Bölüm 4

1.5K 167 521
                                    

  Levi'nin Gözünden

 Akşam olmaya hazırlanıyordu, üstüme dökülen çayın üzerinden birkaç saat geçmişti. Bu süre zarfında sürekli Ereniye'yi düşünüyordum... 

Güzel, büyük ve ne renk olduğuna dair hiçbir bok bilmediğim gözleri... Onlara baktığımda y- ,ay pardon, midemde kelebekler uçuşuyor...

Hayatımda hiç böyle hissetmemiştim. Ereniye farklıydı, neden farklı olduğunu bilmiyordum ama farklıydı..

Hanji ile otururken aniden aklıma bir fikir geldi. Ereniye'yi eve atmak için Hanji'den yardım alabilirdim. Sonuçta ,ne kadar inanmasam bile, o da kızdı. (KIZ DEĞİL KADIN OROSPUÇOCUU)

Seksi ve mavimsi, lacivertimsi, buz mavimsi, gri, siyah gözlerimi Hanji'ye çevirdim. Biraz duraksadım ama sonunda "Kanka, bana yardım etmen lazım." dedim. Hanji bana merakla baktı ve "Hayırdır, ne oldu?" dedi. En boktan anime utanması yaptım ve elimi enseme götürüp kaşımaya başladım. Bir süre sonra ise "Şu Ereniye var ya." diye söze girdim. Kafasını salladı ve "Ne olmuş ona?" dedi.

Tam bir maldı, burada boktan anime utanması yaparak bir kızdan bahsetmeme rağmen o konuyu hala anlamamıştı. Hoş, ben de maldım. Neyse, hikayeye dönelim.

İyice yaklaştım ve "Ben onu nasıl tavlayabilirim? Birkaç tavsiye versene." dedim. Bir süre sessizliğe büründü, daha sonra konuştu..

"Küçük süprizler yap mesela."

--------------

Ereniye'nin gözünden

Akşam olmuştu. Mutfağa, yemek yemeye giderken aniden önüme bir şey çıktı! Önüme çıkan ufak şey ile fazla küçük çaplı bir çığlık attım.

Bilahare (Arapça kelime kullandım, Arapça biliyorum. ehuehuehuehu) ne olduğunu anladım, bu Levi'ydi!

Bana baktı ve "Üzgünüm, sanırım korkuttum." dedi. Ona anlamsızca bakıp "Hayır, korkutmadın. Ben boşuna çığırdım." dedim. Sanırım kitaptaki herkes maldı...

Her yere üç nokta koymam lazım, bu paragraflara daha derin bir anlam katıyor...

Düşüncelerimden çıka bildiğimde ve Türkçe'yi öldürdüğümde Levi bana "Bugün benimlesin." dedi. Ona anlamamış bir şekilde baktım, sonuçta her boka anlamsızca bakıyordum. Ellerimden tuttu ve "Benimle gel." dedikten sonra beni bir yere götürmeye başladı.

Nereye götürüyordu beni? Ne yapmayı planlıyordu? Tanrım, aklımda bir sürü soru vardı.

Balkon gibi bir yere geldiğimizde durdu ve bir süre bana baktı. Ben de ona "Ne bakıyorsun amk, süprizi yapacak olan sensin." bakışı attım.

Balkonun kapılarını açtı ve benim geçmem için kapıyı tuttu. Şu an bütün genç kızların hayali yaşıyordum.. Sanki beyaz atlı prensimi bulmuş gibi hissetmiştim..

Balkona adımımı attığımda mükemmel manzarayı ve yemek masasını gördüm. Benim için sandalyemi çekti ve daha sonra kendisi oturdu. İşte o zaman masayı daha yakından inceleme şansı bulmuştum. Önümde duran lahmacun ve ayrana baktım. Tanrım, lahmacunu sevdiğimi nereden biliyordu..? Masa çok güzel bir şekilde maydanozlarla donatılmıştı. Mum ışıkları bile vardı. Şu an cidden de bir genç kızın hayalini yaşıyordum...

~~~~~~~

Geldiğimizden beri baya bir zaman geçmişti. Bu süre içinde birbirimizi daha iyi tanıma fırsatı bulmuştuk. Ben de bu süre içinde ona daha fazla aşık oluyordum. Tam muhabbetin derinliklerine dalmıştık ki yaptığı bir espri yüzünden kahkahalara boğuldum. O da bu sohbetimizden eğleniyor gibiydi. Tebessüm etti, ayranından bir yudum daha aldı ve daha sonra gözlerimin içine baktı. Gözlerimiz buluştu, hiçbir şey demeden birbirimize bakıyorduk.

(KIZLAR MÜZİĞİ AÇIN, MÜZİĞİ AÇIN.)

Ayranını masaya koydu ve masaya doğru yaklaştı. Şu an çok yakışıklıydı, büyülenmiştim. Elini yüzüme doğru götürdü ve dudağımın kenarına dokundu.

"Kıyma kalmış..."

Eliyle dudağımın kenarındaki kıyma parçasını aldı ama elini çekmedi. Eli bir süre dudağımda gezindi. Daha sonra çenemden tutup beni kendine doğru çekmeye başladı. Evet, aramızda bir masa vardı ve bunu nasıl yaptığımızı ben bile bilmiyordum ama olsundu.

Dudaklarımız buluştu buluşacaktı, bir süre sonra gözlerimi kapadım. O da aynı şekilde gözlerini kapamıştı. Dudaklarımız neredeyse birbirine değecekti. Tam dudaklarımız buluşacakken aniden kendimi geriye çektim.

"Iyyy, ağzın leş gibi soğan kokuyor Levi!"

Bana şaşkınlıkla baktı ve sinirli bir şekilde "Burada iki saattir hayvan gibi ezmeleri gömüyorsun, yerken ortalığın içine etmene rağmen benim gıkım çıkmadı ama ben soğan yeyince mi battı aq?" dedi. Bir süre düşündükten sonra ona hak verdim ve "Haklısın." dedim. Kaldığımız yerden devam ede bilirdik ama benim Türkçe'm devam ede bilir miydi emin değildim. 

Beni çenemden tutarak yeniden kendine doğru çekti. Dudaklarımız tam birbirine değecekken ikimizde durmuştuk. Tam gözlerimi açıp ona bakacakken beni aniden kendine doğru çekti ve öptü..

Belli bir süre sonra geriye çekildi ve gözlerimin içine baktı. Ben onun gözlerinde, o ise benim gözlerimin içinde kaybolmuştu. Yavaşça yerine oturdu ama gözlerini benden ayırmadı. Her şey çok hızlı gelişmişti, çok utanmıştım. Kızararak yere bakmaya başladım. Beni süzdü ve "Ereniye." dedi. Ne kadar utansam bile bundan sonra ona bakmaya başlamıştım. Dirseklerini masaya koydu ve yaklaşarak "Utandığın zaman çok güzel oluyorsun." dedi. Gözümün önüne gelen saçımı kulağımın arkasına aldım ve tebessüm ettim. Ona baktım ve "Levi." dedim meraklı bir şekilde. Bana baktı ve "Buyur, gülüm." dedi. 

Şu an sormalı mıydım? Cevabı ne olurdu ki? Evet, şu an sormalıydım. Aklımda tek bir soru vardı ve benim bunu gidermem lazımdı.

Tam ayranından bir yudum daha alıyorken aniden sordum..

"Şimdi biz neyiz?"

------------------------

Herkese merhaba! Yazarınız gelddiiiğğğ! Arkadaşlar uzun bir süredir bölüm atmıyorum çünkü eski yaratıcılığımı kaybettim. Bu bölüm kötü olmuş olabilir o yüzden, umarım aşağıyaya harika yazdığımı ve Türkçe'min de mükemmel olduğunu yazarsınız. 

Voteler ve yorumlar benim için çok değerli, zaten vote sayısı düşmüş bir durumda... .d 

Bu arada beni çok sinirlendiren bir konu hakkında konuşmam lazım. Yazarken elim ayağım titiriyor yani o kadarrr!

Bir Wattpad kullanıcısı kendi çapında bir şeyler yazmaya çalışmış. Bu kendini bilmez pezevenk, yazdığı boktan kitabıyla her şeyi yerden yere vuruyor. Bütün sevdiğim yazarları ve onların mükemmel kitaplarını yerden yere vurdu. Ben artık böyle bir şeye dayanamadım.

Bu soysuz pezevenk @Berfin_Levi isimli bir kullanıcı.

Amatör ve öğrenim sürecinde olan herkesi eleştiriyor, sanki onlar mükemmel yazdıklarını söylüyorlar gibi.. Ama zaten herkesin ilk kitabı kötü olmaz mı? 

Bu kendini bilmez hadsiz, bunları komedi malzemesi olarak kullanıyor. Kendi çapımızda yazdığımız hikayeleri gömüyor, ötekiliyor ve rencide ediyor!

Ancak dur, sana birkaç lafım var..

Sen çok mu kusursuzun? Senin hiçbir kusursuzun yok mu?

Bütün yazarların yazma hevesini kırıyor ve milletin ayağına çelme takıyorsun. Ben ne kadar konuşsam bile sen insanların duyguları ile oynamaya devam edeceksin. Merak ettiğim bir şey var. Geceleri rahat uyuyabiliyor musun? Vicdanın sızlamıyor mu? Eleştirdiğin insanlar kendilerini 3-A'dan Ayşe gibi yerlere attığında hiç mi üzülmüyorsun? 

Umarım Wattpad'den yok olup gidersin.. .s

      -Berfin_Levi



Titan-ı Memnu (Shingeki no Kyojin - Japanese Soup Opera)On viuen les histories. Descobreix ara