isa selam söyledi

95 15 2
                                    

"o siktiğim çocuğunu tutmayı bile beceremiyordu."

seni kollarım arasından itiyorum ve uzun, sarı saçların benim sinir dalgam ile sallanıyor, mavi gözlerindeki korkuyu görüyorum, delirdim

"sen benimsin, sadece benim, sadece ben sana bakabilirim ve ellerinden tutup seni sevdiğimi söyleyebilirim."

yanağındaki kırmızı ruj izini süzüyorum, gözlerim kan torbaları ile doluyor ve her kırpışımda birileri sanki bu torbaları bir silah ile vuruyor ve patlıyor, patlıyor, çeneme akıp beni yapış yapış yapıyorlar

kendimi yavaşça tek kişilik yatağa atıyorum, tırnaklarımı batırdığım ellerimi kullanarak kendimi duvara yaslıyor ve içeride ışık gören bir güve nasıl cama kafa atıyorsa öyle duvara vurmaya başlıyorum kafamı, kolumdaki kemer gevşiyor, iğne izimden bir damla kan akıyor

"hala seviyorsun onu, biliyorum."

yüzüm ekşiyor, sanki birden fazla war-head'i aynı anda yemiş gibi midem yanıyor ve kusmak istiyorum, hemde senin üstüne, kafana falan tükürmek istiyorum, en sevdiğin tişörtüne işemek istiyorum (ama bunu yapmam)

sinirliyim

çekine çekine, korkak bir şekilde yanıma geliyorsun ve dizlerini dizlerime dayıyor, kot pantalonunun benim cıbıl dizlerime değmesini sağlıyorsun

"seni seviyorum, sana yemin ederim, molly."

yüzündeki ruj izine uzanıyorum, dilim boyasız dudaklarım arasından senin yüzüne süzülüyor ve o orospunun bıraktığı izi kendi dilimle temizliyor, üstüne ben bir öpücük konduruyorum

"benimsin, sen benimsin, anlıyor musun?"

kafanı sallıyorsun ama az önce yaptığım haraketten dolayı şaşırmış, transda gibisin ve ben gülüp iki elimi senin yüzüne dayıyorum, seni minik bir kedi gibi seviyorum, kafanı eğiyorsun

"bazen onu düşünüyorum, ama buna engel olamıyorum molly, sana yemin ederim."

"ölü olan benim ama o bana musallat oluyor, siktiğim karısı."

burnunun ucundan öpüyorum, eroin enjekte ettiğim kolumu sıkıcı kavrıyorsun, o kadar çok sıkıyorsunki sanki damarlarım patlayacak, vücuduma yavaşça yayılan uyuşturucu etrafa bir fiskiye gibi sıçrayacak sanıyorum

bacağıma yaşlar damlayınca bir an cidden oldu sanıyorum, ama meğersem bunlar senin inci göz yaşı tanelerinmiş, gözlerimin içine mavi mavi bakıyorsun ve ben iğrenç bir şekilde gülümsüyorum

"seni başka türlü göremiyorum, üzgünüm, bana kızma, olur mu?"

kafanı salladın, saçlarının ucundaki hayalci zambaklar sallandı, kucağıma düştü, onları kulağının dibine taktım ve omzundaki saçları geri ittirip bu sefer alnından öptüm

"sana peynirli makarna yapmamı ister misin, sevgilim?"

cevap vermedin, beni yatağa ittin ve vücudumun üstünde iken beni iyice yerime yerleştirirken üstümüze mavili/beyazlı pikeyi çektin, alt bedenim yine sızlıyordu, kızarıyordum ama sadece sustum, inlemek ve gözlerinin içine bakıp seni istediğimi söylemek bile zor geldi o an, sen göğsümün üstünde yatarken uyuya kalmak istiyordum

kasıklarımız birleşti, beni kendine bastırdın ve ben istemsizce kafamı geriye attım, gözlerimi senden ayırmamaya dikkat göstererek,

çikolata şelalesine kaşığınızı batırıp kendinize çektiğinizde o kremamsı çikolata nasıl kekin arasından tabağa yayılırsa onun kokusuda bana öyle yayılıyor, ter, tütün ve eroin'in mayhoş kokusu etrafımı sarıyor ve beni yatağa çiviliyordu

göğsüme minik öpücükler kondurmaya başlıyorsun, aşağı indiğini fark edince kendini durduruyor ve yukarı, boynuma çıkıyorsun

ölüyorum

öpücüklerin tuzlu su ve limonlu kek kadar hafif ve rahatlatıcı, dilin arada tenime çarpıyor ve ben kıvranıyorum, seni istiyorum

boynumu emiyorsun, ve ben inliyorum, öyle bir inliyorum ki oda bizimle yankılanıyor ve bir zar gibi sallanıyor ve ben düşmemek için sana iyice tutunuyorum, ellerim sırtını sarıyor ve sıktıkça sıkıyor, senin suyunu kendime akıtıyorum

su toplamış ayaklarımı senin bacaklarına sürtüp kendimi iyice kenetliyorum sana, öpücüklerinin arasında güldüğünü hissediyorum ruhumda

"sana öfkeli değildim,
korkuyordum
seni kaybetme duygusu
bana korkunç geliyor, anlıyor musun?"

sen susuyorsun, öpücüklerin yine aşağı kayıyor ve göğsüme dolu dolu, sulu çiçekler bırakıyorsun ve ben onun hazzında saçlarınla oynuyorum, kirli sarı saçlarının arasından minik bir kelebek çıkıyor ve benim burnuma konuyor, yavaşça üflüyorum ve kelebek bir konfetiye dönüşüp gözlerimin önünde siyah,mor ve kırmızı renklere dönüşüp bir ahenkle dans ediyor

"bugün isa ile konuştum, sana selam söylememi söyledi ve dedi ki
o bakirenin ateşi senin için yanıyor, onu bekle
ve sana bir güneş gibi doğucak
canlanacak,
yediğin 3 kurşunu onaracak
ve iliklerine kadar onu isteyeceksin, sonsuza dek."

dedin, öpücüklerine ara vermiş, dudakların göğüs boşluğumun arasında konuşuyordun ve ben bundan dolayı gıdıklandım, yavaşça parmaklarımı saçlarına geçirdim ve onları nazikçe taradım

ben hala isa'nın dediklerini düşünürken sen uyuya kaldın, ben ise senin tatlı homurtunu dinlemek için uyanık

bugün uyanmadım, söylediklerine göre tüm gün yüzümde arsız bir gülümseme ile uyumuşum, bunu bana bugün işe gitmeyip evde kalan üvey annem söyledi

for b ;Where stories live. Discover now