7. Kurşun 🔫

3.8K 286 132
                                    

Arkadaşının hazırladığı yemek masasından henüz kalkmıştınız ki RiJin'in telefonu çalmıştı.

"Oh! Abi geldin mi?" Heyecanlı bir şekilde konuşup kolunu sağa sola sallıyordu.

"Ne çabuk geldin abi?! Ben bir kaç gün sonra gelirsin sanıyordum." Elini beline koyup çemkirme moduna girdiğinde kendini gülmekten alamamıştın. Gözlerin Chanyeol'e kaydığında onun, arkadaşını gayet anlamlı bakışlar ile izlediğini gördün.

"Tamam geliyorum ben!" Telefonunu cebine koydu ve salondaki kolukta oturan sana yaklaştı. "Ben gidiyorum bebeğim. Abim gelmiş 'Kapıda kaldım çocuk!' diye söyleniyor." Gözlerini devirip kollarını açtığında gülümseyip ona sıkıca sarıldın.

"Tamam sonra görüşürüz."

"Muhtemelen yarın görüşmek zorunda kalırız. Yifan seni de özlemiştir." Kıkırdayıp geri çekildi ve yanaklarını öptü.

"Bende onu özledim. Selam söyle olur mu?" Kafasını sallayıp seni onayladı ve MinHo'ya döndü.

"Bebeğime iyi bak. Yoksa çete lideri falan dinlemem sökerim nefes borunu." Dedikten sonra yapmacık bir gülümseme ile onun omzunu pat patladı.

"O potansiyeli sende görüyorum. Merak etme." MinHo ciddi bir şekilde konuştuğunda RiJin kıkırdamıştı.

"Seni ben bırakayım." Chanyeol ayaklanıp konuştuğunda RiJin tek kaşını kaldırarak ona döndü.

"Zaten başka şansın yok. Hiç bu saatte taksiye binemem ben. Hem parama da yazık yani." Dudak büzerek sana öpücük attı ve dış kapıya doğru seke seke gitti. Chanyeol umutsuzca kafasını salladıktan sonra MinHo'ya sarılmış sana da hafifçe gülümseyip ve evden çıkmıştı.

"Arkadaşın gerçekten çok garip biri." MinHo yüzündeki garip ifade ile konuştuğunda kahkaha attın.

"Ondan korkuyor musun?" Kahkahan ancak kıkırdamaya dönünce konuşabilmiştin.

"JongHyun bile ondan tırsıyorsa bence benim durumum pek garip değil. Adam sağ kolum ve psikopatın önde gideni fakat tırsıyor işte." Kendini tutamayıp yine kahkaha attığında MinHo bütün dikkatini sana vermişti.

"Yemin ederim gülüşünün solmaması için canımı veririm." Attığın kahkaha duyduğun bu sözler ile aniden durmuştu. Gözlerini ona çevirdiğinde duygu yüklü gözler ile sana baktığını fark ettin.

"Bahçeye çıkalım mı? Bu saatlerde serin oluyor." Utanmış gibi elini ensesine atıp konuştuğunda gülümseyerek onu onayladın.

Beraber evin arka bahçesine çıkıp büyük bir ağacın altında bulunan masaya oturdunuz.

"Kris ile yakın mısınız?" MinHo garip bir ciddilikle dirseklerini masaya koyarak konuştu.

"Yani sayılır. RiJin'in abisi olduğu için benimde abim sayılır tabii ki." Dediğinde MinHo derin bir nefes verip arkasına yaslanmıştı. Neredeyse yanyana oturuyor gibiydiniz.

"Ne zamandır çete işleri ile uğraşıyorsun? Yani bayağı tecrübeli gibisin de." Çekingen bir şekilde konuştuğunda MinHo elini yanağına yaslayıp tebessüm etti.

"Doğduğumdan beri içindeyim demek daha doğru aslında. Yani bu bizim ailemizden gelen bir şey. 17 yaşındayken de başa geçtim. O zamandan beri liderlik yapıyorum." Gözlerin kocaman olmuştu. O kadar genç yaşında bu işlere girmeye nasıl cesaret edebilmişti ki?

"Çok uzun zaman olmuş. Üstelik çok küçükmüşsün." Sende onun gibi elini yanağına yaslayıp konuştun.

"Zaten yapmakla yükümlü olduğum şeydi. Babam öldükten sonra çetenin başına geçecek kişi en büyük çocuk bendim." Üzüntü ile iç çekip elini MinHo'nun boş elinin üzerine koydun.

Kurşun (Choi MinHo OC)Where stories live. Discover now