17.

23.6K 1.4K 206
                                    

Ben: Evet. Arkadaşların olarak ben, Elif ve Feride söylerdik. Bende Gece. Hala mı hatırlamıyorsun?

Beyza: Bir dakika... Sen o olamazsın. Onun ailesi öldü ve o şuan Türkiye'de yurtta.

Jungkook: Ne? Senin ailen mi öldü?

Beyza: Onun değil Gece'nin.

Ben: Ben Gece'yim zaten. Sen arkadaşını unutmuşsun. Biliyorsun ki gereğinden fazla gururlu ve hırslıyım. Sence o yurtta devam edeceğimi nasıl düşünürsün?

Beyza: Peki tamam. Ama hala emin değilim. Arkadaşlık bilekliğimizi ölesiye kadar yanımızda bulunduracağımıza yemin etmiştik. Yanında mı?

Yıllar önce birbirimizi asla kaybetmemek için kendimize özel yaptırdığımız bilekliklerden bahsediyor. Onu asla yanımdan ayırmadım. Onları çok seviyordum.

Çantamda olan bilekliği hızlıca çıkarttım.

Ben: Bundan bahsediyorsun galiba.

Beyza'da çantasından aynı bilekliği çıkarttı. Bir anda ağlamaya başladı. Ona dayanamayıp bende ağlamaya başladım. İkimizde aynı anda birbirimize koştuk. Birbirimize sımsıkı sarıldık. Onu çok özlemiştim. Onunla sarılarak ağlamayı, onunla olmayı özlemiştim. En az 10 dakika sonra kendimizi toparlamıştık. Birbirimizden ayrılarak göz yaşlarımızı sildik.

Jungkook: Yeter bu kadar. Binin arabaya.

Sadece Beyza'nın duyabileceği ses tonuyla mırıldandım.

Ben: Gıcık meşe odunu.

Dediğimde ikimizde gülmeye başladık. Gülerek arabaya bindik. Arabaya binince Beyza'ya yapmayı en sevdiğim şeyi yaptım. Yanağını defalarca arka arkaya öpmek. O sinir olsada ben seviyordum.

Jungkook: Bir dakika da Gece senin ailen hayatta değil mi?

Ben: 12 senedir yalnızım.

Jungkook: Bunu neden söylemedin?

Ben: Gerek var mıydı?

Ben yok mu ben? Nerden asılacağımı iyi biliyorum. Kendimle gurur duyuyorum.

Ben: Beyza sen neden bu ukala mafya bozuntularının elindesin?

Beyza: Çok yanlış bir kişiyi sevdim. Adı tatlı diye tatlı olacağını düşünmüştüm ama sence bir odun ne kadar tatlı olabilir?

Ben: Zaten kim bunları sever ki? Ancak salak kızlar.

Beyza: Şuan Suga'yı sevdiğim için pişmanım. Beni işleri için kullanıyorlar.

Ben: Ölüme atıyorlar mı?

Beyza: Hayır. Beni mimarları olarak kullanıyorlar.

Ben: Sen yoksa mimar mı oldun? Küçüklük hayalin.

Başıyla onayladı. Çok istiyordu mimar olmak. Daha küçücüktük ama bir hayalimiz vardı. Ben hayaller konusunda hep kararsız kalmışımdır. Benim bir sabit hayalim yok.

Beyza: Peki ya senin mesleğin var mı?

Meslek. Çok güzel. Gülen suratım bir anda umutsuzlaştı.

Ben: Bir mesleğim var ama onlar engel oluyor şuan. Okuduğum onca sene onların yüzünden boşa gitti. Stajımı yapamıyorum.

Beyza: Ne satajı?

Ben: Doktorluk. Sinirim bozuldu yine.

Beyza: Neyse kanka ya. Senle bir gün kaçarız.

Jungkook: Artık saçmalıyorsunuz. Kapayın çenelerinizi.

Beyza: Ne karışıyon sen ya? Oturuyon otur yerinde.

Beyza onlara nasıl cevap vereceğini öğrenmiş artık. Ama tabii ki Jungkook yine sinir küpü olmuştu. Ama sonra derince yutkunup sakinleşti.

Jungkook: Neyse konuşacaksanız doğru düzgün konularla konuşun. Mesela Gece sen anlat. Neden Kore'ye geldiğini? Ya da akrabalırın yok mu?

Ben: Bir biz yamuk konuşmuyoruz. İki Sanane. Üç de seni ilgilendirmez.

Yanyana oturuyorduk ama ben Beyza ile konuşmak için ona arkamı dönmüştüm. Jungkook bir anda saçımı tutup başımı kendisine çevirdi. Ahh çok acımıştı. Pislik adam.

Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin