34.Benim Hayatım

Start from the beginning
                                    

Ömer ailesi ile vedalaşıp arabaya bindikten sonra eli ceketinin cebindeki kutulara gitti. Birinin içinde nişan yüzükleri diğerinde ise tek taş vardı. Yüzüne yerleştirdiği huzurlu gülümseme ile kutuları tekrar ceketinin cebine koydu. Annesi ile de bunu konuşmaya gelmişti aslında ama daha fazla beklemeyecek  bu hafta sonu yemekten sonra güzel bir plan yapıp ona evlenme teklifini yapacaktı. Hazır annesi de kabul etmişken fazla uzatmaya gerek yoktu. Eve gelip kapıyı açtığında Leyla hemen gelip boynuna atladı sevdiği adamın.

"Hoş geldin" Ömer'de elini beline koyarak biraz daha kendine çekti

"Hoş buldum" Ömer sımsıkı sarıldı Leyla'ya öyle ki sanki bıraksa elinden alacaklardı onu, bıraksa kaybedecekti. Leyla ise ne kadar hoşuna gitse de artık bunalmıştı.

"Ömer?"

"Söyle güzelim"

"Şey nefes alamıyorum artık" Leylanın sözleriyle onu bırakıp geri çekilen Ömer bu sefer de yüzünü ellerinin arasına aldı.

"Ah çok özür dilerim bir tanem" Bu sözlere alayla cevap verdi Leyla.

"Artık  çok özlediysen demek ki"

"Bak sen!"

"Ben hep bakarım ki, sen yeter ki iste" Deyince Ömer bir kez daha çekti sevdiğini kendisine ve dudaklarına ufak bir öpücük bıraktı. Leyla huzurla baktı sevdiğine.

"Karnın aç değildir ama çayım var içer misin?"

"Çok iyi olur ama yorgunum bir duş alıp rahat bir şeyler giyineyim içeriz"

"Tamam bende seninle geleyim eşyalarını hazırlarım" Ömer duşa girdiğinde Leyla'da kıyafetleri hazırladı. Ömer'in yatağın üzerine çıkardığı ceketini kırışmasın diye dolaba asmak için eline aldı, askıya geçirdikten sonra eliyle düzeltirken iç cep kısımlarında bir kalınlık hissetti. Baktığında gördüğü iki kutuyla meraklandı, ilk bakmadan dolaba asmak isterken merakına yenik düşüp vaz geçti. Sonra kafasını çevirip banyoya baktı hâlâ su sesi geliyordu. Yatağın üzerine oturup kutuları eline aldı ilkini açtığında gördüğü tek taş yüzükle gözleri kocaman açıldı, aceleyle diğer kutuyu açıp nişan yüzüklerini görünce gözünden akan bir damla yaşa mani olamadı. Yüzükleri eline alıp içine baktı büyükçe olanın içinde Leyla diğerinde Ömer ve her ikisinde de dört hafta sonrasının tarihi yazıyordu. Ne demekti bu şimdi yani kendisinin ve Ömer'in dört hafta sonra nişanı mı vardı? Tabi daha öncesinde de evlenme teklifi.

Yüzüklere bakarken gözünden akan bir yaş bir diğerini misafir ediyordu, suyun sesinin kesilmesi ile irkildi Leyla. Hemen gözündeki yaşları sildi, ayağa kalktı, Ömer onu elinde bu kutularla görmemeliydi. Elindeki kutunun kapağını aceleyle kapatayım derken yere düşürdü. Kutuyu yerden aldı almasına da bu seferde yüzüklerden birinin olmamasıyla iyice telaşa kapıldı. Önce tek taş olan kutuyu ceketin cebine koyup dolaba astı, daha sonra elinde kutuyla diğer yüzüğü aradı ama bir türlü bulamıyordu. Tam da o anda açılan kapıyla donup kaldı olduğu yerde. Ömer duştan çıkınca yatağın diğer kısmında Leylanın yere eğik olduğu için sadece sırt kısmını görünce merakla sordu.

"Ne yapıyorsun orada Leyla" Leyla korkuyla gözlerini kapadı. Daha sonra aklına gelenle kulağındaki küpeyi çıkardı ve kutuyla beraber komedinin altına itti, hemen ayağa kalkıp Ömer gelmeden o yanına gitti.

"Şey... ben, küpemin tekini düşürmüşüm de ona bakınıyordum" Dedi ama Ömer'in söylediği sözlerle büyük bir korku sardı bedenini.

"Sen şimdi telaştan görmemişsindir birde ben bakayım" Ömer resmen yatağın öbür tarafına doğru gidiyordu, bir iki adım atmıştı ki Leyla gidip arkasından sarıldı. Bu dokunuşla duraklayan Ömer şaşkınca Leylaya döndü.

Aşk'ı kıyametWhere stories live. Discover now