Oturup sohbet etmiştik. 10 yıl boyunca ne oldu olmadı anlatmıştık birbirimize. En garip sohbet şuydu. Andy'nin kardeşi bir vampirdi! Diğer üyeler kurt olmasına rağmen o vampirdi. Ve özdü. Çok şaşırmıştım.

"Babam her şeyi bilerek ayarladı değil mi Diana teyze?" başını salladı ve olayı anlatmaya başladı. Başka konuya geçmek için, "Diana teyze, ben Kurt okulunun yolunu bilmiyorum. İnternetten baktım ama öyle bir yer yok çıkıyor." güşümsedikten sonra konuşmaya başladı.

"Clara, internetten zaten gözükmez. Sanki öyke bir yer yokmuş gibi. Her neyse, Andy'yi babası bırakıyordu. Ehliyetin filan varsa beraber gidersiniz. Çünkü biraz uzakta." ehliyetim vardı. Yaşım yetmiyordu normal olarak ama almıştım."

"Peki Diana teyze. Öyle yaparız." zaman geçiyordu işte. En sevmediğim de şuydu, mutluyken zaman sanki akıp geçiyordu. Akşam olmuştu. Ama biz Andy ile yukarı katta, onun odasındaydık. Öylesine konuşuyorduk. Bana sevgilisinden bahsediyordu. Yani John'dan.

Üstelik, John'un abisini benimle yakıştırıyordu. Adı James'ti.

"Hadi ama Clara, gözümün önünde sizi canlandırıyorum ve cidden çok yakışıyorsunuz." gözümü devirdim. Başımı olumsuz anlamda salladım. "Ah Andy, bilmediğin şeyler var." biraz daha dibime girdi.

"Ne gibi?" olay uzundu ve ona anlatmaya başladım. Konu şuydu ki, bir sevgilim vardı. Yeni ayrıldık zaten. Beni kandırmıştı. Uzun zamandır sevgiliydik zaten. Ve cidden kötü olmuştum. James ile sevgili olursam -ki daha yüzünü görmedim- tabii benim için önemli olan dış görünüş değil. Özellikle eski sevgilimden ayrıldıktan bunu daha iyi anladım. Bana 1 yıldır yalan söylemiş.

Telefonumu alıp saate baktım. Saatin geç olduğunu gördüğümde, "Andy benim gitmem gerekiyor." başını salladı. Sonra odasından çıkıp aşağı indik. Ben salona girmeden Andy kapının pervazında durup konuştu,

"Anne Clara gidiyor, haberin olsun." annesinin buraya geldiğini duydum. Bana tatlı bir gülümseme gönderdi, "Burada da kalabilirdin?" başımı olumsuz anlamda salladım.

"Eve yeni taşındım. Alacaklarım var Diana teyze." başını 'sen bilirsin' anlamında salladı.

Beni yolcu ettikten sonra eve gidecekken havanın harika olduğunu gördüm. Ormanda bir tur atsam fena olmaz diye düşündüm. Üstümde zaten spor bir giysi vardı. Pek sorun olmaz diye düşünerek öğrendiğim orman yoluna gittim. Oturduğum yere de yakındı zaten.

Andy

Clara'nın, evine yada markete gitmesi iyi olmuştu. Bugün dolunay vardı. Kurtların lanetli günüydü. Yani günümüzdü. Kurtlar her dolunay kemikleri kırılarak kurt'a dönüşürdü. Gerçek anlamda kırılırdı. Ve o an ölmek istersiniz. Çinkü bütün kemiklerin kırılması cidden acı vericiydi. Dediğimiz gibi dolunay kurtların lanetli günüydü. Bugünün gelmesinden nefret ediyorum.

"Andy, gidebilirsin." başımı salladım. Kardeşlerim daha laneti üzerine almamışlardı. Laneti üzerine almak için ilk önce birilerini öldürmeleri lazımdı. Annemler ise artık dönüşmüyorlardı. En azından ben öyle görmüştüm.

Evden çıktım ve her ay gittiğim ormana gitmeye başladım. Ormanın içine hemen girmiştim. Kendime, diğer kurtlardan uzak bir yer seçtim. Diğer kurtlardan uzak durmazsam katliam çıkması çok yüksek bir ihtimaldi. Başımı kaldırıp karanlık gökyüzüne baktım. Bütün muhteşemliği ile etrafı aydınlatan dolunay daha tam tepede değildi.

Clara

Ormana girdiğimde etrafın çok hoş olduğunu gördüm. Yani sakin gözüküyordu. Fakat kurt kokusu alıyordum. Umursamadan ormanın içine girdim. Uçurumu ileride görünce hızlıca koştum, uçurumun kenarına oturdum.

Bacaklarımı uçurumdan sarkıtarak, kirli olup olmadığını önemsemeden uzandım. Karanlık gökyüzüne baktım bir süre. Dolunayı görmemle aklıma kurtların dönüştükleri zaman geldi. Babamın bana söylediklerine göre kurtlar dolunayda önündeki hiç bir şeyi umursamadan saldırıyordu.

Ayağa bir hışımla kalktım. Tanrım, ben hangi akıl ile dışarı çıktım ki? Hırlama sesi duymamla yutkundum. Olamaz değil mi? Sesin geldiği yere baktım. Kurt görmemle geriye gidecekken aklıma arkamda uçurum olduğu geldi.

Kendimi durdurdum. Ama farklı bir şey vardı. Bu kurt siyah renkteydi. Diğer kurtlardan da farklı duruyordu. Her anlamda. Daha iriydi. Duyduğuma göre melezlerden sonra en güçlü varlık karanlık kurtlardı. Ve şu an karşımdaydı!

Durdum ve saldırmasını bekledim. Üstüme koşmaya başlayınca, bende sağ tarafa doğru koştum. Karanlık kurttu ve bir de dolunaydan kaynaklanan güç vardı. Kurt hâla beni takip ediyordu.

Ne kadar koştum bilmiyordum ama yorulmamıştım. Arkamda ki kurtta beni hâla takip etmesi yorulmadığı anlamına geliyordu. Ayağımın bir taşa çarpmasıyla yere düşmem bir oldu. Yerdeyken hemen yüzümü ona döndüm. Üstüme geliyordu. Ayağa kalkacakken üstüme atladı. Kendimi korumaya hazırken insana dönüştü. Üstüme düşmesi ile kıyafetleri olmadığını fark ettim.

Üstümden alıp kenara koydum. Üstümdeki ceketimi alıp beline bağladım. Arkamdan bir ses gelince arkamı döndüm.

"Andy?"

Andy

Sol kolumda ilk önce bir ağrı oluştuğunu hissettim. İşte şimdi başlıyoruz.. Sol kolum birden ters döndü ve kırıldı. Ağrıyla bağırmamak için kendimi zor tuttum. Ağzımdan küçük küçük bağrışlar kaçıyordu.

...

Dönüşümümü tamamlayıp olduğum yere baktım. Yine aynı yerde olduğumu anlayıp ormanın çıkışına ilerledim.

Karşımda birilerini görünce bir süre durdum. Sonra onun Clara olduğunu gördüm. Clara arkasını dönüp adımı seslendi. Yanına hızla gittim. Yerdeki tanıdık sima ile şaşırdım. James'ti!

Clara'ya belli etmemek için onu göndermek istedim. "Clara sen git. Ben bakarım." dedim itiraz etmeden ayağa kalktı. Benimle vedalaşıp gitti. James'in uyanmasını bekledim.

Gözünü açtığında etrafına baktı. Beni görünce ayağa kalktı. Gülümsedim ona, sonra ayağa kalkmasını sağladım. "Andy, sen burada ne yapıyorsun?"

"Geçiyordum buradan. Kuzenim seninle karşılaşmış. Ve üstündeki onun. Yarın verirsin ona." düşünüp olayı kavramaya çalıştı. Sonra başını salladı. "İyi akşamlar." deyip gitmeye başladı. Sizi sevgili yapmakta kararlıyım.

Cebimden telefonumu çıkardım ve John'u aradım. Burada olması gerekiyor. Belki beraber gideriz diye düşündüm.


🌃Düzenlendi✔

KURT VE MELEZ AŞKIWhere stories live. Discover now