VI: Hastalanıp Bilincini Yitiriyor

511 14 0
                                    

VI: Hastalanıp Bilincini Yitiriyor

Geminin yanına vardığımda, onun garip bir biçimde yer değiştirmiş olduğunu gördüm. Daha önce kuma gömülü duran üst güverte en az iki metre havaya kalkmış ve ben yağmaladıktan kısa bir süre sonra denizin şiddetiyle parçalanıp gövdeden ayrılan kıçı da sanki havaya fırlatılıp bir tarafa düşmüştü. Daha önce o tarafı derin sularda bulunduğundan yüzmeden enkazın yanına çeyrek milden fazla sokulamadığım halde, şimdi kıç tarafının o yanında kumlar yükseliyordu ve sular çekildiğinde yürüyerek ulaşabiliyordum. Başlangıçta buna şaşırmıştım; ancak bir süre sonra bunun depremin marifeti olabileceği kanısına vardım. Gemi o şiddetle eskisinden daha çok parçalanmıştı ve sahile her gün, denizin bulunduğu yerden çözdüğü ve rüzgârla suyun da azar azar karaya doğru sürüklediği yığınla şey vuruyordu.

Bu olay çadırımı başka yere taşıma düşüncelerimi tümüyle geri plana kaydırdı ve özellikle de o gün, geminin içine girebilir miyim diye kendimi zorlu bir biçimde araştırmaya verdim ama geminin içi kumla tıka basa dolduğu için bunun bir yolunu bulamadım. Bununla birlikte hiçbir şeyden dolayı ümitsizliğe düşmemeyi öğrendiğim için oradan alabileceğim her şeyin şu ya da bu biçimde işime yarayacağını düşünerek sökebildiğim her şeyi parça parça almaya karar verdim.

3 Mayıs – Testeremle işe koyuldum ve üst ya da kıç güvertesini bir arada tuttuğunu sandığım bir kirişin bir parçasını kestim. Kesme işi bitince geminin yukarı kalkmış yan tarafındaki kumu elimden geldiğince temizledim ama sular yükselmeye başlayınca o gün için ara vermek zorunda kaldım.

4 Mayıs – Balık avlamaya gittim, ama yorulana dek uğraşmama karşın yemeye cesaret edebileceğim hiçbir şey yakalayamadım. Tam vazgeçmek üzereyken yavru bir yunus yakaladım. Kendime uzun bir halatla olta yapmıştım ama hiç çengelim yoktu; yine de çoğunlukla yemek istediğim kadar balık yakalayabiliyor ve bunları güneşte kurutup öyle yiyordum.

5 Mayıs – Enkazın üstünde çalıştım; bir başka kirişi daha kesip parçalara ayırdım ve güvertelerden üç büyük köknar tahtası çıkararak bunları birbirine bağlayıp sular yükseldiğinde kumsala yüzsünler diye suya bıraktım.

6 Mayıs – Enkazın üstünde çalıştım; birkaç demir sürgüyle başka demir parçaları çıkarttım. Çok çalıştım ve artık vazgeçme düşüncesiyle yorgunluktan canım çıkmış biçimde eve döndüm.

7 Mayıs – Yeniden enkazın başına döndüm; çalışmak gibi bir niyetim yoktu; fakat enkazın kendi ağırlığıyla çöktüğünü ve kirişlerin de kırıldığını fark ettim. Sanki geminin çeşitli parçaları gevşemiş gibiydi ve ambarın içi öylesine açılmıştı ki içeriyi görebiliyordum, ama neredeyse ağzına dek su ve kumla doluydu.

8 Mayıs – Enkaza gittim ve yanımda, artık sudan ve kumdan arınmış halde yatan güvertenin döşemelerini sökmek için demir bir küskü götürdüm. İki tahtayı söküp ayırarak bunları da gelgit ile sahile taşıdım. Demir küsküyü ertesi gün de kullanırım diye enkazda bıraktım.

9 Mayıs – Enkaza gittim ve küskünün yardımıyla gövdeye delik açtım. Birkaç varil fark ettim, bunları küskü ile gevşettiysem de açamadım. Aynı zamanda, silindir halinde İngiliz kurşunu da buldum ve yerinden kımıldattım ama taşınmayacak kadar ağırdı.

10, 11, 12, 13, 14 Mayıs – Her gün enkaza gittim ve yığınla kalas, kereste ya da tahta ile iki üç yüz kilo kadar demir getirdim.

15 Mayıs – Birini köşesine yerleştirip ötekiyle de iterek kurşun silindirden bir parçasını kesebilir miyim diye yanımda iki nacak götürdüm, ama yarım metre kadar suyun içinde yattığından nacağı savuramadım.

Robinson CruoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin