on yedinci bölüm

Začít od začátku
                                    

Mirhan ne olacaksa olsun dedi kendi kendine çünkü o da artık yorulmuştu. Bu kadından ayrı geçirdiği her dakika onu biraz daha çöküntüye uğratmak dışında başka bir işe yaramamıştı. İşte şimdi tam yanındaydı ve bırakmaya da niyeti yoktu.

"Asmin."

"Mirhan." dedi Asmin, ikiside aynı anda söylemişlerdi Asmin gülümserken Mirhan da ona eşlik etmişti. Bu kadını ne kadar özlediğini şimdi daha iyi anlıyordu.

"Önce sen söyle." dedi Mirhan, Asmin ise uzatmak istemedi.

"Ben annemlerin yanına gitmek istiyorum bir süre." dediğinde Asmin Mirhan'ın hayal kırıklığı yüzünden okunur gibiydi. Asmin'in ise günlerdir düşündüğü şeydi bu.

"Olmaz." dedi Mirhan.

"Ne demek olmaz Mirhan?" dedi sinirle Asmin, bunalmıştı işte neyini anlamıyordu bu adam.

"Benimle İstanbul'a gelmeden olmaz." dedi cümlesini tamamlarken.

"Ne?"

Mirhan yerdeki pantolonuna uzanıp cebinden biletleri çıkardı. Asmin'e uzatırken Asmin elindeki biletlere baktı.

"Uzun zamandır gitmek istiyorum Asmin, seninle tek kalmak aramızdaki sorunları çözmek, konuşmak istiyorum."

"Ama..." dediğinde Asmin, Mirhan cümlenin sonunun hoşuna gitmeyeceğini bildiğinden cümlesini yarıda kesti.

"Ama yok Asmin, benimle geleceksin. Eğer döndüğümüzde hala gitmek istiyorsan seni kendi ellerimle götüreceğim." dedi Mirhan bunun olmaması için elinden geleni yapacağını bilerek.

"Tamam." dedi inat etmeye gerek duymadan Asmin.

"Asmin, bir kerede beni yormadan kabul et..." derken Mirhan Asmin'in ne dediğini cümlenin sonunda anlamıştı. Her zaman inat eden kadın bu sefer tek seferde kabul etmişti. Ve Mirhan şimdi gerçekten anlamıştı, bu kadın yorulmuştu.

Eski neşesi, enerjisi, o güldüğünde etrafı ışığıyla aydınlatan gözleri artık eskisi gibi değildi. Bunu zaten biliyordu ama şimdi bunu hissetmek, uzaktan değil de yakından şahit olmak Mirhan'ın içine sıkıntı salmış uykusunu alıp götürmüştü. Defalarca kez özür dilese Asminden artık bir faydası olmayacağını biliyordu Mirhan.

Mirhan, Asmin'in hayallerini,gülüşlerini, mutluluğunu çalmıştı ve bunun affedilecek bir yanı yoktu.

Asmin ona sırtını döndüğünde Mirhan ona sarılmaya cesaret edemedi. Dışarıdan kaya gibi gözüken, insanlara kendini öyle gösteren Mirhan çoktan bin bir parçaya bölünmüştü ve derdini anlatabileceği, güçsüzlüğünü gösterebileceği kimse yoktu.

İki genç birbirinden habersiz o geceyi sabah ederken güneşin doğmasıyla ikiside kendilerini uykuya bıraktılar. Gerçekler Mirhan'ın omzundan yük iken sırları da Asmin'in omuzlarındaydı.


*

Sabah olduğunda ikiside hiç konuşmadan hazırlanmışlardı, Asmin lavabodaki kocasının çıkmasını beklerken yatağa oturmuş karnını okşuyordu. Kapının açılmasıyla kendisini toparlamış karşısında meraklı gözlerle ona bakan kocasına dönmüştü.

"Mirhan hiç uzatmayacağım." dedi Asmin kendine güvenir bir şekilde. Mirhan ise kaşlarını çatmıştı.

"Ben gelmeyi kabul ettim ama kardeşlerimi burada bırakamam henüz bu olaylar sıcağı sıcağınayken böyle bir şey yapamam." Mirhan'ın kaşları eski halini alırken içinden derin bir oh çekti.

YARIM KALAN (KUMA)Kde žijí příběhy. Začni objevovat