39.Bölüm

20K 1.4K 21
                                    

Düğün bitiminde herkes oynamaktan yorgun düşmüştü .
Asmin ve Berçem çocukların uyuması için erken ayrılmak zorunda kaldılar.
Yeliz gülen gözlerle ailesine bakıp iç çekti.
Evlenmeyi hemde yanındaki adamla evlenmeyi hiç düşünmemişti.
Hala bu duruma şaşırsada kaderinin ona sunduklarından mutluydu .
Ekrem karısının sevgi dolu bakışlarını üzerinde hissedince ona bakıp gülümsedi.
"Seni seviyorum "diye dudaklarını oynattı.
Vedalaşma vakti gelince Yeliz dolu dolu gözlerle annesine sımsıkı sarıldı.
Babasının elini ağlayarak öptü.
Dila hanım kızından ağlayarak zar  zor ayrılan Kezban hanımın koluna girdi.
"Ağlama bak çok mutlu  kızın "
"O da ağlıyor ama"
"Gelin o Kezban hem ağlar hem gider sen dirayetli dur"dedi.
Kezban hanım kuzeninin dedikleri ile kendine biraz gelip toparladı.
Yeliz abisi ile vedalaştıktan sonra Fidan ile karşı karşıya geldiler .
"Çok güzel bir gelin oldun "
"Geldiğin için teşekkür ederim abla "deyip iki kız birbirine sarıldı.
Ekrem karısının akan makyajına bakıyordu.
Öyle sessiz ağlıyordu ki makyajı akmasa anlamayabilirdi.

"Alamadın kızdan gözlerini ne aşkmış sizinki de be kardeşim "
"Bana diyene bak karın çocuklarla gittiğinden  beri zor duruyorsun Berat efendi"deyip takıldı.
"Şaka bir yana Yeliz de sende mutluluğu hakediyordunuz "
"Çok mutlu olun "deyip arkadaşına sarıldı.
"Bir kız çocuğu daha gelsin artık aileye"deyip adama takıldı.
"Baran'a beşik kertmesi yapacağım elini çabuk tut "diyerek güldü.
"Cemal'e alırım bende Hasret'i "deyince Berat gülerek karşılık verdi .
"Hasret olmaz o İsmailci"deyip güldüler.

Ekrem gülerek bakışlarını karısının olduğu yöne çevirip sevgi dolu gözlerle baktı .
Kızla birbirlerine  doğru yürümeye başlayıp son bir adım kala durdular.
"Vedalaştın mı güzelim bitti mi ?"
"Bitti sanırım"
"Hadi o zaman tut elimi kaçalım yoksa bütün salonu öpmek zorunda kalacağız"
"Ayıp olmaz mı Ekrem ?"
"Olmaz hadi "deyip kıza elini uzattı.

El ele salondan çıkarken ikisi de hayatlarında hiç olmadıkları kadar mutluydular.
Gelecek günler ne getirirse getirsin tek bildikleri bu elleri ayırmak kolay olmayacaktı.

Ekrem'in arabası gelince karısının kapısını açıp oturmasına yardım etti.
"Bir daha gelinlik giymezsin umarım arabaya yerleştirmek çok zor "diye söyleniyordu.
Yeliz gülerek adama baktı.
"Çıkarmaktan oysa  çok mutlu olduğunu söylüyordun  ne çabuk bıktın"
"En mutlu çıkaracağım gelinlik bu olacak "deyip sırıttı.
Yeliz de adama sinsice bakıp güldü.
"O kadar emin olma kara kulem bu gelinlik fermuarlı değil"
"Arkadaki incileri görüyor musun ?"
"İşte onları tek tek çıkaracaksın "
    "Daha iyi bir fikrim var "
"Neymiş ?"
"Gelinliği keselim kurtulalım"
"Yok daha neler saklayacağım ben hatırası var nasıl atarız"deyip boynunu büktü.
"Tamam sen ne istersen o olsun yeter ki asılmasın gül yüzün "deyip karısının elini öptü.
"Nereye gidiyoruz ki ?
"Otel mi ayarladın ?"
"Bağ evine gidiyoruz malum anısı var "deyip göz kırptı.  
Yeliz utanarak başını eğdi camdan dışarıya baktı.

"Peki kaç gün kalacağız ?"
"Üç gün güzelim ama Miran işleri halledebilirse bir hafta da olabilir"
Başını kocasına çevirip merakla sordu.
"İşler hala iyi gitmiyor mu ?"
"Az kaldı güzelim polis ile iş birliğine başladık yakında kurtulacağız"deyip derin bir nefes aldı .

"Umarım bu işte bir an önce hallolur"deyip başını tekrar kocasına çevirip adamın yüzünün her bir ayrıntısını izlemeye başladı.
"Ne oldu çok mu yakışıklıyım baka kaldın ?"
"Eh işte fena sayılmazsın "
"Düşünüyordum sadece "
"Neyi güneşim ?"
"Bazen her şey çok tatlı bir rüya gibi geliyor "
"Uyandığımda üstün açık kalmış kızım diyeceğim diye çok korkuyorum"dedi.
"Demek benimle olmanın rüyasını görsen üstün açık kaldı sanacaktın "
"Ne sanki sen farklı mısın benimle evleneceğini söyleseler eminim şehirden kaçardın"deyince adam kızın yüzüne öylece baktı.
"Kabul senin çenenden bir korkum vardı ama şehirden kaçmazdım "
"Bulmuşum güzel kızı bırakır mıyım hiç"deyip güldü.
"Boz ayı demekte ne kadar haklıymışım meğer "
"Bencede haklıymışsın karıcım ben ayı sen bal "
"efsane bir bal-ayı olacak "deyip göz kırptı.
"Berat ile anlaştık kızımız olursa beşik kertmesi yapacağız "
"Yok artık daha neler"
"Ne delirmişsiniz ikinizde ben kızımı sevdiğine vereceğim bir kere "
"Hangi çağdayız Ekrem "
"Şaka yapıyorum güneşim kızımızda oğlumuzda istediği ile evlenebilir"deyip arabayı parketti.
"Hadi in bakalım gelin hanım "deyip kızı birden kucağına aldı.
"Ayy"
"Düşeceğim sandım "
"Sıkı sarılırsan düşmezsin "
Ekrem kapıyı açıp kızı yatak odasına kadar taşıdı .
Yatağın üzerine bırakınca kendiside gelip yanına uzandı.
"Yorulduk ama değdi ha güzelim "
"Değdi kocacım "deyip adamın göğsüne yattı.
"Yeliz "
"Yorgun musun ?"
"Hemde çok "
"Anladım güneşim hadi o zaman çıkaralım gelinliği "
Yeliz adamın sorusunu sonradan anlamıştı ama diyemiyordu o kadar da yorgun değilim diye çaresiz sustu.
Ekrem kızın gelinliğinin düğmelerini çözerken Yeliz kocasına daha fazla kıyamadı  fermuarın yerini gösterdi.
"Demek bana yalan söyledin"
"Azıcık uğraşmanı istedim ne var bunda"deyip hızla yataktan kalkıp banyoya koştu.
Güzel bir duş alıp Asmin ve Berçem ikilisinin seçtiği geceliklerden mor olanı giydi.
Ekrem ise yorgunum deyip ama maşallah kırklanan karısının gelişini bekliyordu.
Uyumak istedikçe kızın gözleri dudakları aklına geliyor.
En azından bir kere öpmeden uyuma diye kızı bekliyordu .
Yeliz utanarak banyodan çıkıp hemen yatağa doğru yürüdü.
Ekrem karısından gelen koku üzerindeki geceliği görünce yutkundu.
Kıza dönüp nemli olan saçlarından öptü.
Yeliz de kocasına sarılıp başını boynuna gömüp adamı iyice delirtme noktasına getirdi.
İkiside deli gibi istiyor ama bir türlü diyemiyorlardı.
En sonunda Ekrem dayanamayarak karısının dudaklarına eğildi.
Yeliz'in verdiği karşılıkla doyamadığı dudakların tadına daha iyi bakmaya kopmamaya çalıştı.
Elleri kızın saçlarından aşağılara doğru inince Yeliz arzu ile inledi.
Ekrem ise kızı kendine daha çok çekip kokusunu içine çekti.
"Çok mu yorgunsun be güzelim"deyip derin bir nefes aldı.
Yeliz adamın kıvranan halini görünce gülümsedi. 
"Başımda çok ağrıyor kocacım "
"Hadi uyuyalım "deyince Ekrem çaresiz başını kızın omuzuna koyup uyuma pozisyonu aldı.
Yeliz kocasının tatlı haline yüzündeki kocam gülümseme ile karşılık verdi.
Adamın boynunu koklayarak öptü.
Oradan yüzüne çıktı .
Yanaklarına öpücükler bırakıyordu .
Ekrem bir anda yüzünü çevirince göz göze geldiler.
"Seni çok seviyorum be adam"deyip kocasının dudağından öpüp kendine iyice çekti.
Ekrem aldığı  cesaretle kızı sımsıkı kollarına aldı.
Üzerindeki geceliği tek hamlede çıkarıp doyamadığı dudaklara eğildi.
Yeliz'in de istediği karşılığı vermesiyle öpüşmeleri hızlanıp derinleşti.
Kızın üzerine çıkıp bacaklarını araladı  karısı kollarında kıvranırken kızın iç çamaşırlarını çıkardı.Yeliz ise adamın üzerindeki tişörtü çıkardı.
İkisinin de içindeki ateş birleşip kocaman bir yangın olup içlerini yakıp kavurdu.
Yine tek çareleri vardı birbirlerinin nefesinde  ferahlamak.
Yeliz hiç bilmediği kapıları kocası sayesinde açıp başka bir aleme gitti.
Sadece ikisinin olduğu aşklarının olduğu bir dünyaya seni seviyorum diyerek sığındı .

Ekrem kollarında uyuklayan kızın saçlarını öptü.
Onun mucizesiydi yaptığı bir iyiliğin karşılıydı .
Kaderinin en güzel yazısıydı acı çekerek büyüyen kalbi sevmek sevilmek isteyen kalbi en büyük mükafatı almıştı.
Kolları ile daha çok sıkıp sarıldı öyle çok seviyordu ki bazen onunda içinde korkular oluyordu ya beni sevmekten vazgeçerse ya pişman olursa bir gün beni bırakıp gitmek isterse diye çok korkuyordu .
Yeliz adamın hala uyumadığını hissedince gözlerini yavaşça açtı.
"Neden uyumuyorsun ?"
"Seni izliyorum güneşim "
"Utandırmasan olmaz "
"Bak sen utanıyor musun  hala küçük cadım "
"Oysa sırtımdaki tırnak izleri vahşi bir kedi ile evlendiğimi söylüyor "deyip sırıttı.
Yeliz adamın dedikleri ile utandı başını kedi gibi sırnaşarak kocasının göğsüne gömdü.
"Utanma benden "
"Senden değil ki yaptıklarım aklıma gelince kendimden bile utanıyorum fakat"
"Eee fakat "
"Boşver hadi uyuyalım dinlenelim "deyince Ekrem kızın boynundan aşağılara dudakları ile bir yol çizmeye başladı.
"Yapma hani uyuyacaktık"diye kıkırdayınca adam gülümseyerek her yerini öpmeye devam etti.
Yeliz de karşılık olarak saçlarını okşayınca yeni bir ateşin fitili attılar.
Yeniden birbirlerini keşfe çıkıp tek vücut olup birbirlerinin nefesinde kayboldular.

Ekrem karısının kulağına eğilip fısıltı ile konuştu.
"Doyamıyorum sana kokuna dudaklarına tenine ne yapacağım küçük cadım ?"
"Seveceksin boz ayım hemde çok seveceksin "deyip kıkırdadı.   

Bahtımın Karası ♣️Where stories live. Discover now