9. Bölüm: Otuz İki Diş Gülümsemek

3.5K 212 220
                                    

Önce birbirimize, sonra sunuma baktık. Afallamıştık. Artık tüm sınıf ve öğretmenimiz kim olduğumuzu biliyordu. Tüm şehrin öğrenmesi de uzun sürmezdi.

Biz hala ne yapacağımızı düşünürken birden anlam veremediğimiz bir şekilde zaman durdu ve Master Fu'nun masaj salonunda bulduk kendimizi.

Sonra bir baktık ki Master Fu sınıfta bulunan herkesin hafızasını siliyor. Biz onu ağzımız açık vaziyette izlerken jetonum düştü.

Ben rüya görüyordum.

Gerçekte sunum falan hazırlamamıştım ve okula gitmemiştim. Hala yatağımda uyuyordum.

O anda da uyandım. Alarmımı susturdum ve hazırlandım.

                              ***

'Gerçekten mi? Kimliklerimizi öğrendikleri için hafızalarını sildiğini mi gördün? Neler izliyosun sen?!'

'Tek izlediğim şey anime.'

'Hangisi?'

'Kaichou Wa Maid Sama. İzlemen gerek. Evde 4. bölüme kadar gel, birlikte izleriz.'

'Olur, prenses.'

Durgun ve normal bir okul günüydü ve kutumuzu sunarken hiç de problem olmamıştı.

Her hafta sonu Adrien bana gelecek birlikte kutuya atılan şeylere bakacaktık.

Ki, bugün günlerden perşembeydi. Hafta sonuna az kalmıştı. Ve ben perşembe günlerini çok severim. Bunun için üç sebebim var:

1. Perşembe günü doğmuşum.

2. Perşembe gününde güzel dersler var. (Resim, müzik, beden eğitimi, eskrim)

3. Perşembe günleri başıma hiç kötü bir şey gelmez.

Yani mutluyum.

Dersler bitti ve ben eve gittim.

Yapılacak hiç bir şey yoktu.

Hiç bir görev, ödev, akuma bile yoktu.

Son zamanlarda pek gelmiyordu zaten.

Ben de sandalyeme oturdum, dirseklerimi dizlerime koydum ve beklemeye başladım.

Neyi mi bekliyordum?

Kara Kedi'nin gelmesini.

On dakika kadar sonra evde dolaşmaya başladım.

Kendimi koltuktan koltuğa attım, sonra sıkılıp pastaneye indim.

Annem ve babamın müşterilerle ilgilenmekten benzi atmıştı.

Bana merhaba dediler, ben de gülümsedim. Mutfağa geçip dillere destan, meşhur, tarihi eserimi yapmaya başladım.

Kakaolu ıslak kekim. (Sis»gönderme)

Her yerim un ve kakao olduktan sonra keki fırına verdim. ( isteyene tarif verebilirim gerçekten nefis oluyor)

Fırın eldivenlerimi ve önlüğümü çıkarttım ve yukarı çıktım.

Adrien (Kara Kedi olarak aslında ama ona Kara Kedi diye hitap etmiyorum) sandalyemde oturmuş beni bekliyordu.

'Ne zaman geldin?'

'Yarım saat önce.'

'Yarım saattir beklion mu beni?'

Yavvvğ yeriğğm...

'Evet...' dedi. Yorgun ve üşümüş görünüyordu. Fark ettim ki daraldım diye açtığım camların hepsi açıktı.

'Niye camları kapatmadın?' dedim yatağımdaki yorganı sırtına örterken.

'Kapatmak istemedim. Senin odan sonuçta.'

'Artık burası senin de evin sayılır. İstediğin zaman gelebiliyorsun, geliyorsun da zaten.'

'...'

Aşağı indim ve ketılda su kaynattım. Bir güzel sıcak çikolata yaptım, kupalara doldurup yukarı çıkardım.

Camları kapattım, kupasını verdim ve yanına oturdum.

Yorganı kendi üstüme de aldım ve sıcak çikolatamı yudumlamaya başladım.

Yorganı kendi üstüme de aldım ve sıcak çikolatamı yudumlamaya başladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

'Seni seviyorum, bunu biliyorsun değil mi?'

'Tabi ki. Bir kedicik beni sever de ben bilmez miyim?' dedim ve otuz iki diş gülümsedim.

İkimiz de hafif kızarmaya başladığımızda bir konu açmaya çalıştım.

'Eee, nasıl onca programın içinden buraya gelecek zaman buluyorsun?'

'Doğrusunu söylemek gerekirse bu saatlerde kontrbas dersim var. (YN: Şimdi biliyorsunuz ki Adrien piano dersi alıyor ama ben de Sena da piano çaldığımız için onu pianodan nefret ettiremezdim bu yüzden sanki kontrbas [doğru mu yazıyorum?] çalıyormuş gibi yapın. [Ayrıca dizisinde de pianoyu sevmemesi canımı yakıyor😣]) Ama kontrbas çalmak çoooook zor ve ben çalmayı hiç sevmiyorum o yüzden kapıyı kilitleyip tabletten müzik açıyorum. Hoca da zaten gelmiyor ona gelmemesini söyledim.'

'Vay çakal... Her neyse, burda olman güzel. Ben de gelmedin diye pastaneye inmiştim. Hiiiiiiiiii! Keki unuttum! Oh, şimdi pişmiştir... İyiki yanmadan aklıma geldi. Dur bi ben onu çıkarayım, geleyim.' dedim ve koşarak pastaneye indim.

Keki çıkardım, dilimledim, sosunu döktüm ve işte hazırdı. Bir dilimini tabağa koydum ve bir çatal alıp yukarı çıktım.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ihe kacha mma.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Ihe kacha mma

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Heyecanlı bir ending yapmadım. Baya yazdım.

560 kelime 😁

Bilmiyorum (Marichat) ✔️Where stories live. Discover now