Bölüm 10: Ani Kararlar

3.1K 286 45
                                    


  Sehun dili tutulmuş bir şekilde Luhan'a bakıyordu. O ise gözünü kırpmadan büyük yataktaki çıplak olan diğer bedene bakıyordu. ''Kyungsoo, kalk artık oyun oynama!'' Sesi çok yüksek değildi ama ne kadar sinirli olduğunu vurgular nitelikteydi. 

  ''Aman be.. Şurada uyumayı hayal bile ettirmiyorsunuz ekselansları.'' Çıplak beden yerinden sırıtarak doğrulduğunda, Sehun onun bu rahatlığı karşısında dilini yutuyordu. Yahu yanında çırılçıplak yatıyordu bu adam ve abisinin karşısında! Bu ne rahatlık canım!

 Luhan ise kardeşinin rahat tavırlarına  birde Sehun'un şaşkın hallerine bakıyordu. Geceleyin onu, Maryy aradığında tüm işini gücünü bırakıp ancak sabaha karşı gelebilmişti . Ama odaya girdiğinde ki manzara pekte hoş değildi. 

 O tekli koltuğa oturuduğu sırada çelimsiz çocuk uyanmış ona şaşkın şaşkın bakmıştı. Luhan, hala onun biraz ateşi olduğunun farkındaydı. Vücüt ısısını hissedebiliyordu oturduğu altın işlemeli koltuktan. Ayrıca normalde bembeyaz olan yüzünde, yanakları al al olmuştu. 

 ''Sizler uyuyamıyor musunuz?'' Sehun, şu an ki durumunu unutup şaşkın şaşkın Kyungsoo'ya baktığında, beyaz saçlı olan biraz rahatsız hissetmişti. 

 ''Uyuyamıyoruz tabi ama seni uyurken izlemek çok hoştu. Tekrarlayalım.'' Kyungsoo gevşek gevşek konuştuğunda çelimsiz çocuk yerin dibine girmek istedi. Keşke yer yarılsada içine girsem diye geçirdi içinden.

 Okulda ki karizmatik Kyungsoo'yla, şu anda çıplak vücudunu hiç utanmadan sergileyen Kyungsoo bambaşkaydı. 

 Kafasını yana çevirip baktığında onun ayaklandığını gördü. Siyah saçlı olanın vücudu gerçekten çok etkileyiciydi. Soluk teni ve kaslı yapısı onu çok çekici kılıyordu. Sehun düşüncelerinin git gide ahlaksız bir hale almasıyla, bakışlarını kucağına çevirdi. Neticede o da bir ergendi. Güzel vücutlara ilgisi vardı. Yinede utanmıştı.

 Küçük kardeş olan ise, yanında ki insan çocuğun bu hareketine kahkaha attı. O gerçekten sevimliydi. Ama abisinin hırlar gibi sesler çıkarması üzerine biraz panik olmuştu. Luhan'ın neden sinirlendiğini bilmiyordu. Onun zihni ise asla okunamazdı. Kendi zihni gibi Luhan'ında zihni mühürlüydü. Ama onun Sehun yüzünden sinirli olduğunu tahmin edebiliyordu. Bu nedensizce canını sıksada, bozuntuya vermedi. 

 Beyaz saçlı olan kardeşine delici bakışlarını göndermeye devam etti. ''Bu kepazeliği bana açıkla hemen!'' Dedi Luhan, dişlerini fazla fazla sıkarak. Sehun ise hala kafasını kaldırmayıp kucağına bakıyordu ve bu onun daha çok sinir olmasına neden olmuştu. 

 ''Sehun'un gece ateşi, çok yüksekti ve bende vücut ısısı dengede olsun diye yanına uzandım. Ah tabi ki çıplak olmam gerekiyordu, diğer türlü Sehun'u soymam gerekiyordu. Gerçi yapmadığım şey değil ama.'' 

 Kyungsoo, dona kalmış Sehun'u ve sinirden köpürmüş abisini bırakıp kıkırdayarak dışarıya çıkmıştı. Bu kadar eğlenebileceğini düşünmemişti. İkisininde tepkileri o kadar komik gelmişti ki, sürekli gülesi geliyordu. 

 Tek ayağının üzerinde zıplayarak merdivenlerden inerken, bu hayatta uğraşmayı en çok sevdiği kişiyi gördü küçük prens. 

 ''Jongin!'' 

 Esmer olan duyduğu sesle, merdivenlerin ortasında dikilip kendisine masum bakışlar atan Kyungsoo'yu görünce, hızla koştu. Vampirlerin insanlardan çok daha hızlı koştuğunu düşünürsek bir anda ortadan kayboldu demek daha doğru olurdu. 

 Kyungsoo ise gözlerini iri iri açarak. ''Yah! Buraya gel! Oynayalım!'' Diye bağırdı. Yerinde bir iki kere tepindikten sonra, o da bir anda ortadan kayboldu. Yakalaması daha doğrusu avlaması gereken esmer bir vampir vardı. (Vampir avcısı Kyungiee)

BLOODY SWORD / HANHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin