~3/P~

1.7K 142 59
                                    

Sabah Sherlock derin bir baş ağrısıyla uyandı.İnleyerek sağına doğru döndü ve gözleri şaşkınlıkla büyüdü.
John yanında yatıyordu.Johnun ütünde hala dün Lastradein yanına giderken giydiği açık kahve ceket ve bordo gömlek vardı.Ayrıca dün sabah Sallyle olan randevusu için sıktığı erkeksi parfümün kokusu etkisini sürdürüyordu.
Sherlock sertçe yutkundu ve başını tavana çevirdi.Rüya olabilirmi diye düşünmeye başlıyacaktı ki aklına dün ne kadar içtiği geldi.John endişelenip yanında beklemiş sonrada uyuya kalmış olmalıydı.
Sherlock kendi kendine düşünürken bir anda kapı açıldı.Ardındanda şaşkınlıkla sevinç arası bi çığlık yükseldi Mrs.Hudson'dan.
"Ah biliyorduum.Tebrik ederim çocuklar!!"
Çığlık üzerine aniden uyanan John hemen yerinde doğruldu ve panikle sordu.
"N-Neyi biliyordunuz Mrs.Hudson?"
"Sizi tabiki John.Sen ve Sherlock.Sherlock ve sen!Sanırım Londrada Sherlockun senden hoşlandığını bilmeyen tek kişi sensin"
O sırada Sherlock Johnun arkasından Mrs.Hudson a susması için garip el ve ağız haraketleri yapıyordu.Tabiki bi işe yaramamıştı ve Ingilterenin leydisi söylemek istediğini söyleyivermişti.
Johnun aniden ona dönmesi üzerine yaptığı haraketleri hemen sonlandırdı.John çok kısa bir süre belki 1 saniye kadar derin ve buğulu gözlerle Sherlock a baktı-belkide Mrs.Hudsonun haklı olmasını diledi-Sonra düşüncesi mantıksız gelmiş olacak ki tekrar Mrs.Hudsona döndü ve hafifçe başını iki yana sallayıp güldü.
-Yine ne saçmalıyorsunuz Mrs.Hudson?Size kaç kere söylemem lazım.Ben Gay DEĞİLİM!!
"Neden bunu tişörtüne yazdırmıyorsun?"
John gözlerini devirdi ve
-Ve Sherlock tabiki benden falan hoşlanmıyor.Daha neler?!"dedi.
İğrenmiş gibi suratını buruşturmayı ihmal etmedi.
-Tişörtünün arkasınada bunu yazdırmalısın.
Son sözünüde söyleyen Mrs.Hudson kapıyı çarptı ve dışarı çıktı.
Sherlockun ne kadar kırılmış olduğunu Johna belli etmemesi lazımdı.Bir iki kere gözlerini kırpıştırdı ve duşa girmek için dışarıya adımlarken bir yandanda üstündeki bordo kazağı çıkarttı.
John Sherlock un sırtına baktı ve yutkundu.Başını duvardan tarafa çevirdi.
Sherlock Johnun bu haraketi üzerine ona kısa bir bakış attı.Yandan bir gülüşle banyoya ilerleyip gay olmayan(!)Johnu geride bırakıp içeri girdi.

...

Sherlock banyodan çıktıktan sonra Mrs.Hudson ın hazırladığı kahvaltı masasına oturdular.Sanki odada bi gerginlik vardı.
John ortamı yumuşatmak için davadan bahsetmeye karar verdi.
"Bu gün katilin evine gidicekmisin?"
-Katil değil.Şüpheli John ve evet laboratuvara uğrayıp oraya gitmeyi düşünüyorum.
Yine Sally'nin yanına gitmesinden endişelenerek sordu.
"Sen?Gelmiyormusun?"
John düşündü.Sallye bu gün onun yanına gitmesi hakkında söz vermişti.
-Benim Sallyle rand-
"Kendimi pek iyi hissetmiyorum"
John kaşlarını çattı
-"Neden?Ateşinde yok gibiydi"
Elini tekrar Sherlock un alnına uzattı.
Ateşinden emin olamadığı için yerinde doğruldu ve dudaklarını Sherlockun alnına bastırdı.
Sherlockun gözleri önce şaşkınlıkla büyüdü sonra kapandı.
Aldığı huzur fazla uzun sürmemişti.
John geri çekilip kaşlarını çatarak Sherlocka baktı,ateşi yoktu.
Sakinleşmesi gerektiğini anlayan Sherlock hemen gözlerini açtı ve Johna dikti.
"İyi hissetmiyorum derken-
boğazını temizleyerek başını duvara çevirdi-Hasta olarak değil Sadece bitkinim.Seninde gelmen iyi olurdu ama Sallye söz verd-
"Senden önemli değil"
-Efendim
"Sally..Senden daha önemli değil.Onu arayıp randevuyu iptal edebilirim."
Sherlock hem şaşırmış hem de sevinmişti.
"Teşekkür ederim"
-Efendim
Şok olma sırası Johndaydı.Sherlock çok nadir birilerine teşekkürederdi.
Hatta böyle önemsiz bişey için hiç...
"Duydun"
John hafifçe güldü.Ondan ikinci bir teşekkür duymayı beklemiyordu zaten.
"Önemli değil"

...

İkili şüphelinin evine gitmeden önce günlüğü ve cesedi incelemek için laboratuvara gittiler.
Molly onları kapıda karşıladı.Sherlock mikroskoba doğru giderken Molly Sherlockun arkasından hayranlıkla ona bakıyordu.
John Molly nin Sherlocka olan hayranlığını anlıyordu.

Sonuçta Sherlock yakışıklı biriydi.Uzun boyu ve renkli gözleriyle çoğu kadını etkileyebilirdi.
Ama Sherlock hiçbir zaman onlara karşı bişey hissetmezdi.Mollynin flört teklifini anlasada anlamamazlıktan gelir bu avantajını sadece davalarda lazım olursa kullanırdı.
Mesela şimdi.
Günlüğü analiz ettikten sonra katilin gölde ölü bulunan cesedini incelemeleri gerekiyordu.
Sherlock Mollye döndü ve etkileyici olduğunu umduğu bi şekilde gülümsedi.
"Molly!!Sen saçınımı boyattın.Bu kadar açık renkli değildi."
Molly Sherlockun farketmesine sevinerek konuştu.
-E.Evet
Beğenip beğenmediğini anlamak için Sherlocka bakmaya devam etti.
İltifat etmesi gerektiğini anlayan Sherlock:
"Çok yakışmış.Sen...Çok..aaa...Güzel!Çok güzel gözüküyorsun!
Bu kadarını beklemeyen Molly ve John şaşkınlıkla Sherlocka bakmaya başladı.
Mollynin sevinçten ağzı kulaklarını varmış,utançla yere bakıp yerinde sallanmaya başlamıştı.
John ise içinde anlamlandıramadığı bir öfke hissetti.
Muhtemelen Sherlockun genç bir kızın duygularıyla oynamasına kızmış olmalıydı.Yoksa niye kızsın?..
John kaşlarını çattı ve
"Molly,aslında bi adamın cesedini incelemiz gerek"
Molly ifadesini düzeltip Johna baktı anladığını belirtmek için başını salladı ve onlarla birlikte morga ilerledi.

....

Lastrade şüphelinin evinin önünde Sherlockun ona şüpheli hakkında bişeyler söylemesini bekliyordu.John ve o 10 dakikadır odadaydılar.Greg saatine bakıp gözlerini kapıya dikti.
Sonunda çıkmışlardı.
"Evet Sherlock..Sonuç?"
"Sonuuç.Şüphelimiz katil değil ama öyle gözükmesi için epey çabalanmış."
-Ne demek katil değil.Her şey onun alehineydi.Bana tahminden fazlası lazım Sherlock.
-Ben tahmin etmem.
John sırıttı.
"Evet.Edersin"
Gregin sabrı tükenmişti.
-Atışmayı kesin ve bana bulduklarınızdan bahsedin
"Katilin el yazısıyla günlükteki el yazısı uyuşmuyor.Birisi sanki oymuş gibi yazmış.Günlükteki programı şüpheliye uyarlamaya çalışmış ama başarılı olamamış.Tarihler ve katilin günlüğü yazma zamanı uyuşmuyor.Kim gece nöbetinden gelip sabahın köründe günlük yazarki.
Ayrıca gerçek katilin bizim için uydurduğu kurguya göre şüpheli sözde pişman olup göle atlıyacaktı.Ama kızı hakkında hiçbirşey yapmamış.Senin bi kızın olsa intihar etmeden önce onu görmeye gitmezmisin.Son olarak 'eski'şüphelimizin cesedinide inceledim.Katile karşı epey direnmiş."
"Peki gerçek katil kim?"
"Emin olmak için onu hala araştırıyorum"
"Kimi?"
Greg bi anda irkildi.Sherlockun dediklerine öyle odaklanmıştı ki Mycroftun geldiğini farketmemişti.
Mycroft Johnu ve Sherlocku eleyerek direk Lastrede e elini uzattı.
"Merhaba Mr.Lastrade"Greg Mycroftun elini sıktı ve
"Merhaba bay Mycroft,sizi burda beklemiyorduk"
"Sevgili kardeşimi merak ettim"
Sherlock burukça gülümsedi,ikiside merak ettiği kişinin o olmadığını biliyordu.
Lastrade tekrar Sherlock a döndü.
"Katilin kim olduğunu bulur bulmaz bana haber ver"deyip ordan uzaklaştı.
Sherlockun abisi nedensizce onu geriyordu...
~~
Umarım beğenmişsinizdir.Lütfen oy vermeyi unutmayın.1 oy bile benim için çok önemli.
Şimdiden teşekkürler:)
~~~
(Hikaye hakkında eleştiri ve önerilerinize açığım)

Happy Together/Johnlocked Where stories live. Discover now