(11) Green Kardeşler.

214K 10.1K 12.8K
                                    

"İlk ön yargımızı yaptığımızda kaybetmeye başlıyoruz."

Gelen maillerini kontrol eden Vanessa, sıkıntıyla yüzünü buruşturduktan sonra oturduğu yerden kalktı. Ne görmeyi beklediğini bilmiyordu fakat ne istediğini iyi biliyordu. Çantasını sandalyenin üzerinden alarak İngilizce binasına doğru yürüdü. Columbia üniversitesinde okuyan Vanessa Green, gazetecilik bölümünü okumasına rağmen yabancı dil ve psikoloji dersleri de alıyordu. Bunun tek bir nedeni vardı ve o da geçen yıl üniversiteye gelen genç Profesör Peter Miller'di. Üniversitede başına böyle bir şey geldiğine inanamıyordu. Yasak olduğunu bile bile kampusta bir profesöre gönlünü kaptırmıştı. Platonik, evet onunki kesinlikle platonik bir aşktı. Ablası bunu öğrense büyük ihtimalle ona bir aylık nutuk seansları yaşatabilirdi, ya da bir yıl diye geçirdi içinden. Merdivenleri çıkarken dün gece olanlar aklına gelince derin bir iç çekti. Bu aralar babasının gözüne pek görünmese iyi olurdu.

"Vanessa!" Arkasında duyduğu sesle derin bir nefes alarak merdivenlerden durdu. Chloe canını sıkmak için hiçbir anı kaçırmıyordu.

Yabancı dil dersleri almayı bu yüzden sevmiyordu çünkü ablası da İngilizce bölümündeydi. Fakat iyi bir gazeteci olmak istiyorsa her dile hâkim olmalıydı. Yavaşça başını çevirerek merdivenleri hızlı bir şekilde çıkan Chloe'ye baktı. Sarı saçlarının arasına yaptırdığı siyah balyalar saçlarına farklı bir renk vermişti. Bunu yeni mi yaptırmıştı? Koyu göz makyajı mavi gözlerini açığa çıkarmıştı ve dudağındaki siyah ruj oldukça iddialıydı. Üzerinde göbeğini açıkta bırakan siyah metal işlemeli bir tişört vardı. Ayağındaki yırtık jeanle kesinlikle gotik ve marjinallik karışımı bir tarzı olduğunu gösteriyordu. Tuhaf tarzı nedense ona hep yakışıyor ve onun daha da güzel görünmesini sağlıyordu. Fakat Vanessa'nın asla cesaret edip giyeceği şeyler değildi.

Yanına gelen Chloe tam karşısında durdu. "Bugünkü aile yemeğine katılacak mısın?" diye sorduğunda yüzünü buruşturdu. Geleneksel aile yemeklerini hep fazla sıkıcı bulmuştur.

"Başka şansım varmış gibi konuşma Chloe." Bay Miller'in dersi başlamak üzere olduğu için vakit kaybetmek istemiyordu.

Chloe dudağındaki piercingle oynarken kız kardeşine üstten bakışlarını yönlendiriyordu. Vanessa böyle anlarda neden ailedeki tek kısa boylu olduğunu sorguluyordu. Chloe, "Beni bu gece idare edebilir misin?" diye sordu. "Akşam bizimkileri bir şekilde oyalamanı istiyorum." Aile yemeklerinden nefret eden Chloe, büyükbabasını dinlemektense Vanessa'ya yalvarmayı tercih ederdi.

Vanessa henüz yirmi bir yaşında olmasına rağmen kendisinden iki yaş büyük olan ablasından daha olgundu. Ondan daha asi ve isyankâr olan Chloe'nin yüzüne dikkatle baktı. "Geçen hafta ve ondan önceki dört haftada da seni idare ettim. Fakat artık bunu daha fazla yapamam çünkü büyükbabama karşı takındığın bu tavrı sevmiyorum," diye onu azarladı. Büyükbabası sadece haftada bir kez yemeğe geliyordu ve Chloe her defasında onun olduğu yemeklerde kaçıyordu. Merdivenlerin başında durarak aile sorunlarını konuştuklarına inanamıyordu.

Kaşlarını çatan Chloe yine sinirlenmişti. Hep çok kolay sinirlenirdi. "O bunakla aynı kanı taşımam onu seveceğim anlamına gelmiyor!" diyerek kardeşine ters ters baktı. "Bu konuda bu kadar kayıtsız olduğuna inanamıyorum!" diye etrafındaki öğrencileri umursamadan bağırdı. "Sende onun gibisin Vanessa!" Yine başlıyordu. 'Bana bunu hatırlatmaktan hiç vazgeçmeyecek,' diye düşündü. Chloe için bir kalpsizden farksız olmadığını iyi biliyordu.

Vanessa, "Bu benim suçummuş gibi davranmayı bırak," dediğinde sesi fazlasıyla alıngan çıkmıştı. Onu hep aynı yerden vurmayı bırakmalıydı.

Chloe'nin dudakları büyük bir kibirle kıvrıldı. Küçük kardeşine öyle bir bakıyordu ki sanki onu görmekten midesi bulanıyordu. "Her zaman tetiği çeken suçlu olmaz kardeşim," diyerek alayla güldü. "O tetiği çeken kişilere boyun eğmekte bir suç." Aralarındaki bir adımlık mesafeyi kapatarak Vanessa'nın yakınında durdu. "Sende en az onlar kadar günahkârsın. Zayıf ve bu kadar korkak olman midemi bulandırıyor!" diye bağırdığında özellikle sesini yükseltmişti. Etraftaki herkese karşı onu utandırmıştı.

ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin