16. Bölüm: Babam Ölmüş

1.4K 95 6
                                    

Sıcak... Hava o kadar sıcak ki odadaki klimaya ve şort tişörtle oturmama rağmen sıcaktı. Dışarıyı izlediğim pencerenin arkasından bile bunu hissedebiliyorum. Güneş dışarıyı o kadar güzel aydınlatıyordu ki.

Elimdeki kitabı göğsüme bastırıp gözlerimi kapadım. Gene o odadaydım. Aynı yerde uzanıyordum. Elimde kitabımla birisinin kucağında uzanıyordum. Evet, birisinin kucağında uzanıyordum.

Gözlerimi açtığımda yavaşça yerimden doğruldum ve karşıma bakıp gülümsedim. Kucağında yattığım kişiye gülümsedim. Görüntü biraz bulanık olsa da git gide netleşiyordu. Bu... Bu nasıl olabilirdi? Akının odasında onunla birlikte ne işim vardı?

Bu sefer hava sadece güneşliydi. O kadar mutluyduk ki. Her şey çok güzeldi. Akın saçlarımı okşayıp bana bir şeyler söylüyor ama anlamıyorum. Gülümseyerek tekrardan kucağına uzanıyorum ve birlikte kitap okumaya devam ediyoruz.

"Mina! Mina, kalk kızım." Annemin sesiyle uykumdan sıyrıldığımda gözlerimi açıp ona baktım. "Güzel rüyandan uyandırmak istemezdim ama geç kalacaksın."

"Ah, anne!" diye mırıldandım gözlerimi ovuştururken. Yine mi o rüya? İstemsizce yüzümde oluşan gülümsemeye mani olamıyordum.

"Hayırdır, ne gördün?"

"Hiç, öyle rüya işte" dedim yataktan kalkarken. Annemin söylemlerine gülerek banyoya girdim ve rutin işlerimi halletmeye başladım. Uzun zamandır, her gün olmasa da aynı rüyayı görüyordum. Ama yanımdaki kişinin yüzünü ilk defa net bir şekilde görmüştüm.

İki haftadır neredeyse her gün kafeyi ben açıyordum. Umutun finalleri iyice yoğunlaşmıştı. Okula gitmediği günlerde de ders çalışıyordu.

Burak ve Akının da finalleri ve ödev teslimleri falan vardı. Bu okul da insanı bayağı yoruyordu yani anlaşılan. Tabi öğlene kadar kafede tek olduğum için ben de yoruluyordum. Neyseki bugün son gündü. Hepsinin sınavları, ödevleri bitiyordu.

Yemek gecesinden sonra hiçbiriyle doğru düzgün konuşamamıştım. Hazanı bile görmüyordum. Sadece yemekten sonraki gün bize kalmaya gelmişti. Her şey yolundaydı ama. Önemli olan da oydu zaten.

Tekrardan odaya döndüğümde dolabımdan kıyafetlerime göz gezdirdim. Hava biraz sıcaktı bugün ve ben elbise giymek istiyordum. Gri elbisem gözüme çarpınca askısından çıkarıp elime aldım. Beli lastikli kısa kollu bir elbiseydi. Boyu da dizlerimde falan bitiyordu.

Pijamalarımı çıkardıktan sonra elbiseyi üzerime geçirdim. Aynanın karşısına geçip saçlarımı salaş bir şekilde ördükten sonra hazırdım. Siyah sırt çantamın içine eşyalarımı doldurup odadan çıktım.

"Hadi, gel hızlıca bir şeyler ye" dedi annem mutfaktan seslenip. Mutfağa geçip yerime oturduktan sonra hızlıca bir şeyler atıştırdım. Bu iki haftadır kafeyi ben açtığım için Ereni okula annem bırakıyordu.

"Hadi, ben kaçtım" dedim ve çantamı alıp mutfaktan çıktım. Siyah spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdikten sonra evden çıkıp koşarak otobüs durağına geçtim. Saate baktığımda rahat bir nefes bıraktım. Bugün de kaçırmamıştım otobüsü. Hadi bakalım.
######
"Biz geldik" diye şakıyan Umutun sesini duyduğumda tezgahın arkasından onlara baktım.

"Hoş geldiniz" diye seslendim ben de gülümseyerek. Elimdeki tabakları alıp mutfaktan çıktıktan sonra isteyen kişilere teslim ettim. "Ee, bitirdiniz mi?"

Kadere BakWhere stories live. Discover now