Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook

18.

Saçımı çok kötü çekiyordu. Ki Kıynaşamıyordum. Olduğum yerde kalmıştım.

Jungkook: Beni sinirlendirme.

Ben: Seni sinirlendirmeme gerek yok. Zaten sen hep sinirlisin.

Jungkook bir anda karnıma yumruk attı. Bunu neden yapmıştı? Çok acımıştı. Hemde çok. Gözümden bir yaş geldi.

Beyza: Sen nasıl bir insansın hayvan?

Suga: O çok kaşınıyor.

Ben: Siz...

Karnım çok acımıştı. Konuşamıyordum.

Jungkook: Dahasının olmasını istemiyorsan rahat dur.

Ben: Bırakın beni ya. İstemiyorum sizi. Sizle aynı atmosferde olmak istemiyorum. Ben daha yeni özgür olmuşken şimdi siz çıktınız. Nolursunuz bırakın? Yalvarıyorum.

Jin: Kapa çeneni.

Jungkook saçımı bıraktı. Bende önüme döndüm. İlk defa karnıma yumruk yemiştim. Birde erkekten olunca çok kötü acıyordu. Yanımda Beyza yerine Jin vardı. Beyza'da Suga'nın yanında ve Suga Beyza'nın ağzını kapatıyordu. Beyza ise kaderini kabullenmiş bir şekilde duruyordu ama ağzı açılsa bağıracaktı.

Benim evimin olduğu sokakataydık. Daha yeni aklıma geliyor. Benim canım kedim evde uzun zamandır yalnız. O ölürse ben biterim.

Ben: Bir dakika tam burda durur musunuz?

RM: Zorunluluğumuz yok.

Ben: Var. Nolursunuz evimden kedimi almama izin verin. O ölürse...

Tae: Jimin dur.

Ahhh yaşasın Tae seni sevdim. Sağol canım. Bunu unutmayacağım.

Tae: Unutabilirsin.

Son cümleyi galiba dışımdan söylemiştim.

Ben: Pardon. İçimden söylemiştim aslında.

Araba tam kapımın önünde durdu. Önce Jungkook indi. Arkasından ben. Kapıya koşarak gittim. Çantamı açtım ama anahtar burda değildi. Doğru ya çantamı onlar almıştı. Anahtar da gitti. Arkamdaki Jungkook'a döndüm aslında onunla konuşmak istemiyorum ama. Hatta konuşmayacağım.

Zaten benim konuşmama gerek kalmadan Jungkook kapıya doğru geldi. Cebinden anahtar çıkartıp kapıyı açtı. Bu benim anahtarım hatta anahtarlığım. Resmimin olduğu bir anahtarlık. Sapık.

Kapıyı açtı ve geri çekildi. Eve girdiğimde kedim üstüme atladı. Ahhh onu çok özlemiştim. Tüylü, beyaz renkli ve masmavi gözleri olan bir kedim var. Bayılıyorum ona.

Lili çok acıkmıştı. O kucağımda beraber mutfağa gittik. Jungkook ve diğerlerini önemsemeden. Mutfağa girdim. Lili'nin yemek tabağını alıp yemeğini koydum. Oturma odasına gidip koltuğa oturdum. Yanıma da tabağı koydum. Kedim yemeye başladı. Bu arada da ben onu seviyordum.

Jungkook: Otur demiyecek misin?

Ben: Ben gidersin diye düşünmüştüm.

Jungkook: Yalnızca bugün burda kalmana izin veriyoruz.

Sizin izin vermeniz umrumda bile değil. Ben bugün hatta uzun süre burda kalmak istiyorum. Bir gün o da olacak.

Lili yemeğini bitirince üzerime çıktı. Onunla biraz boğuştuktan sonra üzerimdekilerden kurtulmak için odama çıktım. Lili'de Jungkook ile kaldı ama onun için korkuyorum.

Odama çıkıp normal bir şort ve üzerinede bol bir tişört geçirip aşağı indim tekrar. Merdivenlerden inerken gördüğüm manzarayla kahkaha atmaya başladım.