no title

61 7 3
                                    

bugün seni göremedim, fazla yorgundum ve başım zonkluyordu
bir arkadaşımızın havuzuna gittim, fakat onlar evde değil, şehir dışındaydı, böylece neon renkli bikinimin arasından süzüldüm ve anadan doğma vücudumu soğuk suya attım

her saniye su toplamış ayaklarıma sardığım bantların gevşekleşip, bir o yana bir o yana sallandığını hissediyordum ve derisi sıyrılmış yara iyice yanmaya başladığında pes edip havuzdan dışarı sürükledim kendimi

seni görmek istiyordum, ama istemiyordum

senin gelmeni istiyordum bu sefer, ete kemiğe bürünmeni ve beni hazırlıksız yakalayıp arkamdan sarılmanı, ellerin ile omuzlarımdan sıkı sıkı tutup ensemden beni öpmeni istiyordum

oturup 2 şeftali kestim ve kendi başıma onları yedim, seni düşündüm
ince, bir ipe geçirilmiş gibi duran dudak etlerinin tadını, sigara içerken refleks olarak kafanı yukarı kaldırıp dumanı üflemeni ve üflerken göğsünün iyice küçülmesini, baş parmağın ile burnunu kaşımanı, ince, hastalıklı duran ve yaşın ilerledikçe bu inceliği daha etli hallerine bırakan bacaklarını düşündüm

tekrar, tekrar ve tekrar aşık oldum sana

dün uyuyamadım ve seni düşündüğüm bir an kalbime ağır bir ağrı saplandı, sağ elimin işaret parmağı sanki yerinden çıkıyormuşçasına sızladı ve ben acıdan kıvrılıp peluş oyuncağıma sarıldım

üç kabus gördüm, üst üste
bunları anlatmak isterdim sana sevgilim ama annem, onun da anneannesinin dediğine göre kabusları anlatmanın o kötülüğü çağırdığını söylerdi ve bu yüzden çenemi kapalı tutacağım

son kabusumdan sonra terler içinde kalktım ve odamda asılı duran çamaşırların sabah ışığı içinde bir adama dönüştüğünü görür gibi olup korkudan ağlamaya başladım, nefes nefese kalmıştım ve alnımdan süzülen terler genzime doluyor ve çığlık atmamı önlüyordu

biraz uyku ilacına ve antidepresanlara ihtiyacım olduğuna kadar verdim, bu aralar Benekli buraya sık uğramaz olmuştu, ve sensiz kalmak bana korkunç anılar yaşatıyordu, titriyor ve sen gelene kadar çığlık atıyordum
kırmızı ve yeşil pastellerle adını duvarlarıma kazıyor, annem bunu görüp bana okkalı bir tokat atıyor ve kollarında daha doğmamış olan bebeğinin cesedi dururken ağlamam hızlanıyor ve deliye dönüyordum

sadece seni seni ve seni istiyordum lanet olası adam, senin ruhunu istiyordum ve gözlerinin sadece bana bakmasını, hayali dudaklarının sadece beni öpmesini, kasıklarının sadece benimkilere temas etmesini ve kırmızı mor papatyalarının sadece beni görünce açmasını istiyordum,

bugün ellerini ellerimde hissetmedim, gözlerini görmedim, ama sadece seni düşündüm
şeftaliler güzeldi ve kırmızı içleri bana senin güzel dudaklarını ve beni mest eden aklını andırdı

seni özledim, seni seviyorum

for b ;Where stories live. Discover now