7. Bölüm: Sana Beni Kaşı Demedim!

3.9K 259 140
                                    

*Multideki şarkıyı başlatın

Kutuyu sağlam bir poşetin içine yerleştirdim, poşeti çantamın yanına indirdim.

'Sen artık düzenli olarak gelmeye başladın herhalde evime. Durak gibi bir yer oldu senin için.'

'Öyle demeyelim de... Mekanım diyelim.'

'Burası benim evim, benim odam, benim mekanım. Bu yüzden eğer burayı mekanın olarak görüyorsan, buraya artık "mekanımız" diyelim.' (Sis»gönderme)

'Bu konu nereden açıldı?'

'Bilmiyorum. Sana kurabiye ya da vasan getireyim mi?' (EBAKİB okuyanlar anladı)

'Vasan?'

'Kuruvasan.'

'Kurabiye alayım ben...'

'Getireyim.' dedim ve onu odamda yanlız bıraktım.

Kurabiyeleri uzun sürmeden getirdim.

'Teşekkürler.' dedi Kara Kedi kızararak.

Kurabiyemden sesli bir ısırık alarak sonsuz sessizliği bozdum.

'Hadi birbirimize birbirimizden bahsedelim. Mesela bana bir soru sor.'

'Hmm... En sevdiğin renk?'

Kara Kedi'ye aryusirıyıs bakışı attım ve parmağımla odamı işaret ettim. Her şeyim pembeydi.

'Ah, doğru. Pek de mantıklı bir soru olmadı. Sen sor.'

'Peki, madem artık mekanın denecek kadar buraya geliyorsun, o zaman söyle bakalım... Gerçek kimliğini günlük hayatta tanıyor muyum?'

'Gerçeği söylemem gerekiyor değil mi? Zorunlu yani... *derin nefes* Evet. Tanışıyoruz.'

'Gerçekten mi? Bizim okula mı gidiyorsun? Bizim sınıftan mısın?'

'Bir soru hakkın var. Ama sana doğru zaman geldiğinde her seyi anlatacağım.' (Doğru zaman bölümün sonu çünkü 7. bölümdeyiz artık öğrensinler)

'Peki o zaman, mantıklı bir soru sor.'

'Tamam, buldum! Sevdiğin biri var mı?'

'Tamam, fazla mantıklı oldu. *derin nefes* Madem dürüst oluyoruz, evet.'

Bunu diyerek bunu kendim de kabul etmiştim. Ne kadar bu doğru olmasa da gönül laf dinlemiyor. Ama ona onu sevdiğimi söyleyemezdim. Umarım kimi sevdiğimi sormaz çünkü o zaman...

'Peki, benim sorum sen birini seviyor musun?'

'Evet. Üstelik bunu ona belli etmeye çalışıyorum ama fark etmiyor... Madem işleri kızıştırıyorsun seni zorlayacağım... Sevdiğin kişinin adı ne?'

'Am... em... kurabiye tabaklarını götüreyim bari ben...' dedim ve koşarak aşağı indim.

Ne diyeceğim? Ne yapacağım? Adını bilmiyorum ki? Ah dur, aklıma bir şey geldi...

Yukarı çıktım.

'Eee Kara Kedi. Sıra bendeydi değil mi? Soruyorum o zaman... Söyle bana, gerçek adın ne?'

'Ama... sıra... Adımı söylersem beni bulursun. Çünkü beni tanıyorsun.'

'Ama dürüst olacaktık...'

'Offff of Marinette... Gömersin la bizi... Madem öyle, sen kaşındın! Plagg, pençeler gitsin!'

Hayır hayır hayır! Ellerimle gözlerimi kapadım.

'Sana beni kaşı demedim!' (Hani sen kaşındın diyo ya... ;) )

Kıkırdadı, sonra bir güç ellerimi gözlerimden çekti ama ben inatla gözlerimi açmadım.

En sonunda balkon kapısının kapandığını duydum, gözlerimi açtım ama karşımda Adrien'ı bulmayı planlamıyordum.

'Kandırdım seni. Merhaba prenses...'

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Cyfarchion i bawb!

Bu bölüm kısa oldu ama heyecanlı bir yerde bitirmek istedim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bu bölüm kısa oldu ama heyecanlı bir yerde bitirmek istedim. Bu yüzden lütfen bana vurmayın. Yine bir şarkı koydum. Evet, yaptım.

Şarkı: Hands

Söyleyen: The Vamps ve Mike Perry

415 kelime 😑

Bilmiyorum (Marichat) ✔️Where stories live. Discover now