yeliz dolu dolu olmuş gözlerle adama baktı.
"Neden söylemedin benim aklımdan çıkmıştı "
"Ona bir şey olursa ben kendimi affedemem Ekrem "
"Şist senin ne suçun var güzelim Murat kendisi seçti  "
"Ama benim için geldi" deyince adam sustu hala kendini affedemiyordu.
Bir gün Yeliz sinirle sen gelmedin derse diye korkuyordu.
Bunu duyarsa dayanamam diye düşünüp kızı kendine çekti.
"Ben sana gelmediğim için özür dilerim Yeliz"
Yeliz başını kaldırıp kocasına baktı.
"Ben onu demek istemedim yemin ederim"
"Seni hala suçluyor olsaydım senin karın olmazdım "
"Beni hastaneden çıkarmana bile izin vermezdim"deyip kocasının dudaklarına uzandı.
Ekrem kızın onu ilk kez öpmesiyle bir an karşılık dahi veremedi.
Karısının küçük elleri omzuna çıkıp sarılınca kendine gelip kıza karşılık verdi.
Yeliz yaptığı şeyden utansada seviyordu işte dokunmak sarılmak adamın nefesini teninde hissetmek hoşuna gidiyordu.
Bir süre sonra kendilerine gelip ayrıldılar.
Adam alınlarını  birbirine yapıştırıp kızın yüzüne nefesini üfleyerek konuştu.
"Teşekkür ederim beni sevdiğin için "deyip alnından öptü.
Tekrar dudaklarına eğileceği sırada telefonu çalmaya başladı.
"Anlaşıldı düğüne kadar ben sana dokunamayacağım "
"Bari sen fırsatları değerlendir "deyip kıza gülümsedi.
Yeliz yalancı bir sinirle adama vurdu.
"Aklın fikrin terbiyesizlikte "
Ekrem sırıtarak konuştu.
"Daha terbiyesizlik hiç yapmadım ki "deyip göz kırptı.
Yeliz utanarak başını cama doğru çevirdi nasıl başarıyordu kızı utandırmayı.
Göz ucuyla kocasına öptüğü dudaklara bakınca gülümsedi.
Onundu bu yakışıklı iyi yürekli koca adam ne güzel bakıyordu iç çekti .
'Aramıza ailelerimizin girmesine bile izin vermem kara kulem 'diye içinden konuştu  kendisine  bakan kocasına içten bir gülümseme sundu.

Rüstem ağa ise günlerdir sinirliydi.
En iyi adamı Poyraz hala hastanedeydi.
Oğlu bir kızın peşinde işleri umursamıyordu bile.
Ya o kız bu nasıl olur diye sinirle bastonu ile masada duran vazoya vurdu. 
Bir insan diğerine bu kadar benzeyebilir miydi ?
Kızın gözlerindeki bakış duruş nasıl bu kadar aynı olabilirdi.
Yıllardır peşini bırakmayan sırf bu yüzden oğlu Berzan'ı döven adam bu kızla ne yapacağını düşünmeye başladı.
Dayanamazdı o kızın kendini suçlayan bakışlarına dayanamazdı.
Ondan torunları olmasına izin veremezdi.
"Salih " diye bağırmaya başladı .
Adam koşarak odaya girdi.
"Buyur ağam "
"Haber var mı Ekrem'den "
"Hoca nikahı kıymış Hacer hanımın evinde "
"Ne diyorsun lan sen ne nikahı "
"Köyden şehre gelenlerden duyduk ağam "
Adam sinirle yerinden kalktı .
Merdivenlere çıkıp bütün eve bağırarak konuştu.
"O kız bu eve gelin olarak girmeyecek "
"Ona iyi davranan ağa gelini ağa karısı gibi göreni acımam kovarım"deyip odasına çıktı .
Fatma hanım telaşla kocasının yanına geldi.
"Rüstem ağa ne oluyor kimden bahşediyorsun sen ?"   
"Oğlun Kezban'ın küçük kızıyla evlenmiş hayırlı olsun sonunda evlendirdin oğlunu"
"Ne dersin Rüstem ağa ben Kezban'ın kızını gelin diye evime sokmam"
Rüstem ağa karşısındaki kadına bakıp sinirle güldü.
"Niye Fidan ile olsun isterdin ?"
"Söyle Fatma bu kızı niye istemiyorsun ?"
"Sende itiraf et kendine rahatla "deyip güldü.
"Gülbahar'a benziyor lanet gibi kurtulamadık ondan "
"Oğullarım bile yaşamaz oldu onun laneti yüzünden "
"Ekrem'ime dokundurmam Rüstem ağa o kız bu  eve   giremez"deyip ayağa kalkınca adam sinirle konuştu.
"Oğlun karım diye koynuna almış bana değil git biricik evladına söyle "dedi.
Fatma kadın yeminler ederek adamın yanından çıktı .
"Seni bu eve gelin etmem boşa geliyorsun ?"diyerek merdivenlerden indi.

Bahtımın Karası ♣️Where stories live. Discover now