Noel Balosu

11K 806 1.4K
                                    

Ben,ben dünyanın
Bizi bölme korkusuna karşı seni sevdim
Şimdi, bebeğim, dans edebilir miyiz?
Oh, çığa rağmen
Ve söyle, bunu hallettiğimizi söyle
Bir yıkımım ama senin istediğin bir yıkım
Oh, çünkü bu yer çekimi
Oh, seni benimle tutuyor
—-

"Gerçekten de kıyafetini bizim seçmemizi mi istiyorsun?"

Hermione bakışlarını Gryffindor yatakhanesinin ortak salonunda kendisine bakan arkadaşlarının üzerinde gezdirdi. Harry, Ron, Neville, Seamus ve Dean şaşkınca kendisine bakıyordu. Üzerinde baloda giymeyi düşündüğü pembe tüllü bir elbise vardı. Ama tek seçeneği bu değildi tabiiki de. Gözlerini devirirken kollarını göğsünde bağladı.

"Sadece güzel ya da hayır diyeceksiniz. Bunu bile yapamadığınızı söylemeyin bana?"

Dean sırıtırken suratını Seamus'ın omzunda sakladı. Şimdi hepsi gülmemek için kendilerini zor tutuyor gibi görünüyordu. Neville şaşkınca; "İyi de hepsinde güzel duruyordun."

Herm umutsuz ve sıkkınca önüne gelen saçları arkaya doğru ittirdi. "Teşekkür ederim Neville. Gece her saatte bir elbise değiştiririm artık."

Hepsi dayanamayıp kahkaha atmaya başladığında Herm de gözlerini devirirken onlarla gülmeye başladı. Hepsi şapşalın önde gideniydi ama arkadaşlarınızı atamıyordunuz işte. "Ben tercihimi koyu yeşilden yana kullanıyorum. Ben olsam sevdiğimi bana ait renklerde görmek isterdim." diye mırıldandı Dean.

İlk defa birinin mantıklı bir yorum yapmasıyla herkes kafasını Dean'a çevirdi. Seamus'ın yanakları neden kızarırmıştı ki şimdi?

"Pansy için giyindiğimi nereden çıkardın yahu?" Herm yutkundu.

Harry gülmesini eline saklarken Ron bariz bir şekilde sırıttı. "O kadar da aptal değiliz Herm."

"Hem Pansy dememişti ki zaten?" Sırıttı Seamus.

Pekala... Arkadaşları en azından birazcık zekilerdi.

"Bu arada baloya kiminle gideceksin Dean?" Neville sordu. Elinde Ron'un kurabiyelerinden biri vardı ve son günlerde başına bela açmamış olması oldukça garipti. Dean gülümserken herkesi şok eden o hareketi yaptı.

Elini nazikçe Seamus'ın parmaklarına doladı ve bakışlarını arkadaşlarının üzerinde gezdirdi.

"Baloda Seamus'la beraber olacağız."

Bağırış ve alkışlar tam olarak bu cümleden sonra başlamıştı. Büyük tehlikelerle savaşsalar bile hala gençlerdi ve hala bu konular eğlenceliydi.

"Demek sevgili oldunuz!" diye bağırdı Harry. Ne ara koltuğun tepesine çıktığını ve Ron'un yere ne zaman yattığının bilincinde gibi durmuyordu. 

Seamus arkaşlarının saçma tepkisine kıkırdarken kafasını Dean'ın omzuna yasladı. Kalbi kıpır kıpırdı ve bir an olsun heyecanı dinmiyordu. Ne garipti bu aşk denilen şey, karın ortasındaydı da soğuk ona değmiyordu bile sanki.

"Ben... Dean'ı seviyorum çocuklar."

Tekrar alkışlar ve bağırmalar çoğaldığında Herm kahkaha attı. Ortamdaki tek kız olmayı asla garipsememişti çünkü hepsi kardeş gibilerdi ve onların bu saçma halleri günün en güzel zamanlarını oluşturuyordu. Pansy'nin yanında olduğu zamanları saymazsa tabi... Ah, genç kız aklına geldiğinde yine yanaklarına kızarıklıklar dolmuştu. Neden ona bu kadar güzel görünmek istediğini içten içe biliyordu. Belki de sadece kendisine kanıtlamak istiyordu.

Dean Seamus'ın itirafına karşılık kafasını kısa olanın saçlarına yasladı ve saçlarından öptü. Kendisini rüyada gibi hissediyor olsa da uyanmak istemiyordu. Güzel bir güneşin ışığında kaybolmuştu.

HIMWhere stories live. Discover now