Bölüm 6: Korunma

3.3K 314 40
                                    

 Büyük ve oldukça lüks görünen binanın önünde dikildi Sehun. Dün okuldan aldığı stajyer yaka kartı elindeydi. Buraya girmeyi kesinlikle ve kesinlikle istemiyordu. Buraya pek uygun değildi. Stajyer olsa bile. İlk günden insanların ona tuhaf bakmaması için düzgünce ve en güzel kıyafetlerini giymişti. 

 Büyük ihtimalle annesiyle izlediği şu drama dizilerindeki gibi, havalı ve sosyetik insanlar vardı. Olabildiği kadar az rencide olmak istiyordu. Uzun saçlarını sağ tarafına doğru savurdu. Biraz kesime ihtiyacı olduğunu farkındaydı ama şu anda bununla uğraşamazdı. Okullar açılırken kısacık kestirir yine dönem boyunca uzamasını beklerdi. Kısa saçı çok sevdiği söylenemezdi. 

 Uzun ve derin bir nefes alıp, güvenlik görevlisini yanına doğru yürüdü. 

 Formalı adam, genç çocuğu baştan aşağıya süzdü. Sehun bu bakışlardan rahatsız olsa da sesini çıkarmadı. ''Merhaba, ben bu şirkette staj yapacağım da o yüzden gelmiştim.'' 

 Adam çocuğun hafif peltek aksanıyla keyifle sırıttı. ''Anlıyorum. Buyurun içeri geçebilirsiniz.'' Sehun onun  tavırlarında rahatsız olmuş bir şekilde kendini şirketin kapısından içeriye attı. Üzerindeki beyaz küçük küçük beneklerin olduğu kot gömleğini çekiştirdi.  

 Danışmadaki kızın yanına uğradığında kız direk kafasını kaldırıp Sehun'a bakmaya başlamıştı. Sehun ürpermişti ama yinede gülümsemeye zorladı kendini. ''Ben staj için gelmiştim de Bay Xio Luhan'ın bilgisi vardı.'' 

 Kız ilk önce kaşlarını çatıp ardından zarif bir şekilde gülümsedi. ''Evet bizde sizi bekliyorduk Oh Sehun'du değil mi?'' Sehun kızın söylediklerini onaylamak için hızlı hızlı kafasını salladı. '' Evet benim. '' Diye cevap verdi, genç kıza. 

  Kız ona elini uzatıp ''Memun oldum Sehun. Bu arada ben Choi Hani. Bir ihtiyacın olduğunda benden yardım isteyebilirsin.'' 

  Sehun' Hani'nin öğrettiği şekilde formlarla dolu olan fotokopi odasında, sözleşmeleri sırasına göre zımbalıyordu. Şirkette her kes sürekli bir koşuşturma içerisindeydi. Sehun onlar gibi oradan oraya koşup durmadığı için memnundu. Hem bu şekiilde Luhan'ıda görmek zorunda kalmıyordu. 

 Sehun kesinlikle azimli davranarak ve o adamla mümkün olduğunca az yanyana gelecekti. Bunun için tüm yaz boyunca bu odada tıkılı kalmaya bile razıydı. Havasız ve dar olan fotokobi odasında kaç saattir zımba yaptığını bilmiyordu ama yorulmuştu. 

 Aniden kapı çaldığında elindeki zımbanın teli parmağına batmıştı. Acıyla parmağını sallamıştı. ''Ah Sehun ben üzgünüm korkuttum seni.'' Hani koşarak genç çocuğun yanına gelip parmağını tuttu.

Sehun,  onun kararan gözlerine baktı. Genç kız hipnoz olmuş gibi, kanayan parmaktan gözlerini çekmiyordu. Sehun  korkuyla parmağını geri çekmeye çalıştı. Ama kızın tutuşu çok güçlüydü. Derince yutkunup "Hani, parmağımın bırakmanız gerekiyor."

Kız koyulaşan gözlerini genç çocuğun gözlerini sabitledi bu sefer. "Bunun mümkün olduğunu sanmıyorum. Onu dezenfekte etmeme izin vermelisin."

"Hayır gerçekten gerek yok. Ben kendim hallederim."

Sehun geri çekildi. Kızın tavırları ve görünüşü normal değildi artık.

"Hani!"

Gelen sesle, Sehun'un hala kanamakta olan parmağı serbest kalmıştı. Nasıl olurdu hala kanamaya devam edebiliyordu anlamıyordu genç çocuk.

Tanıdık gelen sese döndüğünde gözlerini kocaman açtı.  "Kyungsoo abi." Onun şu anda burada ne işi vardı? Bundan daha önemlisi ise onu gördüğüne gerçekten sevinmişti.

"Özür dilerim efendim. Ben bir an kendimi kaybettim. Çok Üzgünüm. Özür dilerim Sehun." Hani, her iki gençtende Özür dileyerek, küçük havasız odayı terk etti.

Sehun hala Kyungsoo'ya ve çıkıp giden Hani'nin arkasından şaşkınlıkla bakıyordu. Tuhaf bir şeyler olduğunun farkındaydı.

"Seni korkuttuğu için Üzgünüm Sehun." Kyungsoo, rahat bir şekilde konuştuğunda Sehun onun gerçekten Üzgün olup olmadığını merak etti.

"Oh! Önemli değil. Ben biraz şaşırdım."

"Hani'yi kan tutuyor bu yüzde öyle bir tepki verdi. Sen çok takılma. "

Sehun kafasını yana eğip "Ama kan tutunca kan şekeri düşer ve insanlar bayılır genelde?" soru sorar gibi cümlesini söyledi.

Kyungsoo hoş bir gülümsemeyle "Onun ki psikolojik sanırım. Travma gibi birşey. Sanırım artık burada çalışacaksın öyle mi? " konuyu değiştirdi.

Sehun onun ne yapmaya çalıştığının farkında olsada, ona ayak uydurdu. "Evet. Dün ben seçildim. Bir süre stajyer olarak buradayım."

"Senin adına sevindim." Koca gözlü genç bu sefer içten bir şekilde Sehun'u tebrik etti.

"Abi sende mi burada çalışıyorsun?" Sehun asıl merak ettiği konuyu sorduğun da kendini rahatlamış hissetti.

Kyungsoo ise ona gülümsemeye devam etti. Gülümsemesi çok asildi. Gerçi gencin her hareketi oldukça asil ve orantılıydı. Sehun asla onu aşırı tepki verirken görmemişti. Sakin havası onu daha bir havalı yapıyordu. "Burası abimin şirketi. Bende arada geliyorum toplantılara katılıyorum yönetim kurulu için."

  Sehun şaşkınlıktan küçük dilini yutacağını sandı. "Sen Xio Luhan'ın kardeşi misin? "

Aldığı olumlu cevaba pek mutlu olmamıştı.

  Kyungsoo'nun parmağına sardığı yara bandına baktı. Derin bir iç çekti. Tabi ya Kyungsoo'nun soyadı da Xio'idi. Yinede Sehun onunla bir ilgisi olmamasını dilerdi. Luhan yeterince korkutcuyken, hoşlandığı kişinin onunla bir bağı olması canını sıkmıştı.

"Aman bana neyse! Sanki Kyungsoo'da beni bekliyordu! Abisini engel olarak görüyorum birde." Kendi kendini güzelce gömdükten sonra, Yemekhaneye inmeye karar verdi. Çoktan öğlen olmuştu. Hem şirketide birazcık keşif edebilirdi hu sayede.

  Sade ve düzenli koridorlardan geçerken etrafına meraklı meraklı bakıyordu. Insanlar ona garip şekilde bakıyordu ve bu onu gerçekten korkutmaya yetmişti. Daha fazla gezmek istemediği için,  sabah yerini Hani'nin gösterdiği yemekhaneye yürüdü hızlı hızlı.

Stajyer kartını okutup, yemek sırasının sonuna girdi. Ne yiyeceğine karar vermeye çalışıyordu. Çok fazla yemek vardı ve Sehun çoğunun adını dahi bilmiyordu.

Yinede kore mutfağından vaz geçememesinin faydalı olacağına inandı.

Tepsisini eline aldığında büyük salona şöyle bir göz attı. Çoğu yer doluydu. Bir iki boş yer vardı onlardan birine oturmak için yöneldiğinde iri kıyım bir adam "Dolu burası başka bir yerde ye."

  Sehun tepsisini geri alarak başka bir yere geçmek istediğinde yine aynı tepkiyi almıştı. Bu onun biraz üzülmesine neden olmuştu. Bu insanları hayatında ilk defa görüyordu ama onlar bu şekilde davranıyordu bu çok zalimceydi.
Gözleri doldu. Bir iki yaş firar etmek üzereyken gözlerine soğuk buz gibi bir el kapandı.

Ürpermişti. Ne olduğunu anlamıyordu. "K-kim.." Sözü başlamadan kesilmişti.

"Siz kimin yemekhanesinde kime yer vermiyorsunuz? Buradaki herkes derhal domuzlar gibi tıkanmayı bırakıp sekreterime makul savunma dilekçesi yazsın. Yada derhal istifa etsin!"

Luhan'ın kalın ve gür sesi yemekhaneyi inlettiğinde Sehun olduğu yerde sıçramıştı. Tüm herkes yanlarından geçip giderken Luhan kendine biraz daha yaslamıştı Sehun'u, elleri hala genç çocuğun gözlerindeydi. Sehun ise fazla temastan kalbinin kanatlanıp uçağını sandı. Az önce korktuğu adam onu korumuştu değil mi?

BLOODY SWORD / HANHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin