ALEDA'DAN...
Elvis'in getirdiği pençe tozu ve vampir kanını karıştırıp kenara koydum. Oturduğum yerden kalkıp derin bir kabı önüme çektim. Hançer ile elimi kesip kanımı içine boşaltırken avuç içim sızlıyordu. Elimi kaldırıp sargı bezi ile sardım. İğnenin ucunu kolumdaki damara batırıp kaba akmasını sağladım. Kan hızlı hızkı akarken başım dönüyordu. İğneyi çıkarıp kolumdaki kanı sildim. Pençe tozu ve vampir kanı karışımını yanıma alıp kaptaki kanımı azar azar karışıma koymaya başladım. Karışımdan dumanlar çıkarken gülümsedim. Sıra Flicka'nın pulu ve prensin sadakatindeydi. Gülümsedim. Karışımı eksi kırk derecenin altında olan sıcak dolaba koyup kilitledim. Elimdeki eldiveni çıkarıp hızla laboratuvardan çıktım. Hızla merdivenlerden çıkıp saraydan çıktım. Bakışlarımı gökyüzüne çevirip Flicka'yı aradım. Seslenecekken gözümün önünde Belirlendi. Yere indiğinde yanına gidip başını okşadım.
"Merhaba oğlum, nasılsın?"
İyiydi. Keyfi yerindeydi.
"Sahibinin senden bir isteği var Flicka."
Kükreyip başını eğerken gülümsedim.
"Bana birazcık pullarını armağan eder misin?"
Flicka bana yetecek kadar pulunu dökerken gülümseyerek başından öptüm.
"Teşekkür ederim oğlum."
Pulları yerden alıp saraya döndüm. Laboratuvara doğru hızlı adımlarla ilerlerken ellerimdeki morumsu pullara baktım. Çok güzellerdi. Laboratuvara girince hızla masaya bırakıp eldiven taktım. Kapı açılınca bakışlarımı o tarafa çevirdim. Gelen Austyn ve Elvis idi. Hızla sıcak dolaptaki karışımı çıkarıp masaya koydum.
"Durumlar nasıl?" dedi Elvis.
"Harika. Şimdi Flicka'dan aldığım pulları toz haline getirmem lazım."
Pulları derin bir kabın içine koyup ezmeye başladım. Toz haline gelmeliydi.
"İstersen ben devam edeyim." durup prense baktım.
"Önce eldiven tak."
Dediğimi yapıp eldiven takarken kabı önüne koydum. Sıcak dolaptan çıkardığım karışıma baktım, katı hale geliyordu. Sanırım biraz daha kanımdan koymalıydım. İğnenin ucunu tekrar kolumdaki damara batırıp kanı kaba damlattım. Elvis ve prens bana dehşetle bakarken gülümsedim.
"Bir sorun mu var beyler?"
"Daha önce sana psikopat demiş miydim?" dedi Elvis.
Güldüm ve başımı hayır anlamında salladım.
"Ben de bir psikopatla beraberim."
Hızla prense döndüm.
"Memnun değilsen kapı orada prens. Seni zorla tutmuyorum." dedim.
"Çok memnunum." dedi hızla.
Gülerek başımı salladım. Kolumdaki iğneyi çıkarıp damlattığım kanı da karışımın içine koydum. Prensin toz haline getirdiği pulları da içine kattıktan sonra fazlasıyla duman çıkmaya başladı.
" Bu az değil mi? "
Prense baktım. "Ejderha pulu ve kanım sayesinde çoğalacak." dedim.
Hepsini yok edecek kadar vardı.
"Pekala. Ben diğer taraflara göz atayım. Size kolay gelsin."
Elvis yanımızdan ayrılırken karışımı tekrar sıcak dolaba koydum. Arkamı döndüğüm an prens ile burun buruna geldik. Hızla beni kendine çekti.
आप पढ़ रहे हैं
A L E D A ~Hükümdar~
काल्पनिक"Bir şey soracağım?" Durup hafif arkamı döndüm. "ALEDA... Ne demek?" " dedi. Güldüm. " Kanatlı demek. " dedim. Kahkaha attı. " Senin kanatların yok ama. " dedi. Gülen yüzüm soldu... Bir iki adım atıp tam dibinde durdum. Dudaklarımı hareket ettir...
