kırk yedi : i don't know anything

3.5K 306 94
                                    

Meyveleri yerken, Yoongi derin düşüncelere dalmıştı. Ne düşündüğünü bilmiyordum ancak gözlerine baktığımda aklının farklı bir dünyada olduğu anlaşılıyordu.

"Yoongi." Onu bu dünyaya geri getirmek için seslendiğimdr silkelendi, bakışları beni buldu.

"Hm?"

"Ne düşünüyorsun?" Elmayı ağzına attı ve çenesini çalıştırırken bakışları tavanda gezindi. "Hiç bir şey. Yalnızca öyle."

Benden bir şey sakladığını düşünüyordum, ancak bunu öğrenmek de istemiyordum. "Saat geç oldu, ben eve gideyim." Eğilerek kollarımı ona sardım ve hafif hastane kokusuyla karışık kokusunu ciğerlerime doldurdum.

"Görüşürüz." Kollarımı ondan ayırırken elimi öpmüştü. Bu o kadar hoş hissettirmişti ki...

(...)

Karışmış saçlarımı alttan at kuyruğu yaparak taramaktan kurtuldum. Üstüme başıma son kez baktım. Kötü gözükmüyordum, bacağıma pansuman da yapmıştım, o zaman okula gidelim!

Sitenin içinde adımlarken birbirleriyle kahkahalar içinde oynayan iki çocuk gördüm.
Biri diğerini sertçe ittirdiğinde hızla yerde kıvrınan çocuğa koştum. Ayağını burkmuştu. Şişmemişti ancak canı yanıyor gibi gözüküyordu.

"İyi misin ?" Çocuk bana baktı ve hıçkırıklarının arasında kekeleyerek konuştu. "E-evet."

"Ayağın şişmeden eve gitmelisin. Hangi blokta oturuyorsun bakalım?"

"E9."  Benim binamın yanındaki binada oturuyordu. Çocuğu ayağa kaldırdım. Bloğa doğru yürümeye başladık.

Ayağını yere basamadığı için yürümesine yardım ediyordum. İçeriye girmek için şifreyi girdiğinde ona el salladım.

"Görüşürüz!"

"Teşekkürler Noona. Akşam bizimle oyun oynamak ister misin ?" Saha da mı ? Bu minikler genelde sahada oyun oynarlar bende onları camdan izlerim. Genellikle aralarında JungKook da oluyor, ancak bu büyük bir problem değil sanırım.

"Tabii ki isterim. Saat kaç gibi ?"

"Saat 5 gibi, sahada ?"

"Anlaştık."

(...)

 Sebebi bilinmeyen bir şekilde Yoongi okulda değildi. Sabah benimle gelmemesinden anlamalıydım gerçi bir terslik olduğunu...

 En iyisi Jimin'i bulmak diye düşünerek onların sınıfına yürümeye başladım. Jimin ile aynı sınıfta olduklarından, onu rahatça bulabilirdim. "Jimin-ah!" diye sınıfa daldığımda sırada oturup karamel rengi saçlarını geriye savuran Jimin ile gözlerimiz buluştu. "Konuşabilir miyiz ?" 

 Sıkkın gözüküyordu. Gözlerini sık sık sağa sola kaçırıyor, elleri cebinde olmasına rağmen arada yumruklarını sıktığı anlaşılıyordu ve göz altlarından daha az uyku uyuduğu belli oluyordu.

"Bir terslik var değil mi? Sen de iyi gözükmüyorsun. Bilmediğim, kaçırdığım bir şey mi var?"

 Dudaklarını birbirine bastırırken başını ayaklarına eğdi, kalabalık koridorda adımlayanların aksine daha tok bir şekilde ayaklarını yere vurdu. Göz bebekleri titriyordu, tanrım.. Neler oluyor böyle..?

"Bilmesen gerçekten daha iyi olur,HyeRim." Geri geri adımlarken kolundan onu yakaladım ve tüm gücümle sıktım. "Neler dönüyor Jimin ? Tanrı aşkına açıkla şunu." Gözlerimin dolduğundan ve hafif kızardığından emindim. Endişelenmiştim ve neler döndüğünden haberdar olmayı öylesine arzuluyordum ki.

sound || min yoongiWhere stories live. Discover now