Bölüm 13

2K 117 64
                                    

Finale tek bir adım kalmışken, ben ve ekürüm Eray geldi. Herkesin istediği şeyi biliyorum, eşek sudan gelene kadar dövmek fakat bunu daha can alıcı şekilde yazmak fikri var, söz yazcam. Bir garip ruh halindeyim, hüzün var heyecan var vedalaşma var, tuhafım bu aralar. Umarım seversiniz ve beklediğinize değmiştir. Keyifli okumalar 😘😘

İnsan sınanmadığı yerden yaşayamazdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnsan sınanmadığı yerden yaşayamazdı. Yaşadığı yerden de sınanmadan olmazdı. Nefes alsan da ya da almasan da seni öyle bir yerden yakalar ve köşeye kıstırırdı ki hiç var olmamayı diletirdi insana. Ortaya çıkışıyla birlikte Eray, başına gelmesinden korktuğu ne varsa yaşarken buluyordu kendini. Aldığı kararlardan elbette pişman değildi fakat gözünden kaçırdıklarıyla birlikte yaşadığı vicdan azabı onu nefessiz bırakıyordu.

Eray hayatı boyunca hep yalnızdı, bir tek kendi vardı. Düşse de kalksa da kendi başınaydı. Daha sonra hayatına kardeş diyerek Poyraz dahil oldu, nefesi olarak Serva merkezde yer etti kendine. Kimsesiz oluşu son buldu, aile buldu, sevildi sevildi... Eray da çok sevdi. Yol ayrımına gelip de bir seçim yapması gerekene kadar yaşadığını hissetti. Ardından hayatı o güzel rüyadan birden kabusa döndü. Öl dendi, o da öldü. Nefes alırken yaşarken öldü, dahası katlanmak zorunda kaldıkları vardı. Bilmediği lisan bilmediği insan hayatına yayıldı, kendilerine zorla yer etti. Önceki ve sonraki olarak iki ayrı insan oldu. Eray Artun öldü onun yerine o bedende yaşayan adam ise Мерт Карис* oldu.

Tufan ona operasyondan bahsederken aklının ucundan bu yaşananlar geçmezdi. Tereyağından kıl çeker gibi halledecek ve geri hayatına dönecekti. Fakat aksilikler onu bırakmadı, arasına sızdığı şebekeyi çökertmek tahmin ettiğinden daha uzun zamanını alacaktı. Aralarına almaları inanmaları ve güvenmeleri için çok tavizler vermesi gerekti. Yaptıkları onca işten dolayı kendinden nefret de etti, gün sonu Serva’nın hayaline dalarak onu anarak zamanını geçirdi. Yaptığı pis işler ruhunu da kirletti. Gözünün önünde intihara zorlanan masumlar, uyuşturucu batağındaki gençler, kaçırılan silahlar, birlikte olması için ona sunulan kadınlar... Göz yumduğu kötülüklere sesini çıkaramazken ona dokunan ellere başta direndi, hatta bundan sebep darp da edildi. En nihayetinde yalnız birine boyun eğdi. Midesi bulana bulana, kendinden nefret ede ede, dokunduğu tenden tiksine tiksine yapmak zorunda kaldığı her şeyi yaptı. Kendini affedemeyeceği en büyük günah olarak zihnine kazındı.

Bir gün daha fazla dayanamadı, yüreğini yangın yerine çeviren hasrete... Ona dendiği gibi hayalet olup kayboldu, Bulgaristan sınırından ülkeye geçmesi onu zorlamadı, izin alması da gerekmezdi, yapmak istedi yaptı. Gizliden Serva’yı takip etmeye başladı. Zorlandığı her halinden belliydi, aralıklarla tek başınayken onu buldu izledi. Çoğunluğu mezarında ağlarken izledi, Poyraz hiç yalnız bırakmıyordu, fark etmemeleri tamamen yasta oldukları içindi. Eray da bu fırsatı kullandı, gölge misali gezdi peşlerinde. Hesap etmediği ya da gözden kaçırdığı bir şey ise peşinde kendi gibi hayaletin gezmesiydi.

Gecenin UğultusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin