40 🌸 sona geldik pt. II 桜

Beginne am Anfang
                                    

Saniyeler sonra sağ taraftan cılız bir ışık yandı, çelloyu tutan sarı saçlı genç kız ilk melodilerle sessizliği yıktı. Ardından sol taraftaki ışık yandı, bu defa yan flütünü tutan kızıl saçlı bir kız belirdi ve çellonun hüzünlü ama atılgan enerjisine katıldı kendi ezgisiyle. Genç adam sabırsızlanıyordu, kalbi uzun bir aradan sonra ilk kez bu kadar hızlı çarpıyordu. O'na gelene kadar kaç ışık yanmıştı sayamadı. Fakat her şeyde olduğu gibi onu en sona, onun sonuna koymalarının sebebini anlamıştı. Hayat o'na asla vermek istemediği bir mücevher gibi yaklaşıyordu. Jimin elini uzattığı an, hayat onu ondan koparıyordu. Sondaydı hep, en can alıcı anda noktayı o koyuyordu.

Işık yandı. Sujin, kırmızı kadife askılı elbisesinin içinde, karamel rengindeki dalgalı saçları omuzlarına dökülürken, siyah piyanonun arkasında nazik bir gül gibi onu karşıladı. Jimin rüyada olduğunu sandığından birkaç kez gözlerini ovuşturdu. Değildi, bu defa rüya değildi ama gerçek de olamayacak kadar güzeldi. Bu uzaklıktan dahi görünen nazik parmakları piyanonun tuşlarıyla buluşurken onun elinden çıkan tüm melodiler Jimin'in kalbine nüfuz etti. Düğüm eridi, düğüm yok oldu. Ya da o öyle büyülenmişti ki böyle sandı. Ta ki gösteri bitip, heyecan içerisinde mest olmuş Jimin'in kulise koşup o manzarayla karşılaşmasına kadar.

Buraya gizlice gelişi bile ona devasa tehlikeye mal olsa da kaderin ağır tokadını yemesi gerektiğini anlamıştı. Koridorun sonundaki duvara yaslanıp kendini gizlerken dizlerinin bağı çözülmeden hemen önce buradan çıkmak istedi. Kaçıp saklanmak, kalbini sonsuza kadar gizlemek, zamanın asla çözemeyeceği sorunlarında boğulmak istedi. Çünkü o da biliyordu ki, sevdiği kadını başka bir adamın kollarının arasında görmektense, ömrü boyunca kör olmak çok daha iyi bir seçenekti. Düğümü bu defa kendi elleriyle attı Jimin. Chicago'nun ılık rüzgarı şiddetlenirken, tanımadığı caddeler arasında koştu ve ciğerlerine hapsettiği her nefeste daha çok küçüldü. Ufalıp yok oldu sonra. Kim bilir, belki de bu onların hazin sonuydu. Sonuçta, iyi başlayan her şey iyi bitmek zorunda değildi.



Nisan, 2018

Göz kapakları taşıdığı uyku yükünün altında ezilip alt kirpikleriyle buluşmak üzereyken miyavlama sesiyle gözlerini açıp cama yasladığı kafasını kaldırdı. Oturduğu pencere önündeki büyük beton kısma atlayan kediyi gördüğünde dudaklarına yayılan tebessüme engel olamamıştı. Evin en çok bu kısmını seviyordu. Odasının bu büyük penceresi ve onun hiç değişmeyen manzarası... Hepsi ona tatlı bir hüzün veriyor, hissetmesini sağlıyordu. Camın önünde çürüyüp yok olmuş ama hala orada durmakta direnen orkide, hemen karşısındaki boşlukla dolu pencere ve artık kocaman olmuş, bir hafta sonra çiçeklerini açacak süs kirazı.

Haylaz kedi bir çırpıda Jimin'in kucağına atlayıp burnunu ağzına doğru yaklaştırdığında genç adam kıkırdadı. Kedi olduğu yerde yüz seksen derece dönüp kuyruğunu inatla onun ağzına sokmaya yeltendiğinde Jimin, "Sumin-ah!" diye ona seslendi. "Beni mi özledin?"

 "Beni mi özledin?"

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
cherry blossom | pjm Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt