9.Bölüm

21.7K 1.6K 62
                                    

Yeliz başında ve vücudundaki ağrı ile gözlerini açtı. Bir an nerede olduğunu neden burada olduğunu hatırlamaya çalıştı.
Aklına annesi gelince yaptığı her şeyi bir bir hatırladı.
Ne kadar korkmuştur kim bilir annem diye iç çekti.
Kendi ağrılarını unutup annesinin çektiği ızdırabı düşündü.
İçinden şükretti en son kalbini kırmıştı annesinin onun ahı ile ölmek istememişti.
Bütün yaptığı deliliğin sebebi annesinden bir an önce af dilemek içindi. 
Başını sağa doğru çevirince gördüğü kişi ile şaşırdı.
Uyandığında görmek istediği ilk kişi annesiydi ama şuan karşısında gördüğü hiç beklemediği biriydi .

Yine de sevindi demek ki kurtuldum diye derin bir nefes aldı.
"Uyandın çok şükür "
"Ben annenlere haber vereyim "
"Dur lütfen "
"Neler olduğunu anlat senden dinlemeliyim "dedi.
Ekrem geriye dönerek kızın karşısında ki sandalyeye oturdu.
"Tamam anlatacağım ama önce sen söyle iyi misin?"
"Bilmem bunu da sen söyle iyi miyim ?"
"Başım her yerim ağrıyor neyim varmış"
"Korkma yaptığın şey düşülürse turp gibisin maşallah "
"Hangi akıl ile bileğini kesip camdan atladın "
"Ölebilirdin hiç düşündün mü ?"
"Oysa buradan bakınca zeki bir kız gibi duruyordun ?"

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun ?"
"Olur mu canım dalga geçmek senin işin "deyince Yeliz gülmeye başladı.
"Şu halimize bak senin kolun sargı da benim vücudu sarmışlar maşallah mumya olmuşum"
"Bayağı kader ortağı olmuşuz iki yaralı "dedi.
Ekrem kıza gülümseyerek baktı.
"Özür dilerim hepsinin sebebi benim ama sana yemin ederim akan her damla kanının bedelini ödeteceğim "
"Yapma daha fazla zarar görür hayatındaki insanlar "
"Tek başına değilsin artık sorumlu olduğun bir kadın ve iki çocuk var "
"Sana, ilgine ve şefkatine muhtaçlar"
Ekrem kızın söyledikleri ile iç çekti.
"Neden bu kadar iyisin ki ?"
"Beni odadan kovup küfürler savurman gerekirdi"
"Her şey için beni suçlaman bir dakika bile yüzüme bakmaman gerekirdi"
"Başına Murat gibi bir bela bile sardım herkese onunla kaçtığınızı söylemiş"
"Sanırım sana kafayı fena takmış"
Yeliz duyduğu sözlerle titredi.
"İnanmış olamazlar sonuçta değil mi ?"
"O pisliğe inanmış olamazlar "
"Merak etme annen ağzının payını verdi ama "
"Söyle ne aması ?"
"Arkadaşın tabi arkadaş denirse herkese sevgilin olduğunu onunla gizli buluştuğunuzun dedikodusunu yaydı"
"Gülay mı ?"diye sordu kız hayretle.
"Sanırım o Gülay "
"Neden yaptı ki çok saçma ben ona yardım ederken o benim adımı neden çıkarsın ?"
"Bilmiyorum ama  hatta abin sırf bu yüzden kaçtığın adamın ben olduğumu bile düşündü"
"Yok artık daha neler "
"senle ben ne alaka "dedi gülerek
"Bilmiyorum sanırım sen beni savunmuşsun ona karşı öyle bir şeyler dedi ben Miran'dan duydum ama abinde hesap sordu tabi"
"Aferin ona kuş beyinli çocukları oldu ama hala odun kafa "diye söylenmeye başladı.
Ekrem kızın saydığı laflara gülüyordu.
"Abin duymasın bu lafları"
"O beni görmeye gelsin ben ona neler sayıyorum "
"Nasıl benden şüphe ederler hemde seninle kaçtığımı düşünecek kadar "
"Ben şimdi ne yapacağım ?"
"Beni o Murat pisliği ile evlenmem için zorlarlar mı ?"
"Korkma yapmaz yapamaz öyle bir şey"
"Yapmaz yapamaz diyorsun ama abim bir günde beni aramak yerine şüpheye düşmüş arkadaşım dayak yediği üvey abisi ile birlik olmuş yazık bana kimlere güvenmişim "diye iç çekti.
"Ben bu sefer gerçekten ölürüm onun karısı olursam "
"İzin vermem o pisliğin sana hayatına dokunmasına izin vermem "
"Güven bana " dedi .
Yeliz adamın yüzünü inceledi sıkıntılıydı çok  çaresiz görünüyordu ama ona inanmak güvenmek ona  güç vermek istedi.
"Güveniyorum sana beni o pisliğe vermelerine izin vermezsin "
"Vermem"dedi.
Kezban hanım kapı önünde kızı ve adamın konuşmalarını başından beri dinliyordu.
O da güveniyordu içerdeki adama kızı gibi .
İkisi arasındaki uyum ve anlaşmaları  hoşuna gitmişti.
Küçük kızı karşısındaki adama saygı duyuyor güveniyordu.
Aklına gelen ile neden olmasın diye düşündü.
Tek engel Fidan'dı ama biliyordu kadın kızı ile Ekrem olmazdı.
Eğer Fidan bu adama aşık olsa Mert'e umut veremez kardeşine rağmen buraya getirmezdi.
Sadece sevdiğini anlaması için Mert'i kaybetmesi gerekiyor diye düşündü.
İçeri de tıpkı geçmişte birbirine hem yabancı olan hemde birbirinin yazısı olan iki kişi vardı.Sanki Asmin ve Berat'ın nikahtan önceki halleri vardı .
Ne demişti Asmin "Sen bizim bir araya gelmemiz için vesile oldun yenge ben seni çoktan affettim "demişti.
Şimdi kader tekrarlanıyordu Ekrem ve Yeliz'in kaderi bahtı birdi .
Hissediyordu kadın kızı bu adamla mutlu olabilirdi Murat denen serseri ile olmasındansa zamanla seveceği Ekrem ile evlenmeliydi en azından sevmek için bir şansı olurdu.
Kararını vermişti Asmin ve Berat'a bilmeden vesile olmuştu ama şimdi  bile isteye vesile olacaktı.

Bir telaş içeriye girip ikisine birden yargılayan bakışlarını dikti.
"Annem "
"İyi gördüm seni maşallah kızım  "
"Yanıma gelmeyecek misin annem?"
"O gün söylediklerim için affet beni nolur" dedi.

Ekrem anne kızı yalnız bırakmak için odadan çıkacakken Kezban hanım durdurdu.
"Nereye gidiyorsun sana kim çıkabilirsin dedi?"
"Siz anne kız baş başa kalın istedim"
"Geç karşıma Ekrem efendi "deyip birden eski sert Kezban hanım oluverdi.
"Siz ikiniz ne haltlar karıştırıyorsunuz ?"
"Anne ?"
"Sen nasıl  benim kızımı kaçırıldığını bile bile susarsın ?"
"Adam namusuma laf ederken ben kaçırdım diye sahip çıkmazsın"
Yeliz ve Ekrem önce birbirlerine bakıp sonra aynı şaşkınlıkla karşılarında sinirle soluyan kadına bakıp aynı anda "Ne !!" Diye bağırdılar.

"Sen Yeliz hanım eğer seni affetmemi istiyorsan dediklerimi sorgulamadan yapacaksın "
"Ve sen Ekrem efendi "
"Madem başımıza gelenler senin suçun ama buna rağmen benim küçük kızım sana güveniyor o güveni boşa çıkarmayacaksın "
"Sende ne dersem yapacaksın
anlaştık mı ?"      
"Peki efendim "dedi Ekrem hiç düşünmeden başına gelecekleri bilmeden kabul etti.
Kezban hanım bu işin bu kadar kolay olamasına kendisi bile şaşırıyordu.
Bir yandan da dua ediyordu Allah'ım nolur sen bana yanlış yaptırma hayırlısı olacaksa bir araya gelsinler diye yalvarıyordu.
Karşısındaki adamın bakışlarında gördüğü mahcubiyetle  gülümsedi
"İyi aferin sana "
"O zaman bir hafta sonra gelin kızımı isteyin "
Yeliz ve Ekrem tekrar birbirlerinin yüzüne bakıp sonra yaşlı kadına bakıp bağırdırlar .
"Ne !!"
"Anne ne diyorsun sen kurban olayım olacak iş mi ?"
"Ablam ne olacak hem ben "
"Her şeyi biliyorum tekrar etmene gerek yok "
"O zaman nasıl dersin böyle bir şeyi hiç olacak şey mi ?
"Olacak olacak "
"Madem seni onun yüzünden kaçırıp   namusuna laf ettiler  sahip çıkacak sana "
"Anne olmaz "
"Seni affetmemi istiyorsan evleneceksin Yeliz hanım "
"Sana Murat ile evlen demiyorum ki abine annene karşı savunduğun adam ile evlen diyorum "
"Son sözüm bu "dedi .
"Düşünün taşının bir haftanız var "deyip iki genci şaşkın bir şekilde öylece odada bırakıp çıktı .

Bahtımın Karası ♣️Where stories live. Discover now