4. Bölüm🍰

983 84 35
                                    

Selamun aleyküm tatlı okurlarım <3
Uzun bir aradan sonra nihayet yeniden sizlerleyim! Umarım bu dönüş bir kez daha kesintiye uğramaz da finale kadar bölümlerim düzenli olarak gelmeye devam eder..
Şimdi bol bol tatlının yanında Masal ve Cansu'nun heyecan ve olay dolu hikayesi devam ediyor ^_^ Keyifli okumalar dilerim :* Yorumlarınızda görüşmek üzere...

4. Bölüm

Sanırım bu seyahat hayatımdaki en sinir bozucu iş gezisiydi. Anlamıyorum ki üzerimde mıknatıs mı var? Hoş boşuna da dememişler; istemediğin ot burnunun dibinde biter, diye. Fakat o otu ne ben tanıyorum ne de tanımak istiyorum. Alt tarafı iki günlüğüne iş gezisine gittim ama günler geçmek bilmemişti. Bu kadar rahatsızlık, sinir bünyeme çok fazlaydı. Ben içten içe sayıp dururken valizim de adeta gelmemek için kendini paralıyordu. Üzerimde biriken tüm sinirimle valizlerin çıktığı yere bakarken ayağımı da sallamayı ihmal etmiyordum.

Gıcık şey! Biraz önce kendi valizi gelerek ayrılan sinir bozucu karamelli âdeta bana gıcıklık olsun diye ukala bir gülümseme ile havalı bir şekilde gözlüğünü takıp yanımdan ayrıldı. Gören de sanır ki içeride gözleri rahatsız edecek derecede ışık var. Anlamıyordum şu havalimanından güneş gözlüğü ile çıkanları da...

Kendi kendime âdeta pimi çekilmiş bomba gibi saydırıp dururken sonunda gelen valizimi çekerek aldım. İçimden yavaş bir şekilde ona kadar sayarken buradan çıktığımda mutlu, huzurlu bir Cansu olmak istiyordum. İçten içe bu şeyler bana ne kadar uzak kalmış olsa da iki günlük iş gezimi tamamen unutmayı düşlüyordum. Her şey o karamelli gözlü ile başlarken iki günümün de o gözlerle ikide bir karşılaşıp zehir olacağı aklımın ucundan dahi geçmemişti. O kadar tesadüf eseri karşılaşmalara rağmen tanışamamıştık da... Aman tanışmak da ırak olsun. Bir insanın hem bu kadar ukala hem de bu kadar tarz sahibi olup ilgi çeken bir havası olması beni daha çok sinir etmişti. Elindeki o fotoğraf makinesi bir an olsun düşmezken ben de sinirden bol şekerli kahvelerimi eksik edemiyordum. Aynı otelde kalmamız beni daha çok gererken sanki ben nereye o, o nereye ben gidiyor izlenimi verir olmuştuk. Her şeyi kabus olarak düşünmek isterken iş gezisi kapsamındaki işlerimin yolunda gitmesi ise tek çıkarlı yanım oldu. Neyse ki işlerim güzel gitti de her şey tamamen beni çilden çıkartmadı. İçten içe konuşmalarım devam ederken beni karşılayan birini görmeyince mutsuzluğum daha çok arttı. En azından Masal gelir diye düşünürken onun da burada olmaması beni daha çok gerdi. Eve gidene kadar onun enerjisi ile kendime gelebilirdim. Yüzümden okunan üzüntüm ile valizimi çekerek havalimanının dış hatlar bölümünden çıkarken güneşli hava ise bana umut olmaya çalışıyordu. Nedense bu iki günde oldukça gergin, sinirli bir ruh halinde takıldım. Anlamsızca kendimi kötü hissederken her şeyi de etkilemişti bu havam. Neyse ki ülkemin güzel güneşi beni sıcak bir şekilde karşılarken sanki her şeyin de güzel olacağı sinyalini veriyordu. O sırada arkadan sarılan kollarla irkilirken adımı duymamla neye uğradığıma şaşırdım. Duyduğum sesin özlemi içimi ısıtmaya yetti. Anında arkama dönüp ona sarılırken ayların hasretini de çıkarmak niyetindeydik.

''Cansu'm... Can güzelim..''

En sevdiğim yakışıklımın sözleriyle asıl benliğime kavuşurken kardeşimin ışık saçan gözleriyle mutluluğu en güzel köşesinden yakaladım.

''Çok özledim seni ablam..'' diyerek kardeşimi öpücüklerimle ödüllendirirken ''Tamam, çok özlendim ama bu kadar da öpülmez ki... Hem kızlar şimdi yanlış anlayacak, kısmetimi kapatacaksın abla!'' diye sitemiyle bir tane daha en kocamanından öpücük kondurdum yanağına.

''İstediğim kadar öperim, sus bakayım. Hem sana ne oluyor? Sende bu hava, bu gülüş varken kısmetin zor kapanır. Asıl kısmeti kapanacak olan benim. Daha da öpmüyorum seni!'' diyerek tribe bağlarken anında sıcacık kollar tarafından sarmalandım.

Dilimler Aşkına!Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon