"Senin serumunu çıkaralım." Hemşire abla geldi ve serumu çıkararak oraya bant yapıştırdı. "Çok fazla ani harekette bulunma." dedikten sonra oradan çıktık. Merdivenlerden inen kızı takip ediyordum. Konferans salonundan içeri girdiğimizde sahnede oturup öğretmenle hararetle konuşan Yoongi gözüme çarptı.

Kaşında bir bant vardı ancak ten renginde olduğu için çok da dikkat çekmiyordu. Onun dışında suratını iyice temizlemişti. Her zaman ki gibi harikaydı. Kızla birlikte sahneye çıktık. Öğretmenin karşısında durduğumuzda ancak kendimizi fark ettirebilmiştik.

"İyi misin ?" Yoongi oturduğu yerden elimi tuttu. Ben ise sadece ona dönerek başımı salladım ve elini bıraktım. İstemediğim için değil, yani öğretmen var burada. Her an saçma sapan kararlar verebilir. İlk zamanında gerçek olmayan ceza bir anda gerçek olabilir.

"JaHui ile başlayalım. Sen seyirci koltuğuna otur HyeRim."

Öğretmenin dediğine uyarak oturdum ve profesyonel bir dinleyici pozumu aldım. Vücut koltukta sağa eğik, sağ el çenenin altında ve son derece ifadesiz bakışlar.

Tamamdır.

"Biliyorsunuzdur. Bana lütfen Love Scenario'yu söyleyin." Ben ise hızla araya girdim. Neden boşa kızın olmayan sesini yoracaktı ki ?

"Hocam! Bence direk yarışma parçası söylenmeli. Nasıl olsa hazır parçalar yasak, kendisi tarafından yazılmış bir şarkı olmalı değil mi ? Lütfen yarışma parçasını söyleyin."

Tam bir profesyonel! Mükemmel bir atlayış!

Öğretmen gözlerini kısarak şüpheci şüpheci baktı ancak sonra düzeldi. Yakınımdaki müzik çalara giderek şarkıyı açtı.

Başlarda iyiydi ama sesi sık sık kayıyordu. Yoongi en sonunda bıkkın bir nefesle mikrofonu indirdiğinde gidip müziği kapattım.

"Sık sık detone oluyordu. Çekilemezdi." dedim ve kollarımı birbirine dolayarak çokbilmiş kişi, pozisyonunu aldım.
"HyeRim dışarı çık." dedi öğretmen. Benim de inadım tuttu. Gerekirse buraya kendimi zincirlerdim ama gitmezdim.
"Hayır."

İlla yarışmaya gidecekseniz de ben sevgilimi alayım, o yavşakla göz göze burun buruna şarkı söylerlerse silahla dalarım araya, demek istedim.

"Hye." Bana bakan Yoongi'nin gözlerine odaklandım.
Ben halledeceğim, diyordu adeta. Ona uydum.

(...)

Öğretmenin dediğini yaparak dışarı çıkmıştım.
Evet, okul dışına tabii ki!

Barın kapısından içeri girdim ve içerinin yoğun kokusuyla yüzümü buruşturdum. Bir kerecik içmekten bir şey olmaz, değil mi ?

"En hafifinden lütfen." Barmenin önüme koyduğu bardaktan minil bir yudum aldım.

Bu mu hafif? Acı bu acı. Kırmızı biberin suyu sıkılmış da şeffaflaştırılmış gibi.

Bir yudum, bir yudum daha derken ne zaman etraf benim için çok parlak oldu, çizik çizik gözükmeye başladı bilmiyorum.

Az içmeme rağmen neden böyle bulanıktı burası ? Gözümün önüne buğulu, parlak bir cam inmiş gibiydi. Midem ve başım aynı anda ağrıyordu, bu da bana çok ağır bir serum almışım gibi hissettiriyordu.

"Hey genç!" dedi güçlü bir sesle bağırarak yanıma oturan kişi. Ona odaklandığım için müzik sesi azıcık boğuk geliyordu.

Aha! Bu çocuk da beyaz! Gözüme bir şey mi yapıştı benim ?

"Sarhoş olmuşsun. Seni iyileştirmemi ister misin ?" Başımı salladım. İyileşmeye ihtiyacım var! Göremiyorum ve başım dönüyor. Biri beni lanetlemiş olmalı. Bana yardım et iyi insan!

"Evet. Lütfen." Biraz kaymış çıkan sesimin ardından dudaklarımda bir baskı, belimde bir sıkılma hissettim.
Oh! Panzehir değil mi bu? Biliyordum...İyileştirmeyi bilen iyi bir insan bu!

Aniden dudaklarımdaki baskı yok olmuştu. Buğulu görüşümde ise yalnıza parlak, sarı şeylere sahip biri vardı.

Oh! Biliyorum! Bu daha da iyi olan kişi. O benim prensim!
Peki ya neden kızgın bakıyor ?
Bileğimi tutup sıkarak sürüklemeye başladı. Buldum! Sanırım panzehir onda!

Uzun bir yb değil mi ?
Sarhoş efektini vermeye çalışmıştım, umarım olmuştur~
Bu bölüm size hediyemdi. Daha uzun hediyelerim de olacak~
9K'yı geçip sıralamada 84.olmak~??
size müteşekkirim efendim...

-hye'niz

sound || min yoongiजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें