kurşuni grinin finali

11.6K 649 1.5K
                                    

Cross my heart, hope to die
To you, I've never lied
For you, I'd take a life
It's him and I, and I swear
'Til the end I'm-ma ride wit' you
Mob and get money, get high wit' you, yeah

final olduğu için herkesten yorum istiyorum banane banane şhjlkgdsflilf

---

"AMAN TANRIM DRACO VE HARRY??"

Harry şaşkın çığlıkla yatakta doğruldu ve elleri titrerken gözlüklerini komidinden düşürmeden aldığı için kendini tebrik etmeyi aklına not ederek gözlerine geçirdi. Draco da ondan farksız değildi, öyle ki yataktan yuvarlanmıştı.

"Çıplaklar mı? Açayım mı gözlerimi?"

Draco düştüğü yerden kalktı ve dağılmış saçlarını eliyle arkaya doğru taradı. Açık kalmış kapının önünde Narcissa Malfoy ve McGonagall şok olmuş surat ifadeleriyle duruyorlardı. McGonagall'ın gözleri elleriyle kapanmış, Narcissa'nın gözleri ise garip bir ışıltıyla parıldıyordu. Harry daha önce hiç bu kadar utandığını hatırlamıyordu.

"Anne neden bağırıyorsun? Uyuyorduk!"

Narcissa kollarını kendisine dolarken McGonagall beline yasladı.

"Kusura bakmayın Bay Malfoy, her zaman öğrencileri yatakta basmıyorum."

"Kusura bakma Draco, oğlumu her zaman yatakta sevgilisiyle basmıyorum."

Harry yataktan kalktı ve Draco'nun yanına doğru yürüdü. Eğer azar yenecekse, tümünün onun üzerine yüklenmesine izin veremezdi.

"Özür dilerim Profesör ve Bayan Malfoy. Burada kalmamalıydım." diye mırıldandı. Eh, McGonagall Gryffindor bina başkanı olsa bile kendi öğrencilerine bile acımaz ve puan keserdi o yüzden daha fazla tedirgin hissetmesi gerekirken hissetmiyordu. Çünkü daha fazla korktuğu şey Draco'nun zarar görmesi veya moralinin bozulmasıydı.

Narcissa gülümsedi, Draco ve Harry'nin farkında bile olmadan ellerinin iç içe durduğunu görmek kalbini titretmişti.

"Üzgün olmalısın tabii tatlım ancak bunun için değil."

Draco gergince Harry'i kendi arkasına doğru çekti. Aslında ikisi de birbirini korumak istiyordu.

"Ne için üzgün olmalıymış?" diye sordu annesine. Başı her zamanki gibi dik, gri gözleri koyuydu. Harry Potter'a sahipken hiçkimsenin onu elinden almasına izin vermeyecekti. Ona daha doyamamıştı bile, onunla yaşayacağı, savaşacağı ve sonsuza kadar zümrüt yeşiline bakabileceği yılları olmasını istiyordu. Bunun için herkese baş kaldırabilirdi.

Draco Malfoy yapmak istemediği şeyler için korkak,

Harry Potter söz konusu olduğunda ise cesur bir savaşçıydı.

Narcissa oğlunu ilk defa böyle görmenin şaşkınlığıyla bir an duraksadı. McGonagall da ondan farksız değildi ancak onun suratında güzel bir gülümseme baş göstermişti.

"Harry üzgün olmalı çünkü bana hala Bayan Malfoy diye sesleniyor." dedi Narcissa onunda suratında bir tebessüm oluştuğunda. Harry ve Draco bir an şaşkınlıkla birbirlerine baktılar.

"Bence... Bana artık 'Anne' diye seslenmenin zamanı geldi."

---

"Benimle Quidditch sahasında buluş."

Ron sabah uyandığında yastığının yanında Blaise'in el yazısının olduğu bu notu bulmuştu. Ortak kullandıkları yatakhanenin penceresi açık, odada kendisinden başka kimse yoktu. Aslında bu biraz garipti çünkü haftasonundalardı ve erkekler yatakhanesi oldukça geç kalkardı. Kendisini uyandıran şey, pencereden gelen soğuktu. Blaise gece saatlerinde baykuşla göndermiş olmalıydı çünkü gün hala tam anlamıyla doğmamış, hafif karanlıklar barındırıyordu.

HIMWhere stories live. Discover now