2. Sezon: Kalıcı Hisler

933 99 15
                                    

Selammm.. Gördüğünüz gibi kitap 2. sezon olarak devam edecektir. Umarım ne yaptığım konusunda bir fikrim vardır. Her neyse hoşunuza giden gitmeyen her şey için bana ulaşabilirsiniz. Yani yorum yapın minnoş şeker kamışları. Yapın ki size minnoş bölümler yazabileyim. Sizi sefiyom Muck falan...


Sehun derslerden bunalmıştı. Bir de her yerde karşına çıkan bordo saçlı genç kafasını karıştırıyordu. Odaklanma sorunu yaşıyordu. Bu gün Roma adaleti dersinde profesörün sorusunu yanıtlayamamış ve bu canını bir hayli sıkmıştı. O bir inekti! Nasıl olur da basit bir soruyu cevaplayamayacak kadar düşüncelerine dalabilirdi. Aklı almıyordu.

Tüm düşünceleri kafasını daha yoruyordu. Kampüsün çıkışına yakın çimlik alana oturdu. Hava bulutlu olmasına rağmen sıcaktı ve bu uykusunun gelmesine neden oluyordu. Sırt çantasını başının altına destek yaptıktan sonra diğer öğrencilerin gürültüsü eşliğinde minik bir şekerleme yapmaya karar verdi.

Bordo saçlı genç kampüsün kapısından girer girmez sanki onun nerede olduğunu biliyor gibi gözlerini ağaçların altında ki bedene kitledi. Sehun ondan ne kadar uzakta durursa dursun varlığını hissedebiliyordu. Bazı zamanlarda Sehun eve sessizce girerdi. Luhan kapısına dayanmasın diye. Ama genç çocuk, bordo saçlı olanın daha binaya yaklaştığında onun varlığını hissettiğinden bir haberdi.

Luhan avına yaklaşan bir vahşi hayvan gibi sessizce yaklaştı uyuyan gence. Onu ürkütüp kaçırmak istemezdi. Zaten yeterince aksiydi Sehun. Bir insan nasıl olursa hala kendisine karşı koyabilirdi. Tamam bir playboy değildi ama beğeneni çok olurdu. O kendisi pek kimseyle muhattap olmazdı.

Düzenli nefes alıp veren çocuğun sevimli yüzüne baktı Luhan. Bir insan nasıl bu kadar güzel olabilirdi? Aklı almıyordu.

Aklına gelen dahice fikirle sırıttı. Sehun pek hoşlanmayacaktı biliyordu ama kimin umrundaydı? Sevimli olan istediği kadar huysuzluk yapsın Luhan bildiğini okuyacaktı. Cebinden çıkardığı telefonun ön kamerasını açtı ve uyuyan çocuğun yanına uzandı. İkisinin ilk fotoğrafı olacaktı. Sehun'un haberi olmasa da olurdu.

Kafasını iyice ona yasladı ve poz verdi. Bir kaç tane çektikten sonra kıkırdamamak için kendini tuttu. Fotoğraflarda Sehun'un yüzü hep olduğu gibi mükemmeldi.

Onun yüzüne tekrar baktı. Kapalı duran küçük gözler, minik burun, sivri ve şekilli çene ve küçük ama dolgun duran pembe dudaklar... Luhan kendini tuhaf hissediyordu. Ne yaptığını bilmeden uzanıp uyuyan çocuğun dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı.

Aklına doluşan görüntüler korkmasına neden oluyordu. Kalbi korkuyla atmaya başladığında Sehun'un dudaklarından ayrıldı. Az önce gördüklerine bir anlam yüklemesi zordu ama onların bir yerde gerçek olduğunu biliyordu. Geçmişini görmüştü. Sehun'u ve kendini görmüştü.

Hızla okuldan ayrıldı. Kendine bir kaç gün toparlanmak için zaman tanımalıydı. O Vampir Kralı Luhan'dı. Zihninde gördükleri bunu doğruluyordu.

*&*

Jongin duydukları karşısında öylece kaldı.

Luhan neler saçmalıyordu böyle? O yeniden 'insan' olarak dünyaya gelmişti. Bir ölümlü olması gerekiyordu. Bunun tersi nasıl mümkün olabilirdi.

"Nasıl?" Tek söyleyebildiği buydu. Başka ne sorması gerektiğinden emin değildi.

Luhan yanında getirdiği çantadan yeni bir tişört çıkarıp üzerine geçirdi. Artık kullanılmayacak durumda olan yırtık ve kanlı tişörtü çantasına gelişi güzel koydu. "Nasıl olduğunu bilmiyorum. Çocukken farkettim. Ebeveyinlerim durumu bilmiyor. Kimse bilmiyor. Araştırmak için bir çok yol denedim ama o zaman önceki hayatımda ne olduğumu bilmiyordum. Araştırmak için tıp okumayı seçtim. Fakat böyle bir şey mümkün değil. Ben tam olarak bir insan değilim hala. "

Bordo saçlı genç açıkladı. Onunda en az esmer vampir kadar kafası karışıktı.

"Peki geçmişini hatırlıyorsan neden en başından bana gelmedin?" Diye sordu Jongin. Luhan'ın hep hiç bir şeyi hatırlamadığını düşünmüştü.

"Aslına bakarsan daha yeni hatırladım. Sehun'la karşılaştıktan sonra..."

"Peki o? O da hatırlıyor mu?" Sordu esmer olan.

"Sanmıyorum. Hala bana karşı duvarları var. Eski Sehun olsa bu kadar çok karşı koymazdı bana." Luhan sıkıntılı bir nefes aldı. ''Yeniden dünyaya geldiğimizde onu tavlamanın bu kadar zor olacağını düşünmemiştim.''

Jongi kahkaha attı. ''Birileri fena halde sürünüyor anlaşılan.'' Diyerek ona sataştı.

Luhan gülümsedi. ''Geçmişte zaman zaman onu çok kırmıştım. Sanırım bunların bedelini bu şekilde ödüyorum ama dostum beni terslediği zamanlarda onu alıp duvara dayamak istiyorum.''

Jongin kahkahasını kesti. ''Hey sakin ol! Eğer bunu yaparsan ne olacağının farkındasındır umarım.''

''Evet. Sehun uzun bacaklarıyla, bacak arama sağlam bir tekme geçirecektir. Buna yüzde yüz eminim.'' İkisi de kahkahalara boğulurken Jongin ciddileşti. ''Ondan sakın vaz geçme. Tüm bunların bir anlamı olmalı. Buna eminim. Senin yeniden hayata gelmen, hatta Kyungsoo'nun bile yeni bir başlangıç yapmasının, hepsinin bir nedeni olmalı. Bunu birlikte bulacağız.''

Luhan hiç düşünmeden kadim dostuna sarıldı. ''İyi ki var olmuşsun dostum.''

Jongin çok mutlu olmuştu. Majestelerinden böyle bir şey duymak onu öyle çok gururlandırmıştı ki, cevap verememişti. Ama Luhan'ın her hangibir cevaba ihtiyaç duymadığını biliyordu. Yakın dostu her zaman onu anlayabilirdi.

Fakat Jongin'in aklına takılan bir şey vardı. ''Peki Sehun'la karşılaştıktan sonra nasıl her şeyi hatırlayabildin. Kyungsoo hala bir şey hatırlamıyor.'' Olası bir durumda tedbirli olmak istiyordu. Kyungsoo ile mutlu bitmemişti hikayeleri ve kısa olanın bunu hatırladığında vereceği tepki onu bir parça geriyordu.

Luhan yamuk bir gülümseme sundu. ''Onu öptüm.'' Dedi. Aklına doluşan geçen haftanın görüntüsüyle keyfi yerine gelmişti. Sehun'un dudakları çok lezizdi ve Luhan yeniden tatmak için çıldırıyordu. Bu yüzden çok oyalanmadan Jongin'in yanından ayrıldı. Sehun'u görmek istiyordu.

***

''Şeker kamışı! Orada olduğunu biliyorum! Haydi sana sormam gereken hukukla ilgili bir konu var!'' Luhan Sehun'un buna dayanamayacağını biliyordu. Beyaz tenli güzel oğlan ne zaman hak hukuk dense orada bitiyordu.

''Ne soracaksın yine? Sabahtan beri kapımdasın car car!'' Sehun hışımla çıktığında Luhan yan bir sırıtış sundu. Sehun bir saniye için bunu seksi bulmuş olabilirdi. Kesinlikle bir saniyeden fazla değildi.

''Sadece başkalarına haksızlık yapıyorsun, üstelik sen hukuk öğrencisisin. Vicdanın da mı sızlamıyor?''

Sehun kollarını göğsünde bağladı. ''Sen ne saçmalıyorsun acaba?''

''Diyorum ki çok güzelsin. Bu kadar güzel olmak başkalarına haksızlık. Milletin günahına giriyorsun.'' Luhan kapının girişine yaslandı ve oda kollarını Sehun gibi göğsünde birleştirdi.

''Sen kıronun tekisin biliyosun değil mi barzo Luhan.''

Bir saniye sonra yüzüne kapanan kapı bile Luhan'ı üzemezdi. Sehun'un o kapının arkasında sinirden kudurduğunu bilmek bile onu mutlu etmeye yetiyordu işte. ''Evet evet sende çok hoşsun!'' diye bağırdı ve kahkaha attı.

Kendi dairesine dönerken aklında bambaşka şeyler vardı. Luhan hissediyordu bir şeyler yaklaşıyordu. Etraflarında dönüp duran huzursuzluğun farkındaydı. Kapısının kapısının kapatmadan son kez Sehun'un dairesine baktı. ''Seni koruyacağım şeker kamışım. Seni seviyorum.'' Bunu eski Luhan mı yoksa yeni doğan Luhan olarak söylediğini bilmiyordu. Bildiği tek şey ise geçmişte, şimdi ve gelecekte Sehun hep kalbinde olacaktı.

***

BLOODY SWORD / HANHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin